Bakan Kasapoğlu, beIN Sports'ta katıldığı programda birçok konuda açıklamalarda bulundu.
Atatürk Olimpiyat Stadı'nın ev sahipliği yapacağı Şampiyonlar Ligi finalinin seyircili oynanabileceğini belirten Mehmet Muharrem Kasapoğlu, "Seyirci konusunda yakın takipteyiz. Seyirciye açma konusunda ciddi niyetimiz var. Çalışmalarımız bir aşamaya geldi. İlgili kurumlarla iletişim halindeyiz. Standartları belirleme aşamasındayız ama yurt dışından gelecek ciddi seyirci konusu... Hem resmi heyetler hem sporseverler noktasında hem ülkemizden gençlerimizin özellikle talepleri var bana ulaşan. İnşallah bu tedbir sürecini en güzel şekilde atlatmayı umuyoruz. Vaka sayıları için alınan önlemler bir yandan devam ederken, bir yandan da seyirciye yönelik hazırlıklarımız devam ediyor. Türkiye, her zamanki gibi muhteşem ev sahipliği yapacak. Dünyanın en güzel şehri İstanbul. Güzelliklerini dünyaya tanıtacağız. Gelen sporseverlere İstanbul'un muhteşemliğini bir kez daha ispat edeceğiz. İnşallah futbolun güzellikleriyle dolu bir akşamı her iki takım inşallah ortaya koyacaklar." ifadelerini kullandı.
"Bu gençler aynı zamanda bir rol model"
2020 Avrupa Futbol Şampiyonası'na katılacak A Milli Takım'ın iyi bir jenerasyona sahip olduğunu aktaran Bakan Kasapoğlu, şu görüşleri paylaştı:
"Şenol hoca ile zaman zaman bir araya geliyoruz. Uzun mütalaalar yapıyoruz. Hocamızın bu anlamdaki birikimi ve konuya olan ilgisi önemli bir avantaj. Hocalarımız ülkemizin yetiştirdiği değerler, açıkçası bizim en büyük zenginliklerimizden bir tanesi. Sporcularımız yine Avrupa'da bizi başarıyla temsil eden arkadaşlarımız. Bu gençler aynı zamanda bir rol model. Onların izinden gelecek, gayretiyle, çalışkanlığıyla, karakteriyle onların yolunda yürüyecek gençler var. İnanıyorum yarınların Türkiye'si çok farklı olacak. Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu 2023 vizyonu, 2053 vizyonu ve 2071 vizyonu. Bunlar içi dolu vizyonlar. Biz de maçlara inşallah gideceğiz ve takımımızı yalnız bırakmayacağız. Sporcularımıza inanıyorum ki bu anlamda inşallah liglerini bitirince bir araya gelecekler. Heyecan duyuyoruz. Son süreçteki performansları bizi ayrı gururlandırdı. İnanıyorum ki futboluyla, basketboluyla, voleyboluyla ve diğer branşlarıyla sporumuzun güçlü yürüyüşüne devam edeceğiz."
"Kaos ortamından futbolumuzu kurtarmamız lazım"
Futbolda yaşanan kaos ortamının tüm paydaşlara zarar verdiğine dikkati çeken Kasapoğlu, şöyle konuştu:
"Kaos ortamı ve kaosun sürekli körüklenmesi... Çok yanlış bir yol bence. Bu yoldan dönülmesi lazım. Bu kaos ikliminin sporun ve futbolun tüm paydaşlarına zarar verdiğine inanıyorum. Kısa vadede bu kaosu körükleyenlere belki katkı sağlıyor olabilir. Ama uzun vadede, başta ligin marka değeri olmak üzere, tüm paydaşlara zarar veriyor. Tüm paydaşları aşağı çekiyor. Bu, sporun ruhuyla çelişiyor. Sporun ortamında kardeşlik var, pozitiflik var. Dolayısıyla bu kaos ortamından sporumuzu, futbolumuzu kurtarmamız lazım. Bunda da futbolun tüm paydaşlarına görev düşüyor. Federasyonları, yöneticileri, teknik ekipleri, sporcuları, taraftarları... Herkes şapkayı önüne koyup düşünmeli. Çünkü hepimiz aynı gemideyiz. O yüzden ligimizin marka değerini, takımlarımızın değerini aşağı çekme hakkımız yok. Burada bir iş birliği lazım. Her şeyden önce zihniyet değişmeli. Kaos ortamının bir an evvel kararlı şekilde bitirilmesi lazım ve bunun da el birliği ile ortaya konması lazım."
"Tek sorun hakemlermiş gibi algı oluşturulması yanlış”
Bakan Kasapoğlu, hakemler üzerinden algı oluşturulmasına karşı olduğunu belirtti.
Herkesin hata yapabileceğini ifade eden Kasapoğlu, "Sanki herkes görevini layıkıyla yerine getiriyor da tek sorun hakemlermiş gibi bir algı oluşturulmasını yanlış buluyorum. Herkesin hata yapabileceği bir ortamda hakemleri günah keçisi ilan etmek haksızlık olur. "diye konuştu.
Kuralların ve uygulamaların daha şeffaf ve tutarlı olması gerektiğine inandığını dile getiren Mehmet Muharrem Kasapoğlu, şöyle devam etti:
"Bir maçta kırmızı kart verilen pozisyona başka bir maçta faul dahi çalınmaması apaçık bir tezat. Tabii ki vicdanları yaralıyor. Tabii ki futbolun, seyircinin, taraftarın keyfini kaçırıyor. Bu kuralların elbette tutarlı olması lazım. Tabii ki bunların şeffaf şekilde uygulanıyor olması lazım. Ben bu anlamda, Futbol Federasyonunun hukuk kurullarının vermiş olduğu kararların gerekçelendirme noktasında daha hassas davranılması gerektiğine inanıyorum. Kararların gerekçelendirilmesi, evrensel hukuk konusu, normlardan bir tanesi ve kararların gerekçeli bir şekilde detaylandırılarak kamuoyu ile paylaşılması bu anlamda hukuken daha doğru. Spekülasyonların önüne geçme açısından da bize çok ciddi mesafeler kazandıracağını düşünüyorum."
Kulüplerin şeffaflık sorunu
Bakan Kasapoğlu, spor kulüplerinin şeffaflığının Türkiye'de ve dünyada sorun olduğunu ifade etti.
Kulüplerin denetlenmesi ve yönetilmesi noktasında sorunlar bulunduğunu dile getiren Kasapoğlu, "Bunların her biri açıkçası ivedilikle çözülmesi gereken konular. Dünyanın emeği var. Yatırımı var. Müthiş bir heyecan olan bir konu ve bu konunun birkaç tane sorumsuz yönetici ile çıkmaza sokulmasını ben futbol camiası için, spor camiası için haksızlık olarak algıladığımı ifade etmek istiyorum." dedi.
"Başarının ödüllendirilmesi gerekli, başarısızlığın değil." diyen Kasapoğlu, "Somut kriterle yapılan harcamalar ve alınan sonuçlar... Bunların ölçülmesi gerek. Hem kulüplerde hem federasyonlarda. Ciddi bütçeler harcanıyor, ciddi gayretler ortaya konuyor. Bunların şeffaf şekilde paylaşılması gerekiyor. Bu camiaların evrensel yönetim ilkeleri ile yönetilmesi gerekiyor. Kulüplerimiz, milletimize mal olmuş kulüpler. Milyonlarca insanın gönül verdiği kulüpler. Gönül verenlere layık şekilde yönetilmesi gerekiyor." diye konuştu.
Bakanlığın geçen yıl düzenlediği çalıştayda sporun tüm paydaşlarının bir araya getirildiğine dikkati çeken Kasapoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Spor camiamızın sporcusundan, yöneticisine, teknik ekibine kadar herkese 'Gelin eteğinizdeki taşları dökün, derdiniz, sorunlarınız nedir? Ne düşünüyorsunuz? Nasıl olması gerekiyor?' dedik. Bu çerçevede de detaylı bir çalışmayı ortaya koydu herkes. Bu doğrultuda meclisimizle paylaştığımız çalışmalar var. Hesap verilebilirliği, şeffaflığı ve bu çerçevede de taraftara layık yönetimlerin oluşturulması konusundaki yasal altyapıyı da inşallah hep birlikte görmüş olacağız."
"Şapkayı önlerine koyup durumu iyi değerlendirmeleri gerekiyor"
Kulüplerin gelir ve giderlerinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Mehmet Muharrem Kasapoğlu, "Öncelikle giderler noktasında kulüplerin transfer harcamalarından personeline, diğer harcamalarına kadar şapkayı önlerine koyup durumu iyi değerlendirmeleri gerekiyor." diye görüş belirtti.
Sürdürülebilirlik sağlanmadan gelir yüksekliğinin önemli olmadığını ifade eden Kasapoğlu, "Bir hocayla başlıyor, birkaç hafta geçmeden başka hoca ile devam ediyorlar. Bunu takip bile edemiyoruz. Hoca ile sözleşme imzalayıp işe başlamadan vazgeçiyorlar. Bu anlamda sürdürülebilirliği sağlamadan istediğiniz kadar geliriniz olsun. Bu mantalite ile finansal anlamda da ruhsal anlamda da başa çıkmak mümkün değil." değerlendirmesinde bulundu.
"Önce doğru yönetelim." diyen Kasapoğlu, "Gelir sorunu olduğunu düşünmüyorum. Türkiye'de devletin bu kadar desteği, halkın bu kadar ilgisi olduktan sonra açıkçası bizim tüm bileşenleri göz önünde bulundurup, şapkayı öne koyup az önce söylediğim gibi özeleştiri yapıp yola devam etmemiz lazım. Sürdürülebilir bir spor yönetimi anlayışını her türlü popülizmden uzak şekilde ortaya koymalıyız. Taraftarı üzmeye, milyonları üzmeye hiçbirimizin hakkı yok. Taraftarlarımızın layık olduğu yönetim tarzında diyorlar ki yönetici bulamazsınız kulüplere. Hiç inanmıyorum. Bilakis yönetmeye layık insanlarla kulüplerimizi daha çok buluşturabilecek bir yasal altyapıyla yarınların her alanda güçlü kulüplerini inşa edebiliriz." ifadelerini kullandı.
"Açgözlü bakış açısıyla kimsenin bu duyguyu yok etme hakkı yok"
Avrupa'da bazı kulüpler tarafından "Avrupa Süper Ligi" adıyla oluşturulan ancak kamuoyunun gösterdiği büyük tepkinin ardından birçok kulübün katılmaktan vazgeçtiği projeyi eleştiren Mehmet Muharrem Kasapoğlu, şunları kaydetti:
"Çok güzel bir yaklaşım; açgözlülük. Futbol demek duygu demek. Futbol demek ihtimaller demek. Futbolu sadece finansal tablolardan ibaret görmek, futbola, futbolsevere, gençlere, çocuklara, milyarlarca insana haksızlık olur ve bunun kimseye de faydası olmaz. Oluşturulmaya çalışılan ligin bir finansman oluşturma çabası olduğunu hepimiz biliyoruz. Böyle bir ihtiyacın niçin ortaya çıktığını ilgili kulüplerle bu işin inisiyatifini alan kişilerce irdelenmesi gerekli. Niçin böyle bir kar maksimizasyonunu bu anlamda ya da finansal ihtiyacı hissettiler. Belli ki birtakım finansal sorunları var. Bunları biliyoruz. Birilerinin kar maksimizasyonu için milyonlarca insanın, gencin umudunu çalma hakkı yok. Finansal olarak, kadro olarak göreceli anlamda daha az popüler takımın, bu anlamda daha güçlü takımla mücadele etme şansını ortadan kaldırmamak lazım. Taraftarın bu anlamdaki izleme keyfini yok etmemek lazım. Materyalist yaklaşımla sporu yok etmemek lazım. Bu çerçevede inanıyorum ki gelinen nokta tabii ki ilgili kulüplerin tüm camia olarak özeleştiriyi bir kenara bırakmaması lazım. Açgözlü bakış açısıyla kimsenin bu duyguyu yok etme hakkı yok."
Son olarak fırsat buldukça spor yapmayı istediğini, yüzdüğünü ve özellikle yürüyüşe zaman ayırmaya çalıştığını aktaran Kasapoğlu, "Ülkemiz tam bir cennet vatan. O yüzden spor için de çok uygun ortamları bize sağlıyor. Sporu tabana yaymamız lazım diyorum, fırsat bulamamaktan, zaman yokluğundan şikayet etme lüksümüz yok. Mutlaka zaman ayırmamız gerekiyor." diyerek sözlerini tamamladı.