Aydınlatma lambası olmayan sokaktan aydınlatma parası alınır

Taner ULUTAŞ

Güzelyurt’ta Kurtuluş Lisesi bölgesinde oturan birçok vatandaş ikametgahlarına gitmek için sokaklarında sokak aydınlatma lambaları olmamasına rağmen kendilerinden aydınlatma parası istendiğini öne sürüyor. Güzelyurt Bölgesinde kaldıkları sokağın hemen ilerisinde Baf Ülkü Yurdu’nun antreman sahasının ışıkları ile bölgedeki sokak ışıklarının ışıl ışıl ortalığı aydınlattığını  ancak kendi sokaklarında bir aydınlatma ışığı bile konmamamsı nedeniyle karanlıklar içerisinde evlerine gitmek zorunda kaldıklarını  ileri sürüyorlar. İsmi Detay Gazetesinde  mahfuz bir vatandaş mesaj yolu ile yaptığı açıklamada, lütfen şikayetimizi dile getirin. Kurtuluş Lisesi arkasında bir tane sokak lambası yoktur. Bizim evin kapısını fenerle açarız kapımızı da fenerle aydınlattıktan sonra eve gireriz dedi. SOKAKTA LAMBA YOK AYDINLATMA ÖDERİK Ayni kaynak açıklamasına devamla şunları kaydetti. ‘  Bizim aydınlatma hala daha olmadı ama aydınlatma parasını öderiz. Allah kahretsin böyle hükümetleri, aydınlatma paralarını hambur şorolop yerler bizim hakkımızı nasıl yerler. Bu hükümet düşsün artık. BU HÜKÜMET UTANSIN Bizim suçumuz ne? İşte kabahat bizdeki eşek gibi aydınlatmayı öderiz. Artık bu yapılanlara dayanamıyoruz. Lütfen elektrik kurumu ya kendine çeki düzen versin. Yada özelleşsin belki özeleşince aydınlatmamız takılır. Biz bu yollarda el fenerlerimizle evimize gireriz. Utansın bu devlet artık.’ ELEKTRİK KURUMU SOYGUNCULUĞA BAŞLADI 25 kişiyiz bu apartmanda oturan ve karanlıkta bahçelerin içinde başımıza birşey gelse karanlıktır diye buraya yardım etmek için giren olmayacak. Baf Ülkü Yurdu karşımızdaki sahada maç oynar. Onların ışıkları bangır bangır yanar. Biz de lambasız kaldık karanlıkta otururuz diyen ayni kaynak biz elektrik kurumuna orada otursunlar ve bu durumu seyretsinler diye mi para öderiz.  Elektrik kurumu artık soygunculuğa başladı açıklamasında bulundu. ***** Sahibine Mesajlar Sayın Derviş Eroğlu, Atatürk Spor Salonunu, Fener-Galatasaray maçındaki tribünlerde olduğu gibi doldurmuşsunuz. Anketlerde Sayın Mustafa Akıncı ile at başı gittiğinizi gösteriyor. Ama bazı efendiler o kadar ileri gitti ki, Beşparmak dağlarını Everest’e benzettiler. Herkes pinokyo gibi rütbe alıp insana dönüşme şansı bulamadı. Kimileri tenzili rütbe alarak hala daha odun kaIdı. ** Sayın Eyüp Zafer Gökbilen değerli vekillerimizle Cumhurbaşkanımız Dr. Derviş Eroğlu’nu Seviyoruz, İnanıyoruz ve Destekliyoruz diyorsun. Tamam, senin bir beklentin yok ama bu vekillerin bir beklentisi yok mu? Örneğin listede iyi bir yere girmek için ‘Abilerinin’ bir işareti gibi mesela. Ah be Eyüp gardaş, zorla güzellik olmaz. Olursa işte bizim vekillerinki gibi estetik ile sırıtan bir güzellik yaratılır. ** Sayın Tufan Erhürman, Yeniden Yapılandırma, Anayasa, Babayasa derken, dünaca ünlü Karpaz Eşeğinin bile kaldıramayacağı bir yükü senin üzerine yüklediler. Faiz, İcra İflas, Kamu Reform Yasası derken, seni vay mavro yerimo kalsın noktasına getirdiler. Ünlü düşünür Goethe, çiçeğin dikeni var diye üzüleceğimize, dikenin çiçeği var diye sevineIim demişti. Ama biz uyuyan milletvekillerimiz var diye üzüleceğimize nedense Tufan gibi bir vekilimiz var diyerek sevinmiyoruz ** Sayın Kazım And, Yeniden yapılandırma Anayasa Mahkemesinden 3-2 çoğunlukla geçince verdiğin beyanatlara birileri içerledi.Mahkeme kararları ile ilgili açıklama yapanlar mahkemeye verilecek deniyor. Atın ölümü arpadan olsun be komutan. Köyü köpeksiz bulup değneksiz gezenlerin nasırına fena bastın. Milli içkimiz ayran milli kokteylimiz Cacıktır. Yanında da pilav olursa iyi gider. O zaman pilavdan dönenin kaşığı kırılsın. ** Sayın Asım Akansoy, Parti Başkanı ile MYK ile Parti Mecisi arasında sürekli gerilim var. bu göz ardı edilemez. Parti içinde kamplaşmalar ve sıkıntılar var. Parti bunlar göz ardı edilerek yönetilemez sözleriniz gündeme bomba gibi düşmüştü. Ama ondan sonra ne hikmetse sesiniz selenginiz kesildi.  Kopan bir ipe sımsıkı bir düğüm atarsanız, ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür. Ama ipe her dokunuşunuzda canınızı acıtan tek nokta yine o düğümdür. Bilmem anlatabildimmi? ** Sayın Oğuz Köse, beyaz giysili bir kadın, güçlü kolları ile beni koltuğa oturttu. Üstüme abandı. Eline aldığı kocaman aleti ağzıma soktu. Canım çok yandı. Ağzımdan kanlar akıyordu. Ama çürük dişimi sonunda çekmişti. Tabi bu yaşadığım çok eskilerde kaldı. Çünkü o diş gibi çürüyen sağlıkta artık o çürük dişi çekecek birisini bulmak için yeşil altlı mum ile hastane içerisinde gezmek gerek.Şimdi içi yanan o insanlar gitti yerine hastane kapılarında ne var be ama. Kalp krizi geçirdinse geçirdin. Geç sıraya sıranı bekle diyen odundan bozma bazı insanlar yer almış durumda. Sağlık bu duruma gelmişse çek fişi bitir işi diyesim geliyor. ** Sayın Ömer Tatlı,  bir ara ‘Tatlı Tatlı’ Dünya Kick Boks Şampiyonasında ne kadar madalya varsa hepsini dağarcığa koymuştunuz. siz tatlı tatlı madalyaları toplarken diğer kulüpler size uzaktan ‘Andilla’ koyarak baktıkları için tatlıları şekerlenip akideleşmişti. Sonra birden durdunuz. Sevgili başkan Mutlu olmayı yarına bırakmak, karşıya geçmek için nehrin durmasını beklemeye benzer… Nehir asla durmaz. Bu nedenle yeni şampiyonluklarınızı bekliyoruz. ** Sayın İrfan Tansel Demir, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, Orman Dairesi Eski Müdürü olarak geçmişte açmış olduğunuz kapıdan içeri girenler piknik alanlarını paraya tahvil etmeye başladı. Tuvalet bile küçük olursa 2 TL’den başlıyor. Sayende Boğaz Piknik alanı senin açtığın kapıdan girenler sayesinde kiralanırken Alev Kayası piknik alanının da kiralanması için senin tekrar göreve gelmeni bekliyoruz. Eee hade elini çabuk tut ama. [caption id="attachment_54270" align="alignleft" width="640"] Günün Fotoğrafı[/caption]