Bunca zaman hep yanılmışım meğerse.
Türkçenin azizliği işte.
Siz bir kelimeye başka anlam yüklüyorsunuz, başkaları daha farklı anlamlar yüklüyor.
Misal “Bakan” kelimesi.
Bunca zamandır ben bu kelimeye, “Koruyan, gözleyen” anlamı yüklemiştim.
“Çocuğa bakan” çocuğu kollayıp, gözetip, tehlikelerden esirger,
“Eve bakan”, evdekileri kollayıp, gözetip, tehlikelerden korur, ve “Ülkeye bakanı” da, ülkeyi kollayıp, gözetip, tehlikelerden korur diye düşünmüştüm hep.
İlk ikisi tamam da, üçüncüsü pek de öyle değilmiş.
Keyfine bakanları gördük.
Bir çok olay olurken uzaktan bakanları gördük.
Menfaatine bakanları gördük,
Ama yine de, her şeye rağmen ülkelerine bakacaklarına, bu sebeple atandıklarını hatırlayacaklarına dair ümidim vardı.
Ta ki düne kadar.
Dün gerçekten de, “Bakan” sözcüğüne, siyaseten atanan bakanlarla, aynı anlamı yüklemediğimizi tüm çıplağıyla gördüm.
Bunları mecazi anlamda yazmıyorum, tüm samimiyetimle inanarak yazıyorum.
Bu güne kadar, sağlık Bakanları olsun, Milli Eğitim Bakanları olsun ya da şu bakan , bu bakan olsun, kendi sorumluluklarında olan bakanlıklarla ilgili bir çok konuda, halktan daha çok yakınarak, olaylara uzaktan bakmakla yetindiklerini gösterdiler.
“Vurdum duymazlık” dedik, “İş bilmezlik” dedik, “ Koltuk sevdası” dedik geçtik.
Ancak bazı konular vardır ki, o ülkeyi, ülke yapan; o devleti devlet yapan değerlerdir.
Yani onların olmaması ya da bağımsız olmaması, o devleti, sorgulatır hale gelir.
Elektriğin, limanların, iletişimin v.s gibi bir ülkenin hayati organlarının yönetiminin, bulunduğu ülkenin yönetiminde olması gibi.
Ha bu konularda başka ülkelerle anlaşmalar yapabilirsiniz, hizmet satın alabilirsiniz ancak, yönetimini devretmek, benim gözümde ,ülkeyi devretmekle eşdeğerdir.
Ne demek “KIB-TEK üretim yapmayacak” demek?
KIB-TEK’in üretim yapmaması demek, bu kurumun yok olmaya terk edilmesi ve tabi ki, elektriği üretenlerin de ülkede söz sahibi olması demek.
Neymiş efendim, “Teknecik , yakıtıyla ve personeliyle birlikte, her an hazır bekletilecekmiş ama üretim yapmayacakmış”
Siz çocuk mu kandırıyorsunuz Sn. Bakan??
Öncelikle yepyeni iki üniteyi devre dışı bırakıp, üretimin büyük çoğunluğunu AKSA’ya devretmekle başladınız işe, şimdi de santralin tümden çürüyüp yok olmasına mı soyundunuz?
Oradaki personelin akıbetinin, hatta tüm KIB-TEK çalışanlarının akıbetinin, KTHY eski çalışanlarının akıbeti gibi olacağını siz de biliyorsunuz.
KIB-TEK’e , dolaylı olarak halka ait tüm yatırımların çöpe atılacağını da bizden daha iyi biliyorsunuz.
Hatta böyle bir durumun, olası bir çözümün önünde engel olacağını da.
Öyleyse bu söylem niye?
Yoksa her nekadar dikkate almayacak olsanız da, gelebilecek tepkilerden mi korkuyorsunuz?
Bu söylem, olası tepkileri azaltmak için mi?
Eğer öyleyse, korkmayın Sn. Bakan (!)
Bu halk KTHY kapatılırken ne yaptı ki, şimdi ne yapsın ?
O yüzden siz keyfiniz bakın Sn. Bakan.
Ülkeyi ülke, devleti devlet yapan değerleri, kollayıp, korumadığınıza, halkınızın ve ülkenizin menfaatini düşünmediğinize göre, ülkenize, halkınıza, bakan değilsiniz nasılsa.
O yüzden siz neye bakan olursanız olun.
İster keyfinize, ister başka bir yere.
Bu halk giden değerlerinin arkasından tepkisizce bakmaya alıştı nasılsa….