DAKKA Bangladeş'te sınır muhafızlarınca 2009'da düzenlenen ayaklanmayla ilgili olarak açılan, 152 sanığın idam cezasına çarptırıldığı davada, ömür boyu hapis cezası alanların sayısı 161'e, beraat edenlerin sayısı da 277'ye yükseldi. Davanın görüldüğü, başkent Dakka'daki, Büyükşehir Asliye Ceza Mahkemesi'nden yapılan açıklamada ayrıca, 256 sanığın da 3 yıl ile 10 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldığı bildirildi. Sanık avukatları, kararı temyize mahkemesine götüreceklerini belirtti. Mahkemeden bugün daha önce yapılan açıklamada, 486 sanıklı davada, sanıklardan 152'sinin idam, 157'sinin ömür boyu hapis cezasına çarptırıldığı, 271 sanık hakkındaysa beraat karar verildiği duyurulmuştu. Bangladeş'te Başbakan Şeyh Hasina'nın iktidara gelmesinden 2 ay sonra, 25-26 Şubat 2009'da gerçekleşen ayaklanma sırasında 57'si askeri komutan olmak üzere 74 kişi hayatını kaybetmişti. Bangladeş Sınır Muhafızları Genel Direktörü Tümgeneral Aziz Ahmed, mahkeme kararının okunmasının ardından yaptığı açıklamada, mahkumiyet kararlarının kendisini tatmin ettiğini söyledi. Ahmed, “Bu, çok büyük bir katliamdı. Adaletin yerine gelmiş olmasından memnuniyet duyuyoruz" dedi. İnsan hakları örgütleri, böylesine büyük sanıklı bir davada adaletin tecelli etmeyeceğini savunarak yargı sürecine yönelik eleştirilerini dile getiriyor. New York'taki İnsan Hakları İzleme örgütünden yapılan açıklamada, en az 47 şüphelinin gözaltındayken hayatını kaybetmiş olması ve sanıkların avukatlarıyla görüşmelerine kısıtlamalar getirilmiş olması eleştirilerek, davanın yeniden görülmesi çağrısında bulunuldu. Ayaklanma, maaşlarına, askeri komutanların maaşlarına yapılan zamla uyumlu olarak artış uygulanmamasını protesto eden, çoğu sınır muhafızlığı görevini yerine getiren koruculardan oluşan Bangladeş Tüfekleri birliğinin bir birimi tarafından başlatılmıştı. İsyancılar, başlattıkları ayaklanma sırasında, kendilerine yüklü yan gelir elde etme imkanlarının bulunduğu BM barış koruma gücünde görevlendirilme verilmesi ve daha iyi tesislerin ayrılmasını talep etmişlerdi. Dakka'da başlatılan ayaklanma, isyancıların, hükümet ile yürüttükleri bir dizi müzakerenin ardından silahlarını teslim etmeleri ve rehin aldıkları kişileri serbest bırakmasıyla sona ermişti. Hükümetin, kriz sırasında, çok sayıda askeri komutanın öldürüldüğü sınır muhafızları karargahına askerlerin saldırmasına izin vermek yerine isyancılarla müzakere yolunu seçmesi, ülkede nüfuz sahibi olan Bangladeş ordusunun tepkisine neden olmuştu.