Avrupa'nın yeni endişesi: İtalya!

Avrupa Birliği'nin (AB) gündemine, Birleşik Krallık'ta yapılan AB referandumundan çıkan Brexit (AB'den ayrılma) kararının ardından İtalya'daki bankacılık krizi oturdu.

Avrupa Birliği'nin (AB) gündemine, Birleşik Krallık'ta yapılan AB referandumundan çıkan Brexit (AB'den ayrılma) kararının ardından İtalya'daki bankacılık krizi oturdu.

Bankacılık sektöründeki sorunlar İtalya'nın odak noktasında yer alırken, sektörün yaklaşık 360 milyar avro batık kredisi olduğu belirtiliyor. İtalya Başbakanı Matteo Renzi'nin ülkesindeki bankacılık sistemine 40 milyar avro kadar bir kaynak enjekte etmeyi istemesine karşın mevcut AB bankacılık düzenlemeleri, İtalya’nın bankacılık sektörünü desteklemesine imkan tanımıyor.

Avro Grubu Başkanı ve Hollanda Maliye Bakanı Jeroen Dijsselbloem, İtalyan bankalarının sorunlu kredileri ile ilgili yapabilecekleri fazla bir şey olmadığını, İtalya’nın bankacılıkta kurallara uygun davranması gerektiğini belirterek, "Bence bu durum akut bir kriz değil." ifadesini kullanmıştı.

Uluslararası Para Fonu da (IMF), İtalya'ya ilişkin yayımladığı yıllık gözden geçirme raporu niteliğindeki 4. Madde Konsültasyon Raporu'nda, İtalya ekonomisinin 2007'deki kriz öncesi üretim seviyelerine 2020'lerin ortasına kadar dönmesini beklemediklerini, bunun da yaklaşık 20 yıllık bir kayba işaret ettiğini bildirmişti. Raporda, İtalya ekonomisinde uzun süredir devam eden resesyonun kademeli toparlanmaya başladığı ifade edilerek, bu toparlanmanın kırılgan ve ılımlı olduğu kaydedilmişti.

REFERANDUM DA BELİRSİZLİK OLUŞTURUYOR

İtalya'da ekim ayında gerçekleştirilmesi öngörülen referandum da belirsizlik oluşturuyor. Referandumun Renzi hükümetinin önerdiği reform paketi ile ilgili olduğu belirtilirken, halkın referandumda "evet" demesi halinde reform paketinin hayata geçirileceği ifade ediliyor. Referandumdan “hayır” kararı çıkması halinde de Renzi hükümetinin düşmesi ve siyasi istikrarsızlığın hakim olması riskleri bulunuyor.

Konuya ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Berenberg Avrupa Ekonomisti Florian Hense, İtalyan ekonomisinde belirsizliğin hakim olduğunu belirterek, ülkedeki bankaların, bilançolarındaki batık kredilerden kaynaklanan zayıf sermaye pozisyonundan zarar gördüğünü ifade etti.

Renzi'nin İtalya'daki bankacılık sistemine 40 milyar avro enjekte etmek istediğini, ancak bunun AB bankacılık düzenlemeleri için mümkün olmadığını vurgulayan Hense, "Avrupa Komisyonu ve İtalyan hükümeti, İtalyan bankaları için uzlaşmaya varsa bile ülkede bankaların ve yatırımcıların çok büyük zarar görmesi durumunda Renzi'nin referandumu kazanması imkansız hale gelir." dedi.

İtalya'daki referandumun sıkı bir yarış olacağı öngörüsünde bulunan Hense, Renzi hükümetinin kaybetmesi ve ülkedeki 5 Yıldız Hareketi'nin referandumu kazanması halinde bu durumun hem İtalya hem de Avro Bölgesi için risk olacağını vurguladı.

"İTALYA KAYNAKLI KRİZE DAİR ENDİŞELER DE ARTTI"

Merkez bankaları ile ilgili beklentilerini de paylaşan Hense, Brexit sonrasında piyasalarda oluşan belirsizlikten dolayı ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faizleri aralıktan önce artırmayacağını belirterek, "İtalya'daki referandum ve ABD'deki seçim sonuçları Fed'in faiz artırmasını gelecek yıla hatta daha sonraya ertelemesine sebep olabilir." dedi.

Florian Hense, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) şu anki duruşunu koruyacağını, varlık alımlarına Mart 2017'den sonra devam edeceğini bildirdi.

Capital Economics Yardımcı Ekonomisti Alex Holmes da Avrupa'da İtalya'da batık kredilerin 2009 yılından bu yana artış gösterdiğini vurguladı.

AB'de bankacılıkla ilgili yeni düzenlemelerin yatırımcıları tedirgin ettiğine dikkati çeken Holmes, İtalya kaynaklı krize dair endişelerin de arttığını, ancak politika yapıcıların İtalyan bankalarını desteklemek için çözüm bulacağını vurguladı.

Holmes, İtalya'da banka hisselerinin hisse senedi piyasası üzerindeki baskısının fazla sürmeyeceğini de söyledi.