Ben de çözüm istemiyorum..

Arif Alasya

Bunca yıldır çözümü savundum da ne oldu.

Çözüm mü oldu.

Hep çözüm istemeyiz bir karış toprak vermeyiz diyenlerin istediği oldu.

Yunanistan çözümü savunmadı. Yıllarca Enosis isteyen Kıbrıs Rumlarının hayallerine onları AB üyesi yaparak görevini yaptı. Diyet olarak da Ekonomisi çöken ülkesine 30 milyar dolar’dan fazla Kıbrıs’lı Rum’un parasını aldı üstüne kondu.

Şimdi Kıbrıs Cumhuriyetini tek başına temsil eden Kıbrıs Rum’u artık Enosis falan istemiyor. Artık tek gayesi var ve onu da anlamak lazım.

Tek taraflı AB ülkesi olduğuna ve de tüm adanın tanınan tek kesimi olduğuna göre. Elindeki zenginlikleri neden Kıbrıs’lı Türkler ile paylaşsın.

AB üyesi ülke olarak İşgalci dediği Türkiye ile Siyasal, sportif ve ticari ilişkileri maşallah yerinde. Yakında vizesiz seyahat da gündemde. Enerji arama çalışmalarını tek taraflı yürütüyor.Daha ne istesin.

Türkiye’ye gelince Kıbrıs Türkü yıllarca Ya Taksim ya Ölüm diye ileri karakol bekçiliği yapmadı mı?

İşte o da geldi 1974’de Taksim etti.

Kıbrıs’a Kıbrıs’lı Türk’ten fazla nüfus gönderdi mi? Bu nüfus KKTC vatandaşı olmadı mı?

Kıbrıs’a gönderdiği vatandaşlarına Kıbrıs’lıya eşdeğer karşılığı mal verilirken onlara İTEM yasası altında mal koçanları verilmedi mi?Özellikle 2002’den sonra bu malları birçoğu milyon sterlinlere satıp parayı Türkiye bankalarına yatırmadı mı?

Kıbrıs’lılara ait bankalar batırılarak, kurtarılan mevduatlar Türkiye Bankalarına mevduat olarak taşınmadı mı?

Kıbrıs’daki sermaye yapısı kökeni TC vatandaşı olan kesimin eline geçmedi mi? Zamanında Maraş’ta olan beş yıldızlı otel’lerin sayısından fazla beş yıldızlı otel sayısına sahip Türkiye sermayesi değil mi?

Özelleştirilen (peşkeş çekilen)kurum, kuruluş ve alt yapılar Türkiye sermayesine devredilmiyor mu?

Şu an olmasa bile çok yakın bir gelecekte Kıbrıs’lıya ait yer altında ve yer üstünde olan kaynaklarımız TC sermayesine devredilmeyecek mi?

Anayasa’nın 33 yıldır kaldırılmayan hatta kaldırılmaya teşebbüs bile edilemeyen geçici 10:ncu maddesine göre yönetim GKK’nına hala daha bağlı değimlidir. Bu nedenle.

Güvenlik Kuvvetleri Komutanı  Kıbrıs’lı Türk olamaz.

Sivil savunma başkanı Kıbrıs’lı Türk olamaz,

Merkez Bankası müdürü Kıbrıs’lı Türk olamaz

İtfaye’ye varıncaya kadar tüm Polis teşkiları Güvenlik Kuvvetleri Komutanına bağlıdır.

Tabidir ki Türkiye AB ile Gümrük birliği anlaşmasını imzaladıktan vede KKTC’deki her türlü yönetimi eline geçirdikten sonra çözüm onun da umurunda olmayacaktır.

Peki Türkiye’ye hizmet eden ve de bunun sonucunda nemalanan 41 yıllık hükümetler ve yandaşları mı çözüm isteyecek(İstisnalar kaideyi bozmaz)yoksa nemalanmaya devam mı diyecek?

Bunca istemeyenin arasında benim gibi çözüm isteyenlerin başarı şansı ne olur? Bu güne kadar sıfır.

İşte bu nedenle hep kaybeden tarafında oldum. Artık kaybetmenin simgesi olduğuma göre artık ben de tarafımı değiştirdim.

Ben de çözüm istemiyorum belki hep beraber kaybederiz…