İstanbul’da seçimlerin yenilenmesi kararının ardından ivmelenen Türkiye ekonomisindeki kötü gidişat, Merkez Bankası’ndan ardı ardına gelen hamlelere rağmen yavaşlamadı. Türkiye ekonomisine dair problemin siyasi ve maliye politikalarına bağlı olduğuna dikkat çeken uzmanlar, Merkez Bankası’nın para politikasına yönelik müdahalelerinin etkisinin dar olacağına dikkat çekiyor.
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul’da büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinin yenilenmesi kararı aldığı pazartesi akşamından bugüne, Türk Lirası yüzde 1,58 ile en fazla değer kaybeden gelişen ülke para birimi oldu. Kredi risk primi olarak adlandırılan Türkiye'nin 5 yıllık CDS'leri perşembe günü 480,941 baz puan ile Eylül'den beri en yüksek seviyeyi gördü.
Ocak sonunda bu yana yükselen bir grafik izleyen dolar/TL, gün içinde 6.24’e kadar yükseldi. Sabah saatlerinden bu yana 6.20’nin üzerinde seyreden dolar/TL, en son eylül ayı sonunda bu seviyeleri görmüştü. Türk Lirası’ndaki değer kaybı hızlanırken; Euro/TL de ekim ayından bu yana ilk kez 7.00’nin üzerine çıktı.
Merkez Bankası'ndan ilk adım: Örtülü faiz artırımı
Türk Lirası, kötü bir gün geçirirken Merkez Bankası’ndan da ardı ardına hamleler geldi. MB ilk olarak saat 13:20’de 1 hafta vadeli repo ihalelerine ara verdi. Yapılan açıklamada, kararın sebebi ‘finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler’ olarak belirtildi. Ekonomistler tarafından ‘örtülü faiz artırımı’ olarak yorumlanan bu adım, ortalama fonlama maliyetini yüzde 25,5'e yükseltti.
Faiz artırımı konusunda ‘hükümetten ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan çekinilmesi’ sebebiyle örtülü yolların seçildiğini ifade eden ekonomistler, bunun da küresel piyasada itibar kaybını derinleştirdiği yorumunda bulundu. Londra merkezli Bluebay Asset Management Stratejisti Timothy Ash, Twitter hesabında yaptığı yorumda, “Atılan adım döviz alacaklar yerliler için Türk Lirası miktarını kısıtlıyor ancak asıl problem Türkiye’deki makroekonomi yönetiminin sıfır kredibiliteye sahip olmasıyken bu sadece aradaki farkın açılmasını durdurur” ifadesini kullandı.
Ekonomi
Seçim iptalinin Türkiye'ye ekonomik maliyeti artıyor: "Merkez Bankası suni teneffüs yapıyor"
Atılan adımlara rağmen dolar/TL niye düşmüyor?
Gonca Tokyol / T24
İstanbul’da seçimlerin yenilenmesi kararının ardından ivmelenen Türkiye ekonomisindeki kötü gidişat, Merkez Bankası’ndan ardı ardına gelen hamlelere rağmen yavaşlamadı. Türkiye ekonomisine dair problemin siyasi ve maliye politikalarına bağlı olduğuna dikkat çeken uzmanlar, Merkez Bankası’nın para politikasına yönelik müdahalelerinin etkisinin dar olacağına dikkat çekiyor.
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul’da büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinin yenilenmesi kararı aldığı pazartesi akşamından bugüne, Türk Lirası yüzde 1,58 ile en fazla değer kaybeden gelişen ülke para birimi oldu. Kredi risk primi olarak adlandırılan Türkiye'nin 5 yıllık CDS'leri perşembe günü 480,941 baz puan ile Eylül'den beri en yüksek seviyeyi gördü.
Ocak sonunda bu yana yükselen bir grafik izleyen dolar/TL, gün içinde 6.24’e kadar yükseldi. Sabah saatlerinden bu yana 6.20’nin üzerinde seyreden dolar/TL, en son eylül ayı sonunda bu seviyeleri görmüştü. Türk Lirası’ndaki değer kaybı hızlanırken; Euro/TL de ekim ayından bu yana ilk kez 7.00’nin üzerine çıktı.
Merkez Bankası'ndan ilk adım: Örtülü faiz artırımı
Türk Lirası, kötü bir gün geçirirken Merkez Bankası’ndan da ardı ardına hamleler geldi. MB ilk olarak saat 13:20’de 1 hafta vadeli repo ihalelerine ara verdi. Yapılan açıklamada, kararın sebebi ‘finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler’ olarak belirtildi. Ekonomistler tarafından ‘örtülü faiz artırımı’ olarak yorumlanan bu adım, ortalama fonlama maliyetini yüzde 25,5'e yükseltti.
Faiz artırımı konusunda ‘hükümetten ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan çekinilmesi’ sebebiyle örtülü yolların seçildiğini ifade eden ekonomistler, bunun da küresel piyasada itibar kaybını derinleştirdiği yorumunda bulundu. Londra merkezli Bluebay Asset Management Stratejisti Timothy Ash, Twitter hesabında yaptığı yorumda, “Atılan adım döviz alacaklar yerliler için Türk Lirası miktarını kısıtlıyor ancak asıl problem Türkiye’deki makroekonomi yönetiminin sıfır kredibiliteye sahip olmasıyken bu sadece aradaki farkın açılmasını durdurur” ifadesini kullandı.
Bloomberg’ün repo ihalelerine ara verilmesine dair haberinde de, kararın gösterge faizi oranında resmi bir artış yapılmaksızın borçlanma maliyetini 150 baz puan artırdığı kaydedildi. Rabobank’ın Londra merkezli analisti Piotr Matys, bunun dolar/TL kurundaki hızlı yükseliği yavaşlatma girişimi olduğunu belirterek, “Ancak bu, temelde politik risklerin oluşturduğu iç faktörlerin yarattığı yüzeydeki önyargıyı değiştirmeyecek” dedi.
İkinci adım: Amaç, bankaların döviz talebini baskılayarak TL'yi desteklemek
Yapılan ilk hamle dolar/TL’yi 6.20 seviyesinin altına çekmek konusunda başarılı olmazken, saat 16:00 sıralarında Merkez Bankası’ndan ikinci bir adım geldi. Banka, yine ‘finansal piyasalardaki son gelişmeleri dikkate alarak ve finansal istikrarın sağlanması amacıyla’ zorunlu karşılıklarda değişikliğe gitti. Türk Lirası zorunlu karşılıkların döviz cinsinden tesis edilebilmesi imkanı azami oranı yüzde 40'tan yüzde 30'a indirildi. Yabancı para zorunlu karşılık oranları ise tüm vade dilimlerinde 100 baz puan artırıldı. TCMB'den yapılan açıklamada şu ifadelere dej yer verildi:
"TL zorunlu karşılıkların döviz cinsinden tesis edilebilmesi imkanına ilişkin yapılan değişiklik sonucunda piyasaya 2,8 milyar dolar likidite verilmesi ve piyasadan 7,2 milyar TL tutarında likidite çekilmesi, yabancı para zorunlu karşılık oranlarında yapılan değişiklik sonucunda ise piyasadan 3 milyar dolar likidite çekilmesi beklenmektedir.”
Merkez Bankası’ndan gelen ikinci adım, ekonomistler tarafından piyasaya likidite sağlanması ve bankalara kredi vermek için para bırakılması olarak yorumlandı. İktisatçı Yalçın Karatepe, Twitter’da yaptığı yorumda verilen kararla MB’nin temel olarak ‘piyasadan TL çektiğini’ belirterek, “Önce 2,8 milyar dolar serbest bırakıp piyasadan TL çekecekler ve döviz tevdiat hesaplarının ZK oranını 100 baz puan artırarak serbest bıraktıkları dolarları geri alacaklar. Aynı zamanda DTH’ları bankalar için pahalı hale getirecekler” dedi. İstanbul Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nden Cem Başlevent de bu tespite destek vererek, “Pahalı olunca bankalar vatandaşa DTH için daha düşük faiz önerecek, bu da TL'ye geçişe destek olacak düşüncesi var herhalde” yorumunda bulundu.
Barış Soydan: Merkez Bankası'ndan süper kahraman gibi davranması bekleniyor ama süper güçleri yok
Atılan adımların 23 Haziran’daki seçim öncesinde ‘piyasayı canlı tutma kaygısıyla alakalı olduğunu’ söyleyen T24 yazarı Barış Soydan ise “Merkez Bankası şu anda suni teneffüs yapıyor” diyerek büyük resme dikkat çekti ve şunları söyledi:
“Atılan adımlara rağmen dolar/TL niye düşmüyor? Çünkü problem siyasi ve maliye politikasıyla ilgi. Ana mevzu para politikası değil. Asıl mesele siyasi endişe, Türkiye’nin istikrarsızlığa sürüklendiği endişesi.
“Yeniden seçim korkusu var. Maliye politikasının düzeleceğine daha da kötüye gideceği düşünülüyor. Harcamalar arttı, bu da insanları korkutuyor. ’Bu işi kontrol altına alın’ diyordu herkes. Bu bir yana, şimdi herkes daha da bozulacak diye düşünüyor.
Merkez Bankası’nın yapabilecekleri ise para politikasıyla sınırlı. Süper kahraman gibi davranması bekleniyor ama Merkez Bankası'nın süper güçleri yok. Maliye politikası ve siyasete karışamaz. Elinden gelen bu, onu da yapıyor. Merkez Bankası’nı aşan bir durum var. Burada atılması gereken adım politik. O da doğrudan hükümetle alakalı.”
"Merkez Bankası, elleri arkadan bağlanmışken ve tek ayak üzerinde sıçrarken para politikasını yönetmeye zorlanıyor”
Londra’dan Timothy Ash de Soydan’ın yorumuna benzer bir şekilde Merkez Bankası’nın hareket alanının kısıtlı olduğunu belirterek, “En nihayetinde Merkez Bankası için üzülüyorum çünkü elleri arkadan bağlanmışken ve tek ayak üzerinde sıçrarken para politikasını yönetmeye zorlanıyorr” dedi.
Bloomberg’de 7 Mayıs’ta yayınlanan haberde, bir kısım yatırımcının Türk Lirası’ndaki mevcut gidişatın çözümünde tek yol olarak Merkez Bankası’nın politika faizini artırmasını gördükleri belirtilmiş ve önemli bir iddia ortaya atılmıştı. İşlemlere dair doğrudan bilgisi bulunan ancak ismini vermek istemeyen üç isme dayandırılan haberde, kamu bankalarının YSK’nın kararından sonra 24 saat içinde 1 milyar dolardan fazla döviz sattığı iddia edilmişti.
Merkez Bankası, bir sonraki para politikası toplantısını 12 Haziran’da gerçekleştirecek.