Balık Hafızalıyız

Taner ULUTAŞ

Ada insanları rahattır. Çok çalışmayı sevmez. Öğlen üzeri ‘Siestasını’ yapmayı sever. Biraz tembel ama ayni zamanda her şeye boş verdiği için umursuzdur der yabancı gözlemciler. Bence teşhis tam yerinde ama eksik. Buna birde balık hafızalıdır sözcüklerini eklerlerse teşhis tam olacak diye düşünüyorum. Mesela, 2000 yılı sonrasında yaşanan acı reçeteler ve kriz nedeniyle  UBP ‘Tumba ‘ diyerek  doluştuğumuz meydanlarda SOS’in aşkın mapusane içinde ben mahkum şarkısı eşliğinde rahmetli ‘Denktaş’a da Barra’yı çekmiştik. Sonrasında bizlere pompalanan büyük umutlar ile CTP’yi baş tacı yaptık. Umut balonunun içine hava gazı doldurulduğu için ansızın balonun söndüğüne tanık olduk. Sonra güneş aydınlık günlerdir diyerek UBP’yi yine baş tacı yaptık. Ama ‘Güneş’in bizi gara gavurma yaptığını görünce tornistan yaparak yine umut pompalanan CTP’ye rotayı çevirdik. Sonuç gabaktan bozma karpuzun içinin kırmızı ama dışının kırmızı yerine sarımsı bir renk aldığını görme şansızlığına nail olduk. Yorgan kısa gelince ayakları dışarıda kalan halk zatürrüye yorganı başına çeken birileri de keyif patlaması yaşadı. Sonuçta 2000 yılında yaşanan kriz sonrasında meydanlara dökülerek UBP ‘Tumba’  SOS eşliğinde rahmetli Denktaş’a da ‘Hadde be Barra’ dedik. UBP tumba olurken, Denktaş’ın yerine de daha sonra Talat’ı getirdik. 2003 yılında büyük umutlarla getirdiğimiz CTP balonu içine hava gazı doldurulduğu için gümlediğinden 2008 yılında Güneş ısıtır diyerek tekrar UBP’yi baş tacı yaptık. Ancak baş tacı yaptığımız UBP ve onun simgesi güneş bizleri ‘Gara gavurma’ yapınca uuu banayiyamu çekerek serinlemek için Kıbrıs’ın meşhur karpuzuna sarıldık. Dışı yeşil içi kırmızı olan karpuz, gabaktan bozma olduğu için bozuk çıkınca şimdi yeni liman arayışı içerisine girdik. Şimdi Evkaf’ın su meselesine gelelim ve yaşananları birkez daha gözden geçirelim. Nasılmı? Söyleyelim.   *İhalelerde her türlü düzenbazlığı yapan açıkgözleri Sayıştay raporlarına rağmen hatırladık mı? *Maaşın kaç diye sorulan sorulara yedi buçuk sekiz efendim diyen yöneticilerimize ma be sen daha dün bizi rezil kepaze ettin. Bugün Cumhurbaşkanı adayı olmak istiyorsun demeyi hatırladık mı? *Alo ben Beşir diyene hazır ol vaziyetine geçip buyurun efendim diyenleri baş tacı yapmaktan vazgeçtik mi? *Sayıştay’ın Belediyelerde suiistimaller aldı yürüdü. Savcılık gerekeni yapsın demesine aldırdık mı? *Soyguncuları yakalayan paranın bir kısmını bulan Polisi ve onun Genel Müdür Vekilini onurlandıracakları yere, yerden yere vurup siyasi rant elde etmeye çalışanlara dur be ama nedir senin yaptığın diyebildik mi? *Bir iş adamına yetkisi olmamasına karşın 15 Milyon vergini sildim diyen bakana cebinden öde diyebildik mi? *200 Bin devlete ait arazinin 91 bini kiralanırken, geriye kalan 100 küsur arazinin yandaşlar tarafından kullanılmasına göz yummaktan öte bir şey yapabildik mi? Yapmadığımız tüm bunlar ve daha bunlar gibi birçok şeyi unutmuşsak, boş verin daha neyi konuşalım ki?


    Sahibine Mesajlar   Sayın Serdar Denktaş Kapalı Maraş bir film platosu olması gerekir önerini bir vatandaş olarak benimsedim. Aslında yaptığınız öneri müthiş bir öneri. Özellikle ‘Korku’ filmleri için eşi bulunmaz bir film platosu olur. Bir taraftan Kıbrıs’a özgü Engerek yılanı. Bir diğer taraftan ‘Baykuş’ sesleri. Hele geceleyin Yarasaların ortaya çıkması görsellik açısından müthiş efekt olur. KKTC’nin her tarafı dram ve traji-komik filmler için flim platosunu oluştururken, Maraş’ta yıkık binaları ve barındırdığı canlılar nedeniyle emsalsiz ‘Korku’ filmi platosunu oluşturur.                                                                       ***** Sayın Mete Tümerkan, ah be Müdürüm ah. Bu işler Yenicami’de kalecilik yapmaya hele hele BRT gibi 7 kocası olan fettan Hürmüs’ün rahat duracayım lakırdısına hiç benzemez. Bugün gelirler elektriğini keserler. Yarın gelirler gaganı yontarlar. Sonuçta seni konuşma özürlü yaparlar. Sen ‘Adalet’ diyorsun ama bizim mahalledeki Adalet abla çoktan rahmetli oldu. Adalet ablanın helvasını bile yedik. Bak sevgili Mete, bu işlerde önce elektriklerin kellesini keserler. Baktılar ses mes yok sonrasında koltukta oturanın kellesini IŞİD Militanlarının yaptığı gibi bumburo keserler. Aman dikkat et. ****** Sayın Rasim Karas, belediyelerin burun kıvırdığı. Yetkililerin temizleyin da azalsınlar dediği kedi ve köpeklerin bir can taşıdığını Telsim’in de katkıları ile birilerinin gözünün ta içine, bir başka deyişle gözünün ‘Ninnisine’ soktunuz. Sıcak yaz günlerinde kedi ve köpeklerin susuz kaldığını görme özürlü yetkililerin gözüne ‘FAGO’ takarak göstertmeye çalıştınız. Sayın Karas atalarımız baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır der. Ama bizi idare ettiğini sanan yetkililerin sizin bu güzel girişiminiz karşısında hiçbir yerleri kamaşmadı. Oy zamanı münasip yerlerine yiyecekleri tekme sonrasında kaba yerleri çok kamaşacak sanırım. Telsim de sizde sağolun. ****** Sayın Salih Sakallı, bugün gerçekleştireceğiniz eylem inşallah birilerinin dikkatini çeker ve emekçinin ekmeği ile oynanmayacağını o birileri anlar. Bay-Sen başkanı olarak senin efendi duruşunu birileri yanlış anlıyor. Eski hocan olarak senin bu duruşunu o efendilerin yanlış yorumlanmamasını tavsiye ederim. Çünkü yavaş atın tekmesi çok sert olur. Hele Salih Sakallı gibi efendiliği ile bilinen bir sendika başkanının tekmesi sertten öte olur ve centilmenlik dolmaya benzer, iyi sarılmazsa pişerken dağılabilir. Bu nedenle bazı efendiler buna çok dikkat etsin derim. ********* Sayın Şener Elcil, KTÖS olarak ülkede her şey ‘Adil’ olsun görüşü ile ilgili olarak geçtiğimiz ay Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Mali düzenleme ve Kamu Alacaklarının Tahsiline ilişkin yasa gücünde kararname ile ilgili olarak hükümetten bilgi istemişsin. Şener hocam, önce ‘Adil’ amcanın şu anda muzdarip olduğu lumbaga, siyatik, ebola, AIDS, romatizma, kanser ve kalp yetmezliğinden dolayı yoğun bakımda olduğunu sana söylemek isterim.. Şayet Adil amca yoğun bakımdan çıkarsa senin bu durumunu önce elçiliğe, sonra elçilikteki ilgili bakandan sorumlu müşavire, sonra Sayın Çiçek’e, sırası ile Alo Beşir Amcama ve en son da Sayın Erdoğan’a sorduktan sonra bilgiyi sana verecek. Lütfen çok acele etmeyin. Acele işe şeytan karışır değil mi ama. **** Sayın Nahide Merlen Işık Kitabevi’nin 27. Kitap Fuarının start aldığını ve “Değişim; Yeni Birey, Yeni Siyaset, Yeni Kültür, Hangi Yeni?” ana temasıyla düzenlenen fuarın Onur Konuğunun da Kıbrıs Rum Yönetimi eski başkanlarından Yorgos Vasiliu’nun olduğunu öğrendik. Kitapsever bir toplum olmaktan sanırım çok uzak kaldık. Bataryası zayıf kültürümüzün kapsama alanı dışında kalan kitaplara şebeke hatası nedeniyle bir türlü ulaşamadık. İyi ki siz varsınız ve ful çeken yüreğinizdeki kitap sevgisi ile çok azda olsa bazı insanlarımızı kapsama alanına dahil ediyorsunuz. ***** Sayın Özdil Nami, Eroğlu ile Özersay arasında ne kadar güven var diye soruyorsun. Hemen soruna cevap vereyim. Eroğlu’nun yetiştirmesi yani manevi evladı kim? O üniversite sıralarından çekip çıkartılan ve popülaritesi ‘OZON’ tabakasına dayatılan ikbaldan çıkar gibi ortaya çıkartılan kim? Özersay dersen bede sana ‘Yes be annem’ derim. Sayın Nami, Cumhurbaşkanının kafasının içinde 40 tane tilki dolaşır ve bunların hiçbirinin kuyrukları bir birine değmez. Sana atılan o meşhur görüşmeci çalımı sonrasında belinin kırıldığı gibi seni sulu götürür susuz geri getirir. Onun için o ‘Güven’ dediğin benim eski mesai arkadaşım Güven’dir.  Yes mi? ******** Sayın Savaş Tilki, bu yıl son sezonum artık düdüğü duvara asacağım diyormuşsun. Yazık, sahalar öksüz futbolumuz yetim kalacak desene. Teşbihte hata olmaz diyelim ve her canlının doğduğunu, büyüdüğünü ve öldüğünü söyleyelim. Ama bazıları arkasında hoş bir seda, büyük bir isim bırakır. Dalında efsane olur. Sende doğdun ve bu işi bırakırken yaşayan efsane oldun.  Ne mutlu sana ki hep hoş bir seda olarak anılacaksın.  


GÜNÜN FOTOĞRAFI