2011'de asrın projesi dediler. Heycanlandık. Meğer evveliyatı da varmış bu projenin. Çok önceden üzerinde çalışılmış olmasına rağmen hayata geçirme kararlılığı gösterilememiş. Yani bir sonuca ulaşılamamış. Anlacağınız kuru gürültü. Laf lafazanlık. AKP iktidarı gelmiş, bu projeye hayat vermiş. Şimdi diyorlar ki bu proje AKP iktidarının değil. Olabilir. Ancak öyle bile olsa AKP iktidarının bu noktada göstermiş olduğu kararlılığı yok sayamayız. Bunun için milyonlarca lira harcandı. Proje adım adım takip edildi. Yüzlerce insan bu projede geceli gündüzlü çalıştı Ve 2015' in son çeğreğinde Anamur'dan Geçitköy'e kadar denize döşenen dev borularla su pompalandı Şimdi harııl şarıl akıyor. Ha takdir etmeyelim mi? Elbette edelim. Kıbrıs için son derece hayati bir icraata imza attılar. Bunu önemsizleştirmenin bir anlamı yok. Lakin bunu AKP bünyesinden çıkartıp, Türkiye Cumhuriyeti Devleti politikalarının bir sonucuna bağlamak daha doğru olur sanırım. Kolay bir projede değildi. Gerçekleşti. Nihayetinde su gibi hayati öneme sahip bir değere kavuştuk. Buraya kadar tamam. Şimdi sonrasına bakalım. Yani işin tören kısmına. Malum hem Anamur'da, hem Çamlıbel'de törenler düzenlendi. Günün anlam ve önemini içeren konuşmalar yapıldı. Tabi bu arada maksat da aşıldı. Amaçtan sapıldı. Konu Türkiye Devletinin bir yatırımından mütevvelli iken AKP mitingine dönüştü. Kuzey Kıbrıs tam takım iktidarı ve muhalefeti ile birlikte tüm otorite (solu,sağı) bu mitinge alkış tuttu. Hatta ev sahipliğini yaptı. Bununla kaldı mı? Tabi ki kalmadı. KKTC devlet erkanı yaptıkları konuşmalarda AKP'ye ve onun yöneticilerine methiyeler düzdüler. Oysa yapılması gereken konuyu Türkiye Cumhuriyeti Devleti bütünlüğünde ele almaktı. Lakin bizim siyasetçiler bu ince diplomasi ayarını tutturamadılar. Bayraklarla, balonlarla donatılmış tören alanını görünce atmosferin cazibesine yenik düştüler. Coştukça costular. Ve böylelikle Türkiye'de 1 Kasım'da yapılacak seçimlere de buradan müdahale etmiş oldular. Hem de açık açık. Hem de kimler? Türkiye'nin ve Türk yetkililerin Kuzey Kıbrıs'a her seçim dönemi müdahalede bulunduğunu bağıra çağıra söyleyenler. ilginç değil mi? Tam bir paradoks. Şimdi yarın bir gün burada yapılacak seçimlere Türkiye'den müdahale var diyebilme yüzü olacak mı bu siyasetçilerin? Cevaplarınızı duyar gibiyim. Bukalemun gibi yüz taşırlarsa neden olmasın değil mi? Olur elbet. Çıkarlar ve yine Türkiye seçimlere müdahale ediyor derler. Elçiliğin elemanları kapı kapı gezip halkın iradesine etki ediyor derler. Ha kaale alan olur mu? Olmaz elbet. Mesela ben eskiden alırdım şimdi bu saatten sonra artık almam. Kimse kusura bakmasın. Hatta bir de hade ordan çekerim.