Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Fen ve Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Fatih Bayraktar, “Pandemi, Deprem ve Psikoloji” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Doç. Dr. Bayraktar söz konusu yazısında şu ifadelere yer verdi:
“Psikoloji biliminin tüm diğer bilim dallarında olduğu gibi insanlığın esenliği için varolduğu gerçeği ne yazık ki en fazla travmatik olaylar süresince ve sonrasında kendini hissettirmektedir. Son zamanlarda buna verilebilecek en somut iki örnek halen yaşamakta olduğumuz Covid-19 pandemisi ve İzmir depremidir. Bu yazının amacı bilimsel veriler ışığında Psikologların süreçlere nasıl müdahale ettiğinin özet bir biçimde aktarılmasıdır. Covid-19'un bilinen ilk vakası 1 Aralık 2019 tarihinde Çin'in Wuhan şehrinde tespit edilmiş, Ocak ayında Çin'in diğer eyaletlerinde de görülmeye başlanmıştır. Ocak ayı sonunda Dünya sağlık örgütü Covid-19 salgınını Uluslararası Düzeyde Acil Halk Sağlığı Sorunu olarak tanımlamış, vakaların dünyanın farklı yörelerinde görülmesi ve artması sonucunda bugün kullandığımız pandemi sözcüğü herkes tarafından bilinmeye başlanmıştır.
“Dijital Platformlar Üzerinden Bilgilendirmeler Yapıldı”
Pandeminin ilk günlerinden itibaren ön plana çıkan meslek grupları arasında Psikologlar da vardır. Psikologlar hem uluslararası hem de ulusal düzeyde özellikle dijital platformlar üzerinden bilgilendirmeler yaparak insanların bu süreçle nasıl daha iyi başa çıkabileceklerine dair değerli bilgiler aktarmışlardır. Örneğin Uluslararası Uygulamalı Psikoloji Derneği sekiz farklı link üzerinden halka, birebir vakalarla uğraşan sağlık çalışanlarına, ebeveynlere, eğitimcilere, bilim insanlarına, karar vericilere, klinik psikologlara ve organizasyonlara bu süreçte kullanabilecekleri işlevsel kaynaklar sunmuştur. Türk Psikologlar Derneği Travma, Afet ve Kriz Birimi, “Covid-19 Salgını Sırasında Ruh Sağlığı” başlıklı bir bilgilendirme metni hazırlamış, sonrasında sağlık çalışanlarına, ebeveynlere ve ergenlere yönelik bildiriler yayınlayarak belirsizliklerin rutinler üzerinden nasıl ortadan kaldırılabileceği, kayıpların kabullenilmesine yönelik ne gibi yöntemlerin uygulanabileceği, sürekli stres altında yaşayan sağlık çalışanlarının bununla nasıl baş edebileceği gibi bilimsel, uygulanabilir ve anlaşılabilir yazılarla sürece müdahil olmuştur.
“Her Kriz Psikolojik Büyüme İçin Bir Fırsattır”
Bu arada yetkinlik alanı dışında olanların istismarına açık bir alan olan online terapi konusunda uluslararası camianın kabul ettiği doğru uygulamalara dair bilgileri de halka aktarmış, böylece psikolojik desteğe ihtiyacı olan insanların yetkin olmayan kişilerce mağdur edilmesinin önüne geçilmeye çalışılmıştır. Kuzey Kıbrıs'ta özellikle DAÜ Fen ve Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü tarafından hazırlanan "Her Kriz Psikolojik Büyüme için Bir Fırsattır" başlıklı yazıyla kaygılarla nasıl başa çıkılabileceği, ebeveynlerin bu süreci nasıl etkin bir biçimde kullanabileceği, karantinadakilerin psikolojik dayanıklılığının nasıl artırılabileceği ve bilgi kirliliğinden nasıl kaçınılabileceğine dair temel bilgiler verilmiştir. Bu yazı daha sonra sivil toplum örgütleri ve sosyal medya aracılığıyla yaygınlaştırılmış ve halkın bilgilere en geniş anlamda ulaşabilmesine çalışılmıştır. Bu arada DAÜ Psikolojik Danışmanlık, Rehberlik ve Araştırma Merkezi de bir dizi bilgilendirici broşür hazırlayarak basın aracılığıyla halkla paylaşmış, ayrıca özellikle DAÜ çalışanları ve öğrencilerine yönelik uzaktan danışmanlık hizmetini başlatmıştır.
Covid-19 Pandemisi henüz sona ermemiş ve neredeyse tüm hızıyla devam etmektedir. Bu nedenle yeni normal olarak adlandırılan bu koşullara uyum sağlamak insanlığın en temel görevi olmuş durumdadır. Psikologlar bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da insanların fiziksel ve psikolojik sağlıklarını tehlikeye atmadan yaşamlarını sürdürmelerinin yollarını bilimsel veriler ışığında göstermeye devam edeceklerdir.
“Uzmanlar Yeniden İlerlemeye Başladı”
Psikoloji biliminin önemini bir kez daha gösteren en yakın tarihli olayların başında 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen şu ana kadar 115 kişinin ölümüyle, binlerce kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan İzmir depremi yer almaktadır. Trajik bir tesadüftür ki Türkiye'de Psikoloji'nin popüler bir bilim dalı olmasının başlangıç tarihi 1999 Düzce depremidir. Deprem sonrasında Psikologların örgütlü bir biçimde deprem bölgesine gidip gönüllü katkılarda bulunması dikkat çekmiş, Türk Psikologlar Derneği kamu yararına çalışan dernek statüsünü bu süreçten sonra elde etmiştir. O günlerde gönüllülük üzerinden ilerleyen bu katkılar daha sonra Travma, Afet ve Kriz Birimi'nin oluşturulmasıyla tamamen uzmanlar üzerinden ilerlemeye başlamıştır.
Krize müdahale konusunda uzmanlaşmış Psikologlardan oluşan bu birim, Türkiye'yi bir dönem yoğun biçimde etkileyen terör saldırıları sonrasında psikososyal destek çalışmalarında bulunmuş, Malatya ve Elazığ'da meydana gelen depremlerden sonra da bu yörelerdeki psikologlarla işbirliği içinde çalışmalar yürütmüştür. Şu anda İzmir'de kurtarma çalışmaları sona ermiş ve travma sonrası süreçlere bilimsel anlamda müdahale edecek psikologların görev ve sorumlulukları başlamıştır. Bu noktada halen gönüllü desteğin sürdüğü ancak bilgi, deneyim ve yetkinlik sahibi kişilerden gelecek desteklerin kabul edildiğinin altının çizilmesi gerekmektedir. Bunun nedeni yetkin olunmayan kişilerce yapılan Psikolojik uygulamaların yarardan çok zarar verdiği gerçeğidir.
“Psikologların Önerilerine Dikkat Edilmeli”
Psikoloji eğitimi bugün lisans, yüksek lisans ve doktora alanlarında en popülerler arasındadır. Yaşadığımız pandemi süreci, süregiden terör saldırıları, artan doğal afetler psikologlara olan ihtiyacı artırmaktadır. Bu da bu popülerliğin süreceği anlamına gelmektedir. Ancak yukarda da belirtildiği gibi müdahalelerin bilimsel temelde, yetkin ve eğitimli kişiler eliyle yapılması son derece önemlidir. Bu nedenle yerel ve uluslararası düzeyde psikologların örgütlü olduğu mesleki oluşumların yönlendirmelerine ve önerilerine dikkat edilmeli, yardım etme iddiasıyla ortaya çıkan kişilerin mesleki yetkinlikleri mutlaka sorgulanmalıdır. Bu bağlamda Doğu Akdeniz Üniversitesi Psikoloji Bölümü Profesyonel ve Etik Psikoloji Mezunları Yetiştirmek misyonunu sürdürürken, toplumuna ve dünyaya hem ürettiği bilimsel bilgiyle hem de alanında yetkin ve etik duruştan ödün vermeyen mezunlarıyla katkıda bulunmaya devam edecektir."