Avrupa Parlamentosu, Türkiye, Kamboçya ve Çin’de insan hakları ihlalleri uygulandığını açıkladı.
Alınan kararla birlikte yapılan açıklamada Gezi Parkı davası ile ilgili yapılan açıklamada Avrupa Parlamentosu’nun Osman Kavala’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının kınandığı belirtildi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Kavala’nın serbest bırakılması talebine karşı Kavala’nın halen cezaevinde tutulduğu kaydedildi. Kavala’nın 2017 yılının Kasım ayında gözaltına alındığı belirtilirken Gezi Parkı davasında Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden gibi isimlere verilen ceza da gündeme geldi.
AVRUPA PARLAMENTOSU’NDA TÜRKİYE KONUŞMASI
Öte yandan Uluslararası Ortaklıklardan Sorumlu Komisyon Üyesi Jutta Urpilainen de Avrupa Parlamentosu’na hitaben bir konuşma yaptı. Urpilainen, “İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi 25 Nisan'da Osman Kavala ve yedi sanıkla ilgili olarak derinden üzücü bir karar verdi. İstanbul Ceza Mahkemesinin kabul ettiği bu karar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Aralık 2019'daki kararında yer alan bulguları tümüyle göz ardı etmekte ve Türkiye'de sivil toplum için var olan alanın küçüldüğüne dair ürkütücü bir işaret vermektedir” dedi.
Urpilainen, “Bu davanın yoğun bir şekilde siyasileştirilmesi, ciddi endişelere neden olmaktadır. Sistematik olarak Türk yargısının bağımsız olmadığına dair yeni bir örnek teşkil etmektedir. Konsey, insan hakları savunucularının hedef alınmasının, Türkiye'nin demokrasi ve hukukun üstünlüğüne saygı mükellefiyetine ters düştüğünü defalarca ifade etmiştir” yorumunu yaptı.
Fin siyasetçi, “Her düzeyde Türk yetkililerle yaptığımız görüşmelerde, hukukun üstünlüğü ve insan hakları konusunu sürekli olarak gündeme getiriyoruz ve getirmeye devam edeceğiz. Bu konu, AB-Türkiye ilişkilerinin temel taşlarındandır. Türkiye'nin temel haklar konusunda somut ve sürekli bir ilerleme kaydetmesi gerekmektedir. Avrupa Konseyi'nin eski bir üyesi olan Türkiye, hukuki bir gereklilik olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarını uygulamalıdır. Bu hususta Türkiye bir istisna teşkil etmemektedir” dedi.
Urpilainen açıklamasını, “Bu itibarla Türkiye ile diyalogumuzda hukukun üstünlüğü ve insan hakları konularını kuvvetle gündeme getirmeyi sürdüreceğiz” sözleriyle bitirdi.