Ayşegül Garabli yazdı... "“SAKINCALIYDI”

Ayşegül Garabli yazdı... "“SAKINCALIYDI”

**Bertan Zaroğlu diye biri, Hatay’dan çıkıp, Kıbrıs’a okumaya geldi.

Geldi ama geri dönmedi.

KKTC vatandaşı yapıldı.

Peki ne yaptı?

Sosyal medya üzerinden herkesle kavga etti.

Halkın seçtiği kadın vekile, edepsizce küfretti, hakaret etti.

Kadınları aşağıladı.

Kıbrıs halkına hakaretler etti.

Sorun oldu mu?

Olmadı, millet vekili oldu.

**Erhan Arıklı diye biri,  Ardahan’da doğdu Kıbrıs’a geldi.

KKTC vatandaşı yapıldı.

 Gazetelerde, ırkçı bir dille, Kıbrıslıların dilinde sigara söndürmek gerektiğini yazdı.

Hakaretler etti

Kıbrıslı sağlıkçıları “Hitlere” benzetti.

Türkiyeli- Kıbrıslı ayrımı üzerinden siyaset yaparak, hem halkı kutuplaştırdı, hem de Kıbrıslıları hedef gösterdi.

KKTC Halkının seçtiği Cumhur başkanını tanımayıp, şikayet etti.

Kafasındaki ilhak düşüncesiyle, her zamanTürkiye yetkililerini, KKTC’de egemen gördü.

Halkın öz varlıklarını Kıbrıs’ın güneyine silah satan yabancılara  peşkeş çekmeye soyundu

Sorun oldu mu?

Olmadı, hem milletvekili hem Bakan oldu.

**Bir gurup haddini bilmez, çıkıp Kıbrıs’a geldi.

O zamanki ismiyle Afrika, şimdiki adıyla Avrupa gazetesini bastılar.

Taşlarla, sopalarla Gazetecileri linç etmeye kalktılar.

Halkın %70 inden fazlasının oyu ile seçilen Cumhurbaşkanını yuhaladılar.

Bir ülkenin “namusu” dedikleri KKTC Meclisini bastılar, damına boy bayraklarını diktiler.

Sorun oldu mu?

Olmadı, Müdür, müsteşar ve üniversitelere mütevelli heyeti üyesi oldular.

**Hüseyin Özgürgün, Başbakanlık ve milletvekilliği yaptı.

Hakkında yolsuzluk soruşturması açılması kararı alındı.

Milletvekili iken yurtdışına gitti ve senelerce meclise uğramadı.

Sorun oldu mu?

Olmadı, Yıllarca meclise uğramadan maaşını aldı ve meclis kararıyla, yargılanması engellendi.

Kırmızı bültenle arananlar, kaçakçılıktan yakalanıp, cinayetle suçlandılar.

Sorun oldu mu?

Olmadı, hem milletvekili hem de bakan oldular.

**Talip Atalay, Mersin’den çıkıp Kıbrıs’a geldi.

Din işleri başkanı oldu.

“Kıbrıslılar dini özgürlüklere engel” diyerek, merdiven altı “Kuran Kurslarının” kapatılmasını isteyen dönemin KTOEÖS başkanını hedef gösterdi ; başkanın kendisinin ve ailesinin  ölümle tehdit edilmesine sebep oldu.

Adaya gelmesini sağladığı imam “din dersi  öğretmeni” olarak  okullara sokuldu, Bu kişi de, çocukları taciz etti ve çocukların korkulu rüyası oldu.

Ayrıca anketler düzenletip, Kıbrıslıların dini inançlarının zayıf olduğunu söyleyecek kadar ileri gidip, Kıbrıslıların dini inançlarını dizayn etmeye kalktı.

Görevden alındı.

Türkiye’ye gidip AKP’ den milletvekili adayı oldu.

Seçilmeyince tekrar KKTC’ye döndü.

Sorun oldu mu?

Olmadı, milletvekili oldu.

**Alihan Pehlivan diye “bir gazeteci” çıkıp Kıbrıs’a geldi.

Tüm ülkenin içi kan ağlarken, deprem bölgesine götürüldü ancak, halkı bilgilendirmek yerine, her gazeteci anında yayın yaparken, “internet çekmiyor” yalanıyla, gezip, dolaşıp, çektiği selfilerini paylaştı.

Magandalık yapıp, trafikte arabanın önünü kesti ve sonrasında darp edildim diye haber yaptı ama asıl saldıranın kendisi olduğu ortaya çıktı.

Ve en son öyle bir şey yaptı ki, ne insanlığa sığar ne de ahlaka.

Bir kadın sunucunun TV programında , Rum tarafından gelen erkekler ya da yabancı erkekler, KKTC otellerinde konakladığı zaman, ona bir Türk kadını eşlik ederse dolar, euro, kazanacağını ve bu kazandığı dövizi de iç piyasada harcayarak ülke ekonomisine katkıda bulunacağını söyledi.

Yani resmen ülke ekonomisi fuhuşla düzelir dedi.

Bu  hadsizlik sorun oldu mu?

Olmadı, hala daha Cumhurbaşkanının basın danışmanı.

Daha bunlar gibi amacı Kıbrıslıları, “adam edip, Türkiye’ye biat etmelerini sağlamak “ niyetinde olan yüzlerce örnek var, ama hiç biri sorun olmayıp, hepsi mevkii, makam sahibi oldu.

**Tacan Reynar, Ataları gibi Kıbrıs’ta doğdu.

Peki ne yaptı?

Okudu Avukat oldu.

Çok çalıştı ve işine dört elle sarılıp Yargıç oldu.

Dürüst oldu.

Ülkesine sevdalı bir birey oldu.

Kültürünü korumak istedi.

Her fırsatta halkını aydınlatıp, bilinçlendirdi.

Baktığı davalarda, gelen siyasi baskılara boyun eğmedi ve adaletten şaşmadı.

En önemlisi , ülkesi Türkiye tarafından yönetilmesin, egemen ve özgür olsun istedi.

Gençleri adaya hapsolmasın, dünyaya açılsın istedi.

Ve Milletvekilliğine aday oldu.

Sorun oldu mu?

Evet Oldu, adaylığı reddedildi.

Sebep olarak da, Yurt dışında eğitim gördüğü sürede KKTC’de ikamet etmediği gösterildi.

Asıl sebep bu muydu?

Hayır.

Reddedildi, çünkü,

Dürüst ve adildi.

Bilinçli ve donanımlıydı.

Kendisini ülkesine adamıştı.

Biat etmeyecek, direngen biriydi.

Cesur ve korkusuzdu.

Siyasal İslam’ın, yavaş yavaş okullarımıza sokulmasına göz yummayacak biriydi.

Güdülemeyecek ve halkını direnmeye örgütleyecek gücü olan biriydi.

Kısacası, bu kurulu düzen ve bu düzenin iplerini ellerinde tutanlar için “sakıncalıydı