ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Demokratikleşme Paketi'ne Avrupa Birliği'nden (AB) de olumlu değerlendirmeler geldi. AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle'nin sözcüsü Peter Stano, açıklamasını dikkatle dinledikleri Erdoğan'ın ''Türkiye'nin reformlarında AB müktesebatının yol gösterici rolüne atıfta bulunmasını memnuniyetle karşıladılarını" söyledi. Ayrıntıları metnin yayımlanmasından sonra inceleyebileceklerini belirten Stano, paketin, bazı durumlarda Türkçe'den başka dillerin kullanılması ve azınlık hakları gibi, bir dizi önemli konuda ilerleme umudu vadettiğini vurguladı. Paketin seçim barajı ve siyasi partilere devlet yardımı konularında değişiklik önerdiğini ve bunların çoğulculuğu artıracağına inandıklarını dile getiren Stano, veri koruma yasasına dair açıklamanın da çeşitli alanlarda Türkiye-AB iş birliğini kolaylaştırmasını umduklarını aktardı. Stano, tüm bu konulardaki gelişmeleri merakla beklediklerini ifade ederek, Komisyon'un tasarıların somut eyleme dönüştürülmesini ve uygulanmasını yakından izleyeceğini, paketin yeni Türkiye Raporu'nun önemli bir unsuru olacağını belirtti. İfade ve basın özgürlüğü vurgusu Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten de paketin azınlıkların durumu ve seçim sisteminde reforma dair birtakım olumlu tasarılar içerdiğini ifade ederek, bunların içeriğini detaylarıyla görmek arzusunda olduğunu ve tüm bunların nasıl tartışıldığını ve uygulamaya geçirildiğini de yakından izleyeceğini vurguladı. Açıklamasında, "Başbakan Erdoğan'ın da söylediği gibi, bu paketin Türkiye'nin tüm sorunlarını çözmesini beklemek rasyonel olmaz" diyen Oomen-Ruijten, paketin, fazla reformun öneminin vurgulanması için bir fırsat olduğunu bildirdi. İnsan haklarına saygı duyulan, din ve inanç özgürlüğünün korunduğu, ifade ve basın özgürlüğünün güçlü güvenceler altına alındığı iyi bir yönetimin her vatandaşın hakkı olduğuna işaret eden Oomen-Ruijten, özellikle bu çerçevede, demokratikleşme paketinde değinilmemiş bazı sorunların olduğunu kaydetti. "Gerçekten demokratik, özgür ve çoğulcu bir toplum, gerçek bir ifade özgürlüğü ve bağımsız bir medyayı gerektirir" ifadesini kullanan Oomen-Ruijten, yargının da bu özgürlükleri korumak ve pekiştirmekte hayati bir rol üstlendiğini vurguladı.