Aşırı yağmurlar yollara hasar verdi

Taner ULUTAŞ

KKTC’nin genelinde kendini gösteren aşırı yağışlar birçok yolu kapanma noktasına getirirken bazı yolların da kullanılamamasına neden oluyor.

Uzun bir aradan sonra yoğun bir şekilde yağmaya başlayan yağmur, özellikle dağ yollarında toprak kaymalarına neden olurken, 120 kg yağış aldığı öne sürülen Alevkayası yolu üzerinde toprak kaymalarının görüldüğü ve dağdan düşen kayaların yolu kapattığı gözlemlendi.

Beşparmak – Alevkayası yolunun toprak kayması ve kayaların düşmesi sonrasında kapanma noktasına gelmesinin yanısıra, Görneç yolunun da aşırı yağmurlardan zarar gördüğü öne sürülüyor.

Güney’de toprak kayması ile kaya düşmesi tehlikesi olan yollarda alınan tedbirlere karşın, KKTC’de böylesi tedbirlerin alınmaması, yolların kapanmasına ve sürücülerin tehlikeli saatler yaşamasına neden oluyor.

Dere yataklarının temizlenmemesi, dranaj vazifesi gören kanalizasyon ağızlarının çöpler ile kapanması su baskınlarına davetiye çıkarttığına vurgu yapılıyor.

Yoğun yağan yağmurun bazı trafik ışıklarını da olumsuz etkilediği öne sürülüyor. Sosyal Medya’da paylaşılan bu fotoğraflarda, 3 rengi de ayni anda gösteren trafik ışıkları şaşkınlık yarattı.

******

Sahibine Mesajlar

Sn. Hüseyin Özgürgün, Başbakanlık önünde gerçekleştirilen eylem esnasında sizin makam arabasını Dışişleri Bakanlığının arka tarafında gizlenirken gördük. Eylemin büyüklüğünden o da ürkmüş olacak ki, Başbakanlık önünden kaçarak Dışişleri Bakanlığının arkasına saklandı. Sn. Özgürgün, makam ve mevkiler elbise gibidir. Kimisine dar gelir öldürür. Kimisine bol gelir güldürür. Ama kimisini de yaptığı yanlışlıklar nedeniyle stresten öldürür.

**

Sn. Serdar Denktaş, vallahi de billahi de cesaretine hayran kaldım. Feci bir trafik kazasından sonra kabaran ve sele dönüşen öfke karşısında sıçan deliğine bin altın sayanlar ortadan kaybolurken sen çıktın ve dert dinledin. Sn. Denktaş, kadının huyu para yokken. Erkeğin huyu para varken. Siyasetçinin yüreklisi de kabaran halkın öfkesi doruğa çıkarken belli olur.

**

Sn. Şener Elcil, nedense herkesin görüşüne saygı göstermeyi öğrenemedik. Şayet birisi ile görüşleriniz ters orantılıysa ve yaptıklarınız ona ters geliyorsa Sosyal Medya’da size yönelik küfürlü hicaz, Santurlu sövme makamından da nihaventten dem vurmaya başlarlar. Hocam, insan dilini terbiye etmeden önce yüreğini terbiye etmesi gerekir. Çünkü söz yürekten gelir ve dilden çıkar.

**

Sn. Kemal Dürüst, yolların yapımına başlandığı yontma taş devrinden beridir, el atılmayan o yolun faturası sana kesildi. Tam benzini topuklayıp tabba kiriş 1500 feette giderken senin tekere androş (Takoz) konması bence haksızlığın daniskasıdır. Yontma taş devri, Cilalı Taş devri ve tunç devri geçti ama bu devirdeki idarecilerden hesap sorulmadı. Şimdi vurun abalıya filmi vizyona kondu. Sn. Dürüst, giden gencecik fidanlara sende en az çocuklarını yitiren aileler kadar üzgünsün biliyorum. Ama sabır. İçin bağıra bağıra ağlarken, dışının sessizce kabullenmesidir sabır denen şey. Unutmayın.

**

Sn.Sıla Usar, son zamanlardaki hareketlerin ile bu ülkenin adam gibi adam siyasetçilerinden Naci Talat Usar’ın kızı olduğunu gösterttin. Açıklamanda insan yaşamını değersizleştiren, yurttaşların yaşam hakkını koruyan, yücelten, özgür, demokratik bir düzene ulaşana kadar mücadelemiz sürecektir diyorsun. Da, okşayan elin kıymetini bilmeyip tekmeleyen ayağı öpen bizi idare ettiğini sananlar doktorların ruhunu mu anlayacaklar?

**

Sn.Cem Kapısız, nerden bulduysan buldun. Kapıyı Ercan Havaalanına taktın ve kilidi de attın. Senin kapısızım sözüne kananlar kapıya vurdukça olmuş armut gibi patır patır döküldü. Sn. Kapısız, bugüne kadar verilen vaatler yerine getirilmedi. Ama oy menfaatçilerinin, kuş gibi olduğunu ve yerde eliniz ile beslenirken uçarken başınıza pisleyeceğini bilmeliydiniz.

**

Sn. Olgun Amcaoğlu, son günlerde Başbakanlık önünde öfke seline dönüşen vatandaşlar Başbakanlığın ne demir kapısını nede kilidini bırakmış diyorlar. Geçtiğimiz günde TKP’nin kuruluşu ile ilgili evrakları geciktirdiğin yönünde sana bir gönderme yapmıştım. Sürçü Lisan eyledik Olgun’um. Amcaoğlu’ları ailesi bu kadar geniş olunca bizde zaman zaman feleğimizi şaşırıyoruz ve senin de günahına giriyoruz.

**

Sn. Safa Güngör, ah be gardaş bir hata bir dikkatsizlik memleketi darmadağın etti. Bir kahvenin 40 yıl hatırı vardır ama kamyonda yapılan kahvenin de 5 yıl kodesi kapı arkasında saklıdır. Safa gardaş değer ağırdır. Onu taşıyabileceğinizden emin olduğunuz insanlara verin der ünlü düşünürler. Bakıyorum sen kaldıramadığın ve başkasına da vermek istemediğin o değerin altında tuz buz olmuşsun.

**

Sn. Hamza Ersan Saner, bu ülke yıllardır, kaçak ve çalışma izni olmadan çalışan insanlar ile doludur. Kamyon şoförünün çalışma izninin olmamasının faturası size kesildi. Ancak bir bakan elinde kontrol cetveli yola çıkıp, bunun çalışma izni var bunun yok diye araçları durdurup kontrol edemez ki. Kamyon şoförünün çalışma izni yok tamam. Şerit değiştirdi o da tamam. Kamyonda kahve faslı yapardı ona da amenna bunları yaptığı için cezasını da misli ile çekecek o da tamam. Peki, ama sizden önceki partinin çalışma bakanı bu arkadaşın çalışma izni varmı yokmu niye bakmadı dersiniz? Ama sap ile samanı galiba karıştırıyoruz.

**

Sn. Alihan Pehlivan, 6 ay önce hükümet edenler sanki hiç sorumlulukları yokmuş gibi Başbakanlık önünde. Başbakanlık Müsteşarı Asaf Şenol.  6 ay önce Ulaştırma bakanlığı müsteşarı Şener çağman da orada. Baş provokatör Anayasa da. CTP li bakan ve vekillerde. Ne güzel diyorsun sosyal medyadaki mesajında. Alihan, Süleyman Demirel ne demişti hatırladın mı? Dün dündü bugün de bugün. Sevgili Alihan, iyi olmak kolaydır. Mühim olan Adil olmaktır. Unutma.

**

Sn. Abdullah Korkmazhan, Kıbrıs Üniversitesinde, Türkiye ve Ortadoğu Çalışmaları Ana Bilim Dalı bölümünde yürüttüğün doktora çalışmanı gerçekleştirdiğinizi öğrendik. Kutlarız. Sevgili Abdullah, sen parti yöneticiliği yaptığın sırada kasırgalara dayanmışsın. 5 bufor şiddetindeki rüzgarla mı yıkılacaksın.Kutlarız.

**

Sn. Orhun Karagözlü, yağmur bir saat yağdı ama böyle sağanak halinde yağarsa Lefkoşa’ya vapur, firkateyn, sandal ile bot gerekecek diyorsun. Yeğenim, doğru söylüyorsun da, sanırım bizim motorlu kayığın garajda hazır beklediğinden haberin yok. Arkasında da ne olur ne olmaz, kıçtan takma motoru olan botu da bağladık. Başımızı vurmadık bir mezar taşı kaldı. Biz bu işlerde katmerlendik yeğenim. Bu defa kusura bakma haber vermede geç kaldın.