Yıldırım, "Bu durum formamıza ve armamıza yapılmış bir hakaret olur" derken TFF'yi de eleştirerek "Futbol iklimi, büyük bir bataklık olup, bu bataklığın ortasında da bugüne kadar FETÖ temizliğinin yapılmadığı TFF bulunmaktadır" dedi.
Aziz Yıldırım ve Dava Arkadaşları imzalı açıklamada; "Türk Futbolunu içten içe sarmış olan FETÖ, Kulübümüzle yıllardır savaş halindedir. 3 Temmuz'da kaybettikleri savaşın intikamı peşinde koşmaktadır" ifadeleri kullanıldı.
Yapılan açıklamanın tamamı şöyle:
"TFF'nin, UEFA Konfederasyon Kupası maçımıza rağmen; Süper Kupa Final tarihini değiştirmemesi futbol federasyonlarının son yirmi yılda görmeye alıştığımız kulübümüze karşı olan kasıtlı tasarruflarının bir tezahürüdür. Futbol iklimi, büyük bir bataklık olup, bu bataklığın ortasında da bugüne kadar FETÖ temizliğinin yapılmadığı TFF bulunmaktadır. Türk Futbolunu içten içe sarmış olan FETÖ, Kulübümüzle yıllardır savaş halindedir. 3Temmuzda kaybettikleri savaşın intikamı peşinde koşmaktadır. Bunlarla mücadelede camiamız sarı-lacivert bir duvar örmüştür. 2 Nisan Olağanüstü Genel Kurulu da 3 Temmuz ruhunun sarsılmaz bir şekilde devam ettiğini dosta düşmana göstermiştir. Ancak yönetimimiz, büyük bir heyecanla dünyanın ve yurdun dört bir yanından Fenerbahçe'ye sahip çıkmak için gelen genel kurul üyelerimize ve onların düşüncelerine saygı göstermemiş, onları dinlememiş ve kendilerinin aldıkları kararları alkışlatma fonksiyonu dışında genel kurul üyelerimiz yok sayılmıştır. Tüm Fenerbahçe derneklerinden ve oluşumlarından beklentim, ayağa kalkıp, Erol Bilecik'in ekranlarda gülerek açıkladığı mücadelemizin ciddiyeti ile bağdaşmayan karara karşı tepki koymaları, ses çıkarmalarıdır.
Günlük kararlarla, gelecek nesillere, ancak pişmanlık ve hayal kırıklığı dolu anılar bırakabilirsiniz. U19'daki çocuklarımızın dahil edildiği, bu günlük kararlardan dolayı buna sebep verenlerden gelecek nesiller hesap soracak, anlamsız ve çağın gerisinde kalmış bu eyleme son derece eleştirel yaklaşarak sebep olanlara hayal kırıklıklarını tüm hayatları boyunca ifade edeceklerdir. Hiç kimsenin U19 takımımızın mensuplarını ileride pişmanlık ve hayal kırıklığı duyulacak bu karara paydaş yapma, onlara da bunu yaşatmaya hakkı yoktur. U-19'daki çocuklarımızı kendinize kalkan yapmak yerine, bu sezon her kulvarda göğsümüzü kabartan A Takım kadrosu ile Şanlıurfa'da Galatasaray karşısına çıkıp galip gelmeniz ve ardından tüm kupaları kazanmanız sizin bu sezona kadar olan başarısızlıklarınızdan tek çıkış yolu olacaktır. Fenerbahçe'ye yapılan haksızlıklarla mücadeleye, olağan üstü genel kurul çağrısı yaparak TFF'yi istifaya davet edebilme cesaretini göstererek başlayın. Ardından futbolun yönetiminde etkin olun, tüm futbol yönetimini baştan aşağı değiştirin. Öncelikle saha dışı bu konularla uğraşmak yerine saha içine girerek , sahada terlerini döken genç - olgun fark etmeksizin tüm oyuncularımızın emeklerine gölge düşürmeyin. Yapmayı düşündüğünüz mücadelemizin ciddiyetinden uzak bu eylemin büyük resimde FETÖ ve Galatasaray'dan başka hiç kimseye faydası olmayacak, ileride tarihimize kara bir leke olarak geçecektir.
U19 takımımız da Fenerbahçe Spor Kulübü'nün değerli bir parçasıdır. Üzerlerindeki forma ve göğüslerindeki arma ile Fenerbahçe Spor Kulübü'nü ve onun yüksek değerlerini ifade etmektedir. Kulübümüzün armasındaki meşe dalı Fenerbahçelilerin gücünün, yeşil renk ise başarı isteğinin sembolüdür. Bu armayı göğüslerinin üzerinde taşıyan sporcularımız, Fenerbahçe'nin gücünü göstermek, başarılı olabilmek için mücadele etmek ve neticede rakiplerini gıpta ettirmek mecburiyetindedirler. Formamızı ve armamızı taşıyan U19 takımımızı Süper Kupa Finali'nde sahaya sürmek suretiyle maçın yarıda kalmasına sebep olmak, formamıza ve armamıza yapılmış bir hakaret, bu formayı giyen gençlerimize yapılmış bir haksızlık olacaktır.
Süper Kupa finaline A Takım ile iştirak etmek ya da hiç iştirak etmemek bir ihtimal olsa bile Süper Kupa Finaline U19 takımı ile çıkmak Kulübümüz için bir ihtimal olmamalıdır. Bu ihtimal sadece yöneticilerin ve kulübün gelecekte alacağı sportif ve hukuki cezaların önüne geçmek için alınmış korkakça bir çözümdür. Fenerbahçe Spor Kulübü mensupları korkmaz. Fenerbahçe mensubu hiç kimse şahsi korkularını bertaraf etmek için 117 yıllık tarihi olan Kulübümüzü böylesine komik ve ciddiyetsiz çözüm yollarına yöneltmez. Unutmayın ki cesur olanlar bir gün, korkaklar ise her gün ölür. Bizim düşüncemiz, 7 Nisan da oynayacak olan Süper Kupa Finaline A Takım kadrosu ile çıkmaktır. U19 takımı ile Süper Kupa Finaline çıkmak düşüncesinden vazgeçmek eleştirilebilecek bir durum da değildir. Bu finali oynamak kulübümüzün sportif başarısı neticesinde kazanılmış bir haktır. Bu hak futbolcularımızın, teknik ekibimizin döktükleri terleri ve taraftarlarımızın destekleri ile kazanılmıştır. Bu final maçına çıkmamak, himmetlerle dualarla kazanılmış kupaları müzesine götürmeye alışmış rakibimize bir kupanın benzer şekilde hak edilmediği halde hediye edilmesi olacaktır.
Şartlar ne olursa olsun Süper Kupa Finalinde, takımımızın Galatasaray'ı yenerek, kupayı alacağına olan inancımız tamdır. Tarihimiz, şartların aleyhimize olduğu pek çok maçta Galatasaray'ı hüsrana uğrattığımız maçlarla doludur. Galatasaray maçları Fenerbahçelilerin bayramıdır. 7 Nisan tarihi de yeni bayramımız olacaktır. Mevcut A takım futbolcularımızın armamızı gururlandıracak bir şekilde mücadele edeceklerine, terlerinin son damlasına kadar emeklerini sahaya yansıtacaklarına, kısaca 117 yıllık tarihimize yakışır bir şekilde sahada Galatasaray'a ve karşımıza türlü engeller çıkaran karanlık yapıya gereken cevabı vereceklerine bizler eminiz ve onlara bu maçta ve kalan tüm maçlarında inanıyor, güveniyoruz.
Fenerbahçe tarihi, bağımsızlık mücadelesinde, cepheye silah taşıyan, canlarını istiklalimiz ve istikbalimiz uğrunda feda eden mensuplarımızı yazmaktadır. FETÖ'nün en güçlü olduğu dönemde, camiamız, tek başına, kimsenin desteği olmaksızın bu karanlık yapıyla savaşmış, yenilmez denen FETÖ'yü paramparça etmiştir. Büyük savaşlar, düşünmeden ödenen bedeller ile kazanılır. Bugün size kaybetti gözüyle bakanlar, kazanılan zaferin ardından size ancak gıpta edebilirler. Bu gerçek en son 3 Temmuz da başlayan mücadelemiz ile tarihe kazınmıştır. Gün aynı gündür. Mücadele edelim. Asla vazgeçmeyelim.