“BU ANLAŞMA PEŞKEŞ VE DAYATMADIR”
Basında yer alan ve TC Hükümeti ile KKTC Bakanları arasında Ankara’da anlaşılan mutabakat metni olduğu iddia edilen sözleşmeyi “asrın peşkeşi” olarak nitelendiren Hasan Ulaş Altıok, Detay Gazetesi’ne yaptığı açıklamada bu metnin gerçekliğinin henüz kesin olmadığını fakat kimsenin çıkıp ta bunu yalanlamadığını ifade etti. Altıok, ortaya çıkan anlaşmanın su komitesinin hazırladığı taslakla uzaktan yakından alakası olmadığını da dile getirdi.
“TEMİZ SU FİYATINA İÇİLEMEZ SU”
Sistemin dışında kalan belediyelerin cezalandırılacağını söyleyen Altıok, “özel işletme Türkiye’den gelen temiz suyu 5 liraya satıyorsa sistemin dışında kalan belediye de hain damgası yiyeceği için cezalandırılarak kendi kaynaklarından kullanacağı içilemez suyu da 5 liraya satmak zorunda kalacak” dedi
“KULLANMADIĞIMIZ SUYUN PARASINI DA ÖDEYECEĞİZ”
Ortaya çıkan anlaşmanın 12. maddesine göre KKTC Devleti’nin suyun işletmesini yapacak olan özel firmaya alım garantisi vereceğini dile getiren Altıok, “Türkiye hükümeti de ihaleyi alacak olan özel şirketi korumak için anlaşmaya alım garantisi maddesi koydu. Bu maddeye göre belirlenecek miktarda suyun parasını kullansak ta kullanmasak ta ihaleyi alan özel firmaya ödemeyi kabul edeceğiz” diyerek, Türkiye hükümetinin ihaleyi alacak firmayı koruyacak şekilde bir anlaşma önerdiğini söyledi
CTP Parti Meclisi tarafından oluşturulan su komitesinde yer alan CTP Parti Meclisi üyesi ve DAÜ Öğretim Üyesi Hasan Ulaş Altıok, geçtiğimiz gün ortaya çıkan ve yetkili makamların yalanlamadığı Türkiye Hükümeti ile KKTC Bakanları arasında su ile ilgili varılan anlaşma metninin, su komitesinin hazırladığı öneriyle hiçbir alakası olmadığını Detay Gazetesi’ne açıkladı.
Taslak metin kapsamında sisteme dahil olmayacak belediyelerin kendi kaynaklarından kullanacakları suyun fiyatını dahi belirleyemeyeceğini dile getiren Altıok, belediyelerin temiz su fiyatına içilemez su satmak zorunda bırakılacağını vurguladı. Yaptığı açıklamada alım garantisi konusuna da değinen Altıok, “Bize kullanmadığımız suyun bile parasını ödetecekler” dedi. Su konusunda son sözün parti meclisinde olduğunu da hatırlatan Hasan Ulaş Altıok, Detay Gazetesi’ne yaptığı açıklamada parti meclisinin böyle bir anlaşmayı onaylamayacağını da sözlerine ekledi.
“PARTİ İÇİNDEN DIŞARIYA DÜZENLİ BİLGİ AKIŞI VAR”
CTP içerisinden basına çok fazla bilgi sızdırıldığını ifade eden DAÜ Öğretim Üyesi ve CTP Parti Meclisi üyesi Hasan Ulaş Altıok, “Bu yapılanın şeffaflıkla bir alakası yok. Her PM toplantısında dışarıya bilgi sızdıranların partiden ihraç edilmesi gerektiğini ısrarla söylüyorum” dedi. Parti içi belgeler ve Türkiye ile KKTC hükümeti arasında yapılan sözleşmenin dahi yetkili isimlerden bir açıklama yapılmadan önce çarşaf çarşaf basına verildiğini dile getiren Altıok, “Bu yanlış uygulamalar yüzünden ben bile basına açıklama yaparken tedirginlik çekiyorum. Biz parti içinde bir komite oluşturup rapor sunuyoruz 5 dakika sonra raporumuz bazı internet sitelerinde yayınlanıyor. Parti Meclisinin toplanacağını bile Parti Meclisi üyeleri öğrenmeden önce haber siteleri yayınlıyor” diyen Hasan Ulaş Altıok, bunun bir disiplin sorunu olduğuna dikkat çekti.
“SU KOMİTESİNİN HAZIRLADIĞI METİNLE BUGÜN ORTAYA ÇIKAN METNİN HİÇ BİR ALAKASI YOK”
CTP Parti Meclisi tarafından oluşturulan Tufan Erhürman, Ahmet Benli, Hasan Ulaş Altıok ve Cemal Mert’in yer aldığı su komitesi bir rapor hazırlayarak, su konusundaki hassasiyet ve öncelikleri belirlemişti. Bu rapor doğrultusunda hükümete su ile ilgili anlaşma yapma yetkisi verildiğini ifade eden Hasan Ulaş Altıok, “Su komitesinin hazırladığı öneri ile şu anda medyaya yansıyan Türkiye’nin önerdiği ve bizim bakanlarımızın da savunduğu metnin uzaktan yakından hiçbir alakası yoktur” dedi.
“BU ANLAŞMA BİR PEŞKEŞ METNİDİR”
Basında yer alan ve TC Hükümeti ile KKTC Bakanları arasında Ankara’da anlaşılan mutabakat metni olduğu iddia edilen sözleşmeyi “asrın peşkeşi” olarak nitelendiren Hasan Ulaş Altıok, bu metnin gerçekliğinin henüz kesin olmadığını fakat kimsenin bunu yalanlamadığını ifade etti. Meclis kürsüsünde konuşan Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanı Erkut Şahali’nin açıklamalarının da ortaya çıkan metni doğrular nitelikte olduğunu kaydeden Altıok, “Kimse bu metni yalanlamadığına göre, ben bu metnin gerçek olduğunu varsayarak bunun bir peşkeş metni olduğunu açıkça ifade edebilirim” diyerek, su komitesinden çıkan raporla basında yer alan metin arasında uçurumlar olduğunu vurguladı.
Dün ortaya çıkan anlaşma metninin Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk sunduğu ve herkesin karşı çıktığı metinden daha da kötü bir metin olduğunu dile getiren Hasan Ulaş Altıok, PM’nin tavrıyla bu metnin kesinlikle uyuşmadığını da sözlerine ekledi.
“İKİ ÜLKE ARASINDA YAPILAN ANLAŞMA TEK TARAFLI FESHEDİLEMEZ”
2010 yılında İrsen Küçük hükümeti döneminde TC hükümeti ile KKTC hükümeti arasında su ile ilgili bir anlaşma imzalandığını ve bu sözleşmenin Cumhuriyet Meclisi’nde onaylandığını hatırlatan Hasan Ulaş Altıok, iki ülke arasında yapılan sözleşmenin tek taraflı feshinin mümkün olmadığını ifade etti.
Altıok, “anlaşmanın tek taraflı feshi halinde bedeli neyse bu ödenir. TC Devleti tazminat mı talep eder yoksa KKTC’ye gönderdiği parayı mı keser bunu bilemeyiz. Su komitesinin hazırladığı taslak bu anlaşmaya uygundu fakat peşkeş değildi” dedi.
“TEMİZ SU FİYATINA İÇİLEMEZ SU SATTIRACAKLAR”
Belediyelere ait olan tüm altyapıların özel firmaya devredilmesinin bir peşkeş olduğunu kaydeden Hasan Ulaş Altıok, isteyen belediyelerin sistemin dışında kalabileceği maddesinin göstermelik olduğunu ifade etti.
Sisteme girmeyi reddeden belediyelerin Türkiye’den gelen suyu kullanamayacağını söyleyen Altıok, belediyelerin kendi kaynaklarından kullanacakları suyunda, özel şirketin belirlediği fiyattan satılacağını dile getirdi. Bu anlaşmanın kamuyu değil suyun işletmesini alacak olan özel şirketi koruyacak şekilde bir anlaşma olduğunu belirten Altıok, “özel işletme Türkiye’den gelen temiz suyu 5 liraya satıyorsa, sistemin dışında kalan belediye de hain damgası yiyeceği için cezalandırılarak kendi kaynaklarından kullanacağı içilemez suyu da 5 liraya satmak zorunda kalacak. Burada amaç halkı isyan ettirip tüm su kaynaklarını özel şirkete peşkeş çekmektir. Başkaları temiz suya 5 lira öderken kimse pis diye nitelendireceğimiz içilmeyen suya aynı fiyatı ödemeyi kabul etmeyecektir” diyerek bunun tam anlamıyla bir dayatma ve peşkeş olduğunun altını çizdi.
Su komitesinden çıkan rapora da değinen Hasan Ulaş Altıok, “biz fiyatı ne olursa olsun bu suyu almaya razıydık. Belediyelerimiz bu suyu dağıtırdı. Benim bu dağıtımı yapacak param ve becerim yoktur diyen belediyeler de şartlarını devletin belirleyeceği şekilde bir ihaleye çıkardı ve bir özel şirket onlara su değil hizmet satardı” diyerek, ortaya çıkan metnin bununla alakası olmadığını sözlerine ekledi.
“KULLANMADIĞIMIZ SUYUN PARASINI DA ÖDETECEKLER”
Ortaya çıkan anlaşmanın 12. maddesine göre KKTC Devleti’nin suyun işletmesini yapacak olan özel firmaya alım garantisi vereceğini dile getiren Altıok, “biz zorla kimsenin bu sisteme dahil edilemeyeceğini belirterek anlaşmayı kabul etmeyen belediyelerin sisteme girmeme haklarının olmasını talep ettik. Bunun üzerine Türkiye hükümeti de ihaleyi alacak olan özel şirketi korumak için anlaşmaya alım garantisi maddesi koydu. Bu maddeye göre belirlenecek miktarda suyun parasını kullansak da kullanmasak da, ihaleyi alan özel firmaya ödemeyi kabul edeceğiz. Bu anlaşma kamu yerine özel sektörü koruyan bir anlaşmadır. Sırf özel sektör kar yapabilsin diye devlet bu suyu alsa da almasa da parasını ödeyecek. Yani sisteme girmeyen belediyelerin almayacağı suyun parası da ödenecek. Biz asla böyle bir şeyi kabul etmeyiz” dedi.
“PARTİ MECLİSİ KARARI OLMADAN KİMSE ANLAŞMA İMZALAYAMAZ”
Her yerde bu iş bitti, satıldık tarzı yorumlar yapıldığını ifade eden Hasan Ulaş Altıok, son sözün henüz söylenmediğini vurguladı. Bu anlaşmanın henüz ne PM ne de MYK tarafından kabul edilmediğini belirten Altıok, “parlamenter sistemde hükümeti oluşturan siyasi partilerdir ve hükümetin bir kanadı da CTP partisidir. CTP’nin de en üst karar alma organı kurultayından sonra parti meclisidir ve bu partinin bakanları da parti meclisinin aldığı karara uymak zorundadır. Bakanlar partilerin bakanıdır bu unutulmasın. Partiden de böyle bir karar çıkmadan kimse gidip o anlaşmaya imza atamaz” dedi. Parti Meclisi’nin hükümete suyla ilgili sunulan prensipler çerçevesinde görüşme yetkisi verdiğini hatırlatan Altıok, ortaya çıkan metinde prensiplerin dışına çıkıldığının açıkça ortada olduğunu, bu yüzdende artık hükümette bu yetkinin olmadığını açıkça dile getirdi.
AHMET VAMIK