Aynı yolda bir can daha yitirirken size nice kurultaylar!

Derviş DOĞAN

UBP kurultayını zerre kadar önemsemedim. Kimin kazanacağı ya da kimin kaybedeceği hiç ama hiç umrumda olmadı. Peki bu ilgisizlik normal miydi? Değildi elbet. Nihayetinde ülkeyi yöneten hükümetin ortağıydı UBP. Ve ne olursa olsun bu kurultayın sonucu ülkenin siyasi akibeti ile de ilişikliydi. Lakin geçmişten gelen emsallere baktığım zaman umursamaz olmama kızamıyorum. Hoş yine aynı noktadayım. Peki neden? Sebebi gayet açık.. Ülkenin hayati önem arz eden sıkıntılarına çare olamayan siyaseti ve anlayışı  kaale almamaya başladım. İşte bu nedenle de ne UBP kurultaylarını ne de diğer siyasi partilerin kurultaylarını önemsemiyorum. Bunun yerine hayatın gerçekleri arasında yaşamayı tercih ediyorum. Peki nedir bu gerçekler? Gerçek olan mevcut siyasetin, ülkenin ve bu ülkenin yurttaşları olan bizlerin ihtiyaçlarına çok uzun bir süreden beridir cevap veremediğidir. Toplumsal beklentilerimizi karşılayamadığıdır. Örneğin diye başlarsam, malum trafik kazasında gencecik henüz 20 yaşında bir evladımıızı daha yitirdik önceki gün. Hayat dolu, hayalleri olan gencecik bir kızımızı. Veteriner olacaktı Jale Asya Hilmioğlu. Henüz 20 yaşındaydı. Annesinin, babasının göz bebeğiydi. Ölüm yolu göz göre göre  onu da aldı aramızdan. Yine yürekler parçalandı, bir ailenin evine daha ateş düştü. Aynı güzergahta kaybettiğimiz kaçıncı candır bu? Ürpererek yazıyorum ama, bu yolda hayatını kaybeden onlarca insan vardır. Aşırı sürat deyip içinden çıkılıyor hep. Dikkatsizlik deyip konu kapatılıyor. Ama öyle mi? Sadece aşırı sürat ve dikkatsizlikle mi alakalı yaşanan kazalar? Hiç sanmıyorum. Aşırı sürat ve dikkatsiz sürüş elbette vuku bulan kazaların büyük bir bölümünün nedenini oluşturmaktadır. Lakin devletin ihmali hiç mi yok? Yönetenlerin ihmali hiç mi  yok? Tabi ki var. İki yol arasında bariyeri olmayan, çok tehlikeli bir güzergahtır burası. O yolu yıllardır kullanmak zorunda kalıyor bu bölgede yaşayan insanlar. Ve bu  güzergahta tarfik kazalarından dolayı onca ölüm meydana gelirken,ilgililer sadece kaza sonraları o yollarda boy gösterip önlem alacaklarını duyuruyorlar yanlarında taşıdıkları basın danışmanları aracılığı ile. Lakin ne yazıktır  ki yıllardır hiçbir önlem alınmıyor, kazalar devam ediyor, canlar gidiyor,yürekler parçalanıyor evlere ateş düşüyor. Devleti yönetenler insanlık suçu işliyor. Fakat ortada bu sorumluluğu alan yok. Vicdanı rahatsız olan yok. Kendini hesap vermek zorunda hisseden yok. Peki nerde bu yollardan sorumlu olanlar? Bakanlar, müsteşarlar, müdürler, danışmanlar vs. Makamlarda oturuyorlar. Bilmem hangi derneğin üyelerini ağırlıyorlar. Resepsiyonlarda boy gösteriyorlar. Protokollerde en ön sıralarda yerlerini alıyorlar. Kurultay için kulisler yapıyorlar. Yollar birer ölüm tuzağı. Altyapı yetersizliği hat safhada. Birçok yolda iki şerit arasında olması gereken güvenlik bariyerleri yok. Onun yerine derin çukurlar var. Birçok yolda ışıklandırmalar ya yetersiz, ya da bütünüyle yok. Refüjler çöp toplama yeri gibi. Ne arayan var ne de soran. İlgili bakan UBP kurultayında ağzı kulaklarına gelmiş gülüyor. Desteklediği aday zafer kazanmış. Son derece mutlu. Koltuk artık daha garanti. Oysa o yolda bugüne kadar ölümle sonuçlanan onlarca  kaza olmuş. Daha dün toprağa verildi Jale Asya Hilmioğlu. Ailesinin ve sevenlerinin feryatları arasında. Yollar tehlike saçıyormuş, bariyerler yokmuş,ışıklandırma yetersizmiş, refüjler  çöplük olmuş,insanlar bu yollarda ölüme araçlarını sürüyormuş. Umurlarında mı? Değil. Esas olan kurultaylar. Ve bu kurultayların ana temasını oluşturan çıkar kavgaları. Tabi hal böyle olunca da Lefkoşa- Güzelyurt ana yolunda bu sorun yıllardır devam ediyor. Ve yıllardır bu güzergahta ölümlü kazalar meydana geliyor. Evlere ateşler düşüyor. Tedbir. Yok. İlgi yok. Rahatsız olan yok. Vicdanı sızlayan yok. İcraat yok. Şimdi böylesi bir durumda UBP kurultayında çıkan sonucun bir önemi var mı? Bana göre yok. Hiçbir şey insan hayatından daha önemli olamaz. Dolayısı ile insan hayatına önem vermeyen bir zihniyetin hakim olduğu siyasi konjonktörün  çıkartacağı genel başkandan ne olacak? Hiçbirşey. İşte bu nedenle UBP’de o kazanmış, bu kaybetmiş , demokrasi kazanmış, vesayet bitmiş mevzusu koca bir hikaye. Bir yalan. O yüzden kimse kendini boş yere kandırmasın. Kim kazanırsa kazansın 2. Gün kendi yandaşlarına sağlayacağı menfaatlerin peşinde koşacak. Zira bu ülkenin siyasi zeminini oluşturan siyasetçilerin büyük bir bölümünde hakim olan anlayış budur. Bugüne kadar ilişkiler hep kişisel menfaatlar üzerinden yürütülmüştür. Ülkede var olan onca yapısal sorun mevcut siyasetin ve büyük bir bölüm siyasetçinin  algı alanı içerisinde değildir. Dolayısı ile bunda sonra da aynı güzergahta veyahut devlet tarafından yeterli önlemlerin  alınmadığı, alt yapılarının tamamlanmadığı elverişsiz ve emniyetsiz  başka başka güzergahlarda trafik kazalarının meydana gelme olasılığının hep var  olacağını ve mevcut siyasetin buna çözüm üretmekten aciz durumda kalacağını biliyorum. O yüzden diyorum ki,  anneler, babalar çocuklarınızı her zamankinden daha fazla uyarın. Onlara mevcut yollarımızın alt yapı noksanlıkları ile dolu olduğunu iyice izah edin. Tuzaklarla dolu yollarda gitmek zorunda bırakıldığımızı enine boyuna anlatın. Süratten kaçınmaları gerktiğini ve araba kullanırken bütün dikkatlerini yola vermeleri gerektiğini  ısrarla tekrar tekrar tembih edin. Ve mutlaka trafik kurallarına uymalarını isteyin. Devleti yönetenlerin  umursamadığı canlarımızı biz elimizden geldiği kadar koruyalım. Aksi zaten sözün bittiği kelimelerin kifayetsiz kaldığı noktadayız.