Bir uzmana danışılmadan, kulaktan dolma bilgilerin çoğunun yanlış olduğuna değinen Dr. Cömert, “Yeni doğum yapmış anneler çevrelerinden kaynaklanan birçok baskıya maruz kalmaktadırlar. Unutulmamalıdır ki, her söylenen şey doğru değildir. Bu sebeple her ne olursa olsun bebeğinizin bakımı ve beslenmesi ile ilgili bir adım atacağınızda mutlaka doktorunuza baş vurmanız gerekir” dedi.
“HER CANLISININ SÜTÜ YAVRUSUNA ÖZEL VE YETERLİ MİKTARDA”
Yenidoğan bebeklerin besin depolarının yetersiz oldukları için kan şekeri düzeylerinin hızlı bir şekilde düşüp hipoglisemiye girebildiğini ve bunun da beyni etkileyebildiğini aktaran Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Murat Cömert, yenidoğan bebeklerin gece dahil olmak üzere her ağladığında veya 2-3 saatte bir düzenli olarak emzirilmesi gerektiğini belirtti.
Her canlının sütü yavrusuna özel ve yetebileceği miktarda olduğunu söyleyen Dr. Cömert, “Tüm anne sütleri içerik bakımından bir bebeğin alması gereken tüm besin öğelerini içermektedir. Gerek çevreden gerekse annenin endişeleri ve stresi sütün yapımında azlığa neden olabilmektedir. Süt varsa yaramama gibi bir endişeye gerek yoktur. Doğru emzirme teknikleri için çocuk doktorunuzdan veya bebek hemşirenizden destek alabilirsiniz” dedi.
“MAMADAN SONRA SU İÇİRMEYE GEREK YOK”
Dr. Cömert, “Mama kullanan bebeklerde mamadan sonra su içirilmesi de doğru bilinen yanlışlar arasında. Mama kullanan bebeklerde havanın sıcaklığının önemi olmaksızın su içirilmesine gerek yoktur” şeklinde konuştu.
Gaz yapacağı gerekçesiyle birçok annenin sebze ve meyve yemediğine dikkat çeken Cömert, “Annelerin en büyük streslerinden biri bebeklerinin gazlı bir bebek olmasıdır. Bu yüzdende yanlış yönlendirmelerle birçok sebze ve meyve tüketmeyerek diyet uygularlar. Bu diyet uygulaması hem yetersiz beslenmeden dolayı hem de anneyi strese sokacağı için anne sütünde azalmaya neden olabilmektedir” diyerek anneleri uyardı.
SARILIĞI ÖNLEMEDE EN ETKİLİ YOL BEBEĞİ SIK SIK EMZİRMEK
Yenidoğan bebeklerde göbek bağının düşmesinin bazen 2 haftayı geçebildiğini kaydeden Dr. Cömert, “Bebeğin göbeğine zarar veririm düşüncesinden dolayı ebeveynler bebeklerini göbek bağı düşmeden yıkamamaktadırlar. Bebekler yıkanması için göbek bağının düşmesine gerek yoktur. Banyo sonrasında göbeğini iyice kurulamanız yeterli olacaktır” ifadelerini kullandı.
Sarılığı olan bebeğe şekerli su içirilmesinin de doğru bilinen yanlışlar arasında olduğunu söyleyen Dr. Cömert, “Yenidoğan her üç çocuktan ikisinde sarılık görülebilmektedir. Sarılığın birçok nedeni bulunmaktadır. Sarılığı önlemede en etkin yol ise bebeğin sık sık emzirilmesidir. Bebeğe şekerli su verilmesi bebeğin beslenmesini engelleyebileceği için
verilmesi önerilmemektedir. Sarılığı olan bebeğe sarı kıyafet giydirilmesi veya üstüne sarı tülbent örtülmesi de doğru değildir. Ülkemizde en sık gördüğümüz yanlış inançlardan bir tanesidir. Sarılığı olan bebeklerde sarı kıyafetler giydirilmesi veya üstünün sarı tülbentle örtülmesi bebeğin sarılığının fark edilmesini zorlaştırıp tanı konulmasını geciktirmekten başka hiçbir işe yaramamaktadır” diye konuştu.
BEBEĞİM 40 GÜN DIŞARI ÇIKMAMASI İNANCININ HİÇBİR DAYANAĞI YOK
Bebeğin 40 gün dışarı çıkmaması inancının yanlış olduğunu belirterek, “Bebeklerin 40 gün dışarı çıkmaması inancının hiçbir dayanağı yoktur. Bu inanış yüzünden bebeğin kontrollerini ve aşılaması geciktiren ebeveynler mevcuttur. Yenidoğan bebeklerin dışarı çıkmasında hiç bir zaman engeli bulunmamaktadır” dedi.
Dr. Cömert bebeklerin giydirilmesiyle ilgili yapılan yanlışlara da değindi. Cömert, “Yenidoğan bebeklerde ilk 1 ayda bizim giydiğimizden bir kat fazla elbise giydirilmesi, birinci aydan sonra bizimle aynı katta elbise giydirilmesi uygun görülmektedir” diyen Dr. Cömert, “Yenidoğan bebeklerin çok katlı giydirilmesi sonucunda en sık karşılaştığımız problem bebeğin uyandırılamaması sonrası beslenememesidir” şeklinde konuştu.
İLK DOĞUM SAÇLARININ YERİNE KALICI SAÇLAR GELECEKTİR
Saçların güçlenmesi için birçok yeni doğan bebeğin saçlarının kazıtıldığını söyleyen Cömert, “Yenidoğan bebeklerde ilk doğum saçlarının tümü aylar içerisinde dökülüp yerine kalıcı ve daha sağlam saçlar gelecektir. Ebeveynlerin bebeklerinin saçlarını kesmesi, saçın kalitesini etkilememektedir” diyerek sözlerini sonlandırdı