Azınlık hükümetinin Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş konuştu.
Bu arabalar kişilere değil devlete alınmıştır dedi.
Yüreğimize su serpti.
Yüzsüzlüğün sınırı olmadığını bir kez daha gösterdi.
Güya 34 bin euro’ya alınmış bu arabalar.
Güya her 30 bin km'yi dolduran araba iade edilerek yenisi ek bir ödeme yapılmadan alınacakmış.
Güya tüm servis ve yedek parça değişimi satıcıya aitmiş.
Güya her bir arabanın aylık maliyeti 380 euroya gelmekteymiş.
Güya 10. Yılda devlet yine yeni bir araba sahibi olacakmış.
Güya popülist yaklaşımlarla makam arabası almama politikasını sürdürerek neredeyse sürdükleri arabanın bedeli kadar servis ve parça parası ödemek yerine bu yöntemi tercih ettimişmişler.
Güya makam arabasını sadece resmi törenler ve resmi misafirler geldiğinde kullanan bir siyasetçi olarak kaynak savurganlığı yaptığını düşünmüyormuş.
Lüks Mercedes arabaların alımını devlet adına 10 yıl vadeli bir yatırım olarak da görüyormuş Serdar Bey.
Arabadan yatırım.
Tam bir öngörüsüzlük.
Aklı başında az biraz hesaptan kitaptan anlayan bir insan bile otomobile yapılan yatırımın kaybettirdiğini bilir.
Aklı başında hiçbir insan otomobil alırken bunun ileriye dönük bir yatırım olarak görülmeyeceğini de bilir.
Ve devam edelim.
Bakın başka ne diyor Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar denktaş.
Dört aya yakın bir süre içerisinde sağlığa eğitime,devlete yaptıkları işlerden dolayı alacaklı olanlara,memura, ve daha birçok kesime yönelik mükellefiyetleri yerine getirmişler ve sonra Devletin makamlarına da bu yatırımı yapmışlar.
İşte bunun için bu yatırımın boşa harcama yapıldığını düşünmüyormuş.
Şaka gibi.
Bu insanların bu ülkeyi yıllardır yönettikleri yöntem bu.
Hani derler ya hep çabuk hırsız ev sahibini bastırır diye.
Tam da böyle bir durum var burada.
Yüzsüzlüğe bakar mısınız?
34 bin euro deniyor bu otomobiller için.
Gelin düz manrıkla bir hesap yapalım.
Bu otomobillerden 18 adet alındığı söyleniyor.
Yani 18 mercedes 34 bin euro karşılığı alınıyor.
Bu da toplamda 612 bin euro yapıyor.
Bunu dönüp TL kuru ile çarpalım.
Ne yapar?
Aşağı yukarı 2 milyon küsur TL bir rakama denk gelir.
Şimdi gelin şöyle bir düşünelim bu parayla neler yapılabieceğine dair.
Bu ülkede yollar bozuk mu?
Bozuk.
Bu ülkede otomobille bu yollarda yolculuk yapmak tehlikeli mi?
Tehlikeli.
Nitekim görüyoruz yaşanan kazaları.
Neden bu yollar onarılamıyor.
Kaynak bulunamadığı için.
Para olmadığı için bu yollarda çukurlara düşe düşenbir yerden bir yere gitmek zorunda bırakılıyoruz.
Bu ülkede okulların eksik gediği var mı?
Var.
Tamamlandı mı bu eksikler gedikler.
Hayır.
Neden?
Çünkü paraya ihtiyaç var.
Bu ülkede engelli vatandaşlarımız var mı?
Var.
Devlet bu vatandaşdaşlarımızın yaşamlarını kolaylaştıracak tedbirler alabiliyor mu?
Hayır.
Örneğin bu vatandaşlarımız için tam donanımlı toplu taşıma araçları alabiliyor mu?
Hayır.
Neden.
Maddi yetersizliklerden.
Bu ülkede hastanelerimizde eksik gedik var mı?
Var.
Tomografi cihazları yetersiz mesela.
Bozuldu mu, aylarca onarılamıyor, başka olmadığı için de hastalar aylarca bekletiliyor.
Neden?
Yeterli bütçe sağlanamadığı için alınamıyor.
Ve bunun gibi eksikler yetersizlikler mevcut hastanelerimizde..
Peki neden giderilemiyor bu eksiklikler?
Maddi imkansızlıklardan.
Ve bunlar gibi sayfaların sığmayacağı insan yaşamında olmazsa olmazlar arasında olan elzem gereksinimler varken bu memlekette.
Toplumsal yaşama kalite kazandıracak insanların yaşamını kolaylaştıracak ve devletin yükümlülükleri arasında olan bu gereksinimleri yerine getirmeyip, makamlara lüks otomobil almanın hiç bir izahı bana makul gelmiyor.
Lakin bunu bugün savunan ve bu otomobillerle devlete yatırım yaptığını düşünen bir Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanına sahip olduğumuzu üzülerek görüyorum.