Kafası tam anlamıyla bulanık, uyuşmuş, kokuşmuş bir devlet yönetim anlayışı...
40 senede 39 hükümet...
Meyhane masalarında, dumanaltı sohbetlerde, rakıların, viskilerin, biraların, abuk subuk bir müziğin bulandırdığı beyinlerle yapılan entrikalar, hükümetçilik oyunları...
Peki ya ülkenin gerçekleri ve en büyük dertleri!!!
Gençliği kasıp kavuran, ilkokul sıralarına kadar inen alkol, uyuşturucu ve sigara...
Trafikte kafası tütsülenmiş sürücülerin yarattığı dehşet ve vahşet...
Ve keza, gündelik yaşamın her anında tam anlamıyla bir başıbozukluk ve başıboşluk.
Kimin sayesinde???
Elbette ki kafası bulutlanmış siyasetçilerin ve atadıkları yöneticilerin.
Bir ülkede resmi kayıtlara göre iki yılda alkollü içki ithaline 250 milyon liradan fazla para harcanıyorsa, gayrı resmi bilgilere göre de ülkeye kontrolsüz şekilde giren ve piyasaya sürülen rakam bunun nerdeyse iki katıysa, devletin en üst yetkilisi bile ülkeye "gireni çıkanı kontrol edemiyoruz" diyorsa, piyasada resmi ve kaçak satıştan sadece alkolden elde edilen geliri varın siz düşünün...
Öyle bir hesap ki, nüfus oranına vurduğunuzda az önce doğmuş bebek, yüz yaşındaki nenem bile senelik 500-600 liralık alkollü içki tüketiyor...
Memleketin hemen her köşesine gecekondu usulü meyhaneler açılmış, iğrençlikte sınır tanımayan şarkı müsveddelerinin arasında oluk gibi alkol akıyor...
Yetmemiş ki, benzin istasyonlarına da alkollü içki satış ruhsatı veriliyor, adam hem benzin alıyor hem de alkol...
Kim veriyor bu ruhsatı???
Kaymakam!
Hade ayıklayın pirincin taşını...
Tam bir açık hava tımarhanesi...
Devletin yöneticilik zihniyetine bak, hizaya gel...
Var mı dünyada başka örneği...
Varsa böylesi bir aymazlık, hade arayın da bulun...
Bu açık hava tımarhanesindeki alkol ve uyuşturucu havuzunun bir numaralı müşterisi de üniversite öğrencileri...
Bet ofislerdeki öğrenci potansiyelini saymıyorum bile.
Özellikle gece belli bir saatten sonra sokaklarda ve trafikte dolaşan öğrencilerin arasında kafası "normal" olanı arayın da bulun, bulabilirseniz...
Özellikle hafta sonları binlerce alkollü sürücü yollardadır, hem de zil zurna sarhoş olarak.
Arabalar araba kılığından çıkar, roket kılığına bürünür.
Polis ise elindeki mevcut imkanlarla bunların ancak yüzde birini yakalar, o da belki.
Hatta yakalamasa da olur...
Ne gereği var ki!
Memleketi açık hava tımarhanesine döndüren bu çakma devlet anlayışı benzin istasyonunda bile alkol satışına izin verdikten sonra, polis neden alkollü sürücüyü yakalasın!!!
Yıllar yılıdır süregelen bu rezillik, bu memlekete başbakanlık yapmış bir zatın evladını bile yedi, başbakan olduğunda bu sorunlara çözüm üreteceğine, timsah gözyaşları arasında evladının heykelini dikti...
Cehennem kapılarındaki zebanilerin en sevdiği halk ve memleket Kıbrıslı Türklerin kılıktan kılığa soktuğu, son olarak da Ayyaşlar Cumhuriyeti kılığına dönüştürdüğü bu ucube yapı olsa gerek...
Bu kafalarla, bol bol heykel dikmeye, mezarlık doldurmaya devam edersiniz..