Bağımsızlık Yolu bugün Eğitim Bakanlığı önünde eylem gerçekleştirdi. Deprem tedbirleri konusunda basın açıklaması yapmak üzere toplanan Bağımsızlık Yolu üyeleri adına Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlu kısa açıklamada bulundu.
Rahvancıoğlu, Adıyaman merkezli deprem sonrası özellikle ülkemizde depreme hazırlıkların ne durumda olduğuna dair ciddi soru işaretleri bulunduğunu söyledi. Depremde kaybedilen canlarla ilgili çok derin acı ve öfke hissedildiğini belirten Rahvancıoğlu, Bağımsızlık Yolu’nun KTMMOB ve KTBB’ne ziyaret gerçekleştirerek sürecin yakından takipçisi olmaya çalıştıklarını aktardı.
Halkın kaygılarının giderilmesi için, hükümet edenlerin bir an önce gerekli tedbirleri alması anlamında mücadelelerini sürdürdüklerini aktaran Rahvancıoğlu, bu konudaki süreçlerin ilerlemesi için baskı unsuru ve takipçisi olmaya çalıştıklarının altını çizdi. Rahvancıoğlu, KTMMOB’nin gönüllü organize ettiği uzmanların okullarla ilgili yapmış olduğu çalışmalar beklenti yaratırken, ciddi anlamda sorunlu binaların ortaya çıkması da kaygı oluşturduğunu söyledi. Okullar dışında, kamu binaları hastaneler, toplum yaşam alanları ile ilgilide ciddi sorunların olduğunu aktaran Rahvancıoğlu, gönüllü uzmanların çabalarına rağmen herhangi bir ilerleme görülmediğini söyledi. Rahvancıoğlu, bu tespitlerin gözle yapılmış olmasının yeterli olmadığını, performans analizlerinin, güçlendirme çalışmalarının, eğer gerekiyorsa da yeni binaların bir an önce yapılması gerektiğini vurguladı. Deprem coğrafyasında yaşadığımızı bilirken, her geçen günün kayıp bir gün olduğunu söyleyen Rahvancıoğlu, depremin gelmeden önce haber vermediğini hatırlattı.
Rahvancıoğlu, KTMMOB ile yapılan görüşmede özellikle İnşaat Mühendisleri Odası’nın da talebi olan, ülkemizde inşaatlarda kullanılan demirlerin denetiminin, adaya girerken, Mağusa Limanı’nda İnşaat Mühendisleri Odası’na verilecek olan bir yer ile adaya girişte yapılmasının elzem olduğunu, Bağımsızlık Yolu’nun da bu talebi desteklediğini belirtti. Demirlerin kalitesi adaya girerken denetlenirse, daha sonra inşaatta kullanılan demirlerin yeterli olup olmadığıyla ilgili kaygıların ortadan kalkacağını vurguladı.
Bağımsızlık Yolu adına basın açıklamasını Parti Meclisi Üyesi Mustafa Batak okudu.
Basın açıklamasının tamamı şöyle:
6 Şubat akşamı Türkiye’de yaşanan deprem sonucunda Anadolu halkları ve Kıbrıslı Türkler büyük acılarla yüzleşmiş, bu acılar depremden kısa süre sonra öfkeye dönüşmüştür.
Yaşanan öfkeyi oluşturan gerekçeler son derece haklı ve meşrudur. Meşrudur, çünkü ayakta kalma mücadelesi verdiğimiz bu küçük ada yarısında, son 20 yılda yaşanan inşaat patlamasına rağmen hiçbir yapı-denetim ve kontrol mekanizması oluşturulmamıştır. O kadar ki mahalle ve sokaklar şantiye alanına dönmüş, büyük şehirler beton yığını halini almış durumdadır ancak hayatımızı işgal eden inşaatlar tamamen denetimsizdir.
Halkımızın öfkesi haklıdır çünkü depremin yaşandığı tarihten bu yana mevcut durumun değiştirilmesi için, hükümet edenler tarafından hiçbir somut adım atılmamıştır. Bu coğrafyada depremin kader değil gerçekleşeceği bilinen bilimsel bir olgu olduğu gerçeğine uygun hareket edilmemeye hala devam edilmektedir.
O günden bu güne atılan birkaç somut adım varsa eğer, o adımlar da başta halkımız olmak üzere, meslek örgütlerimizin oluşturduğu itici güç ve ilgili uzmanların gönüllü katkıları sayesindedir. Maalesef bugün görüyoruz ki bu adımların da devamı getirilmiyor, “Sin da gulle geçsin” misali unutturulmak isteniyor!
Bilindiği üzere depremin hemen ardından KTMMOB harekete geçmiş, halkın hükümet tarafından yanıtsız bırakılan tüm sorularına cevap vererek, oluşan bilgi kirliliğinin önüne geçmişti. Peşinden yine KTMMOB’ne bağlı İnşaat Mühendisleri odası sokağa inmiş ve önlem alınmazsa olumsuz sonuçların ülkemizde de yer alacağının bilinci ile hareket eden, odaya bağlı gönüllü mühendis ve meslek uzmanları aracılığı ile Kıbrıs’ın kuzeyinde yer alan tüm devlet okullarını tek tek gezip yerinde gözlemler yapmıştı. O tarihlerde toplanan tüm veriler raporlanarak “aciliyet sırası” ile listelenip hükümet edenlere teslim edildi.
Şimdi soruyoruz: Bu raporun akıbeti ne olacak? Sürecin ilerleyebilmesi, bugüne kadar uygulanmayan bilimsel yapı teknik araçlarının söz konusu rapor ışığında uygulanması için hala ne bekleniyor? Aradan geçen zamanın başta çocuklarımız olmak üzere, tüm halkın aleyhine olduğunun ne zaman farkına varacaksınız?
Biliyoruz ki iki ayın sonunda geçtiğimiz günlerde, okullara yapılacak müdahalenin ilk aşaması olan performans analiz raporu için bir kura çekimi yapıldı. Bu durum; yetersiz, belirsizlikler barındıran ve somut sonuçlardan hala çok uzak bir noktada olduğumuz anlamına gelir.
Somut sonuçlardan hala çok uzaktayız çünkü; yapılacak performans analizi sadece kâğıt üzerinde elde edilecek bir sonuçtur. Yıllardır atıl halde bırakılan ve hiçbir yatırım yapılmayan okullara bakıldığında çıkacak en muhtemel karar; güçlendirme yapılması olacaktır. Güçlendirme işlemi mali açıdan hiç de ucuz bir işlem değildir. Çoğu zaman güçlendirme olarak ele alınan projelerde ortaya çıkan maliyet sonucu, yıkıp yeniden yapmak gündeme gelmektedir.
Ayrıca bu aşamanın hangi noktasında diğer disiplinlere bağlı uzmanların da sürece dahil olacağı belirlenmemiştir! İnşaat Mühendisinin mekanlara birlikte hayat verdiği, mimar, elektrik ve makine mühendisi gibi diğer uzmanlar bu sürece neresinden dahil olacak? Dökülecek perde duvarın, kolon ve kirişlerin tasarımsal aşaması dikkate alınacak mı?
Hal böyleyken bir kez daha sormakta fayda var: Ortada bir plan, bir yol haritası var mı?
Çok kısa bir süre sonra okullar kapanacak ve yaz tatilinin ardından öğrenciler, öğretmenler, okul çalışanları ve veliler tekrardan bu okullara geri dönecekler. Zaman işlemeye devam etmektedir. Deprem ise her an yaşanabilecek bir doğa olayıdır!
Tüm bunlar ve çok daha fazlası için kaynak ihtiyacı olduğu sır değil. Öyle ki bunu hükümet edenler de sıkıştıkları her durumda dile getiriyorlar. Bağımsızlık Yolu kamusal ihtiyaçlar için kullanılabilecek kaynağın nerede olduğunu uzun bir süredir işaret ediyor: Bu ülkede 1974’ten bu yana oluşan yapının kaymağını yiyen, teşvikler, hibeler, muafiyetler ve aflarla semirtilip palazlanan ultra zenginler vardır. Üstelik bu zenginliklerini yatırıma dönüştürmemekte; lüks kişisel zevkleri için kullanmakta, yatlar, özel uçaklar, takılar, tablolara yatırmakta, banka hesaplarında atıl tutmaktadırlar!
Bir defaya mahsus olmak üzere ultra zenginlerden alınacak “Servet Vergisi” ile sadece okullarımızın değil, başta hastaneler olmak üzere diğer tüm kamu binalarının ihtiyaçları karşılanabilir.
Partimiz Bağımsızlık Yolu; ne bu topraklarda palazlanıp büyüyen ve sonrada yerini yadırgayıp, işine gelen imar değişiklik yasasını dayatan, keyfi biçimde vize bürolarını by-pass etme çabası içerisine giren bu sermaye kesimlerinin, ne de onlara yol gösteren, kol kola yürüyen siz hükümet edenlerin peşini bırakacağız.
Çünkü biliyoruz ki kentlerimiz de binalarımız da geleceğimiz olan gençler ve çocuklarımız da size bırakılmayacak kadar değerlidir. Ve bizler bu değerlerin yanında sizlerin ise tam karşısında olacak ve sürecin takibini bırakmayacağız!