Türkiye, Irak Şam İslam Devleti'nden (IŞİD) Suriye'nin kuzeyindeki El Bab kasabasından çıkartmak için başlattığı operasyona uluslararası koalisyondan gelen desteğin yetersiz olduğunu belirterek tepki gösteriyor.
Son olarak iki bakan, yaptıkları açıklamalarla, ABD'ye yönelik eleştirilerini sürdürdü ve Adana'da bulunan İncirlik Hava Üssü'nün durumunu da tartışmaya açtı.
Savunma Bakanı Fikri Işık, IŞİD'e karşı oluşturulan uluslararası koalisyonun El Bab operasyonuna yeterince destek vermemesinin düşündürücü olduğunu belirtti ve 'bu durumun İncirlik Üssü'nü sorgulattığını' söyledi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada, ABD'nin önemli bir müttefik olduğunu ifade etti ve IŞİD'e karşı yeterli destek alınmadığında buna kamuoyunun tepki gösterdiğini belirtip, "Halkımız da o zaman diyor ki, bunları niye tutuyorsunuz İncirlik Üssü'nde" diye konuştu.
Ancak Çavuşoğlu, şu anda gündemlerinde İncirlik üssünün kapatılması gibi bir konunun olmadığını da söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da haftalık bilgilendirme toplantısında İncirlik Üssü'nün kapatılma hakkıyla ilgili bir soru üzerine, "Bu hak her zaman bizim elimizde var. Ama dediğim gibi önce şartlar değerlendirilir. Egemenlik hakları çerçevesinde tasarruf hakkı bizdedir" dedi.
Ayrıca, Hürriyet gazetesi köşe yazarı Abdülkadir Selvi de her ne kadar Bakanlar Kurulu'nda tartışmaya açılmamış olsa da, bazı bakanların İncirlik'in ABD'ye açılmasının ardından Türkiye'deki saldırılarda bir artış yaşandığı kanaatinde olduğunu yazdı.
Türkiye ile ABD ilişkilerinde çok önemli bir yere sahip olan İncirlik Hava Üssü'yle ilgili merak edilenleri beş soruda derledik.
İncirlik Hava Üssü, Adana ili sınırları içerisinde, şehir merkezine yaklaşık 13 kilometre mesafede bulunuyor.
Üssün inşasına Türkiye'nin NATO üyeliğinden bir yıl önce, 1951 yılında ABD Mühendislik Grubu olarak isimlendirilen bir ekip tarafından başlandı.
İlk etapta ABD Hava Kuvvetleri'nin olağanüstü durumlarda konuşlanma ve orta ile yüksek yoğunluktaki bombardımanlarda yer alan savaş uçaklarının bakımının yapılması amacıyla kullanılması öngörülüyordu.
Ancak 1980'li yılların ardından üste önemli iyileştirmeler yapıldı.
ABD askeri kaynaklarında, bugün burada yaklaşık 2 bin 500 civarında ABD askerinin bulunduğu belirtiliyor.
Buradan düzenlenen askeri operasyonların NATO kapsamında olduğu durumlarda, zaman zaman bu üsse başka ülke askerleri de konuşlandırılıyor.
Üste bir Türk birliği de yer alırken, sivillerin yaptığı bazı işler için Türkiye vatandaşları da istihdam ediliyor.
İncirlik üssü, askerlerin aileleri de eklendiğinde binlerce kişilik bir nüfusu barındırıyor.
Üssün içinde pist, eğitim alanı ve komuta merkezi gibi askeri alanların yanı sıra burada görev yapan subayların konutları da yer alıyor.
Ayrıca tesisin içinde ABD'li zincir restoranlar, Amerikan mallarının satıldığı büyük süpermarketler, basketbol ve beyzbol sahaları gibi tesisler de yer alıyor.
Üste görevli askerlerin aile üyeleri dışında, sivillerin buraya giriş için özel izin alması gerekiyor.
Bu alanın hukuki statüsüyle ilgili bugüne kadar beş uluslararası anlaşma yapıldı.
Şu anda geçerli olan ABD ile Türkiye'nin 1980 yılında imzaladığı 'Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması' (SEİA).
İncirlik Üssü adlı bir kitap yayımlayan akademisyen Selin Bölme'ye göre, söz konusu üs Türkiye'nin malı ve ABD'nin askeri varlığı ve faaliyetlerinin, tamamen NATO savunma görevleri çerçevesinde kalması gerekiyor.
Bölme, 2012 yılında yayımladığı bir makalede, "İncirlik'in de dahil olduğu SEİA'da adı geçen üs ve tesisler, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde olmakla birlikte, SEİA ile ABD'nin kullanımına NATO anlaşması doğrultusunda ve NATO savunma planları çerçevesinde kullanılmak üzere tahsis edilmişlerdir" diyor.
Ancak fiili durumda, İncirlik Üssü'nün açıldığı tarihten bu yana NATO operasyonları dışında ABD güçlerinin kendi faaliyetleri için de kullanıldığı birçok durum yaşandı.
İncirlik Üssü, bir yandan ABD ile Türkiye'nin müttefiklik ilişkilerinin en önemli unsurlarından biri olurken, diğer yandan da her iki ülkenin birbirine karşı diplomatik pazarlıklarda kullandığı en önemli kozları arasında yer alıyor.
ABD, 1970'li yılların ortasında, Türkiye'ye silah ambargosu uygulamaya karar verdiğinde Ankara da buna İncirlik'le yanıt verdi.
Türkiye, sınırları içinde ABD'nin kullanımındaki üsleri kapattı ve buraların kontrolünü TSK'ya devretti.
Bu dönemde, ABD Kongresi'nin Eylül 1978'te Türkiye'ye uyguladığı ambargoyu kaldırması ve askeri yardımları yeniden tahsis etmesi üzerine üs de normal faaliyetlerine geri döndü.
Aynı yıl içerisinde iki ülke arasındaki askeri ilişkilerin temelini oluşturan yeni işbirliği anlaşması (SEİA) ile ilgili görüşmeler de başladı.
Üs, 1990-1991 yıllarındaki Birinci Körfez Savaşı'nda ABD güçleri için kritik bir rol oynadı.
Burada bulunan 140 uçakla Irak'ın kuzeyindeki kara güçlerine destek verildi. ABD ordusuna göre, kuzeyde yürütülen operasyonlar Irak'ın da güçlerini kuzey ile güney arasında bölmesine neden oldu ve Çöl Fırtınası harekâtında ABD'nin elini rahatlattı.
Körfez Savaşı sırasında, İncirlik'e Saddam Hüseyin'in elindeki Scud füzelerine karşı Patriot hava savunma sistemi kuruldu.
Şubat 1991'de savunma sistemine dahil bir Patriot füzesi fırlatıldı ve bu da Adana'da sirenlerin çalmasına neden oldu. ABD ordusu o dönemde bu füzenin yanlışlıkla fırlatıldığını söyledi.
Üsle ilgili en önemli tartışmalardan bir diğeri de, Körfez Savaşı sonrası Kuzey Irak'taki Kürt mültecileri korumak ve insani yardım götürmek için başlatılan operasyonun hava gücünün burada konuşlandırılması oldu.
Türkiye'de 'Çekiç Güç' olarak bilinen bu birliğin desteklediği Huzuru Temin Harekâtı, birçokları tarafından hem Kuzey Irak'ta fiili özerk bir Kürt bölgesinin oluşması hem de 1990'lı yıllarda PKK'nın güç kazanmasının nedenleri arasında gösterildi.
Son olarak, İncirlik 10. Tanker Üs Komutanı Tuğgeneral Bekir Ercan Van, 15 Temmuz darbe girişimine destek verdiği gerekçesiyle tutuklanan isimler arasında yer alıyor.
New York Times, Van'ın tutuklanmadan öne ABD'den sığınma talep ettiğini ancak bu talebin reddedildiğini duyurmuştu.
O dönemde hükümete yakın bazı basın organlarında, darbe girişiminin İncirlik'te planlandığı ve ABD destekli olduğu yönünde iddialar ortaya atılmıştı.
Her ne kadar NATO savunma planları kapsamında kullanılması öngörülse de, bu hava üssü bugüne kadar ağırlıklı olarak ABD'nin askeri operasyonlarında önemli rol üstlendi.
Bu operasyonların önemli bir kısmı, NATO planları kapsamında olmamasından dolayı esasen uluslararası anlaşmaların da ihlal edildiği anlamına geliyor.
İlk dönemdeki adıyla Adana Hava Üssü, ilk olarak 1955 yılında önce ABD Hava Kuvvetleri'nin meteorolojik ölçümlerinde kullandığı hava balonlarının iniş kalkışı için, daha sonra da Sovyetler Birliği'ni izlemek için geliştirilen U-2 casus uçakları tarafından kullanıldı.
Mayıs 1960'ta bir U-2 casus uçağının Sovyetler tarafından füzeyle düşürülmesinin ardından bu operasyona da son verildi.
1958 yılında Başkan Eisenhower'ın talimatıyla Lübnan krizine müdahale için bu üsse savaş uçakları konuşlandırıldı.
Dönemin Lübnan Cumhurbaşkanı Camille Chamoune, iç savaşa doğru evrilmeye başlayan muhalif hareketleri bastırmak amacıyla ABD'den askeri destek talep etmişti.
Soğuk Savaş döneminde ağırlıklı olarak istihbarat toplama ve caydırıcılık amacıyla faaliyet gösteren üs SSCB'nin yıkılmasının ardından ABD askeri operasyonlarında önemli rol üstlendi.
Birinci Körfez Savaşı'nda Kuzey Irak'taki Amerikan birliklerine hava desteği buradan gönderilirken, 2003 yılındaki Irak işgali sırasında ise hazırlanan tezkerenin TBMM tarafından reddedilmesi nedeniyle sadece lojistik destek amacıyla kullanılabildi.
Bu üsten ayrıca 11 Eylül saldırılarının ardından başlatılan Afganistan operasyonu kapsamında insani yardım gönderildi.
Pakistan depremine gönderilen insani yardımlar da yine buradan yönetildi ve 2006 yılındaki Lübnan-İsrail çatışmaları sırasında Lübnan'daki ABD vatandaşları da bu üs üzerinden tahliye edildi.
ABD, 2014 yılında Irak-Şam İslam Devleti'ne (IŞİD) karşı hava operasyonlarına başladı ve Temmuz 2015'te de Türkiye bu harekât kapsamında İncirlik Üssü'nün kullanılmasına izin verdi.
Soğuk Savaş'ın bitmesinin ardından NATO'nun güney kanadının eski stratejik önemini kaybettiği yorumları yapılmaya başlanmıştı.
Ancak Orta Doğu'daki gelişmeler, bu üssün stratejik önemini hızla yeniden kazanmasına neden oldu.
İncirlik şu anda IŞİD'le mücadele kapsamında düzenlenen operasyonlar açısından en stratejik yerlerden birisi.
İncirlik Üssü, özellikle coğrafi konumu ve yerleşik düzeniyle ABD'ye Orta Doğu bölgesindeki operasyonları için maliyet ve zaman açısından önemli avantajlar sunuyor.
Bu konuda yapılmış resmi bir açıklama bulunmuyor. Ancak NATO'nun Türkiye'de taktik nükleer silah tuttuğu da uzmanlar tarafında dile getirilen ve henüz yalanlanmayan iddialar arasında yer alıyor.
New Yorker dergisinde darbe girişiminden birkaç gün sonra çıkan bir makalede, 'İncirlik Üssü, NATO'nun en büyük nükleer silah depolama tesisine ev sahipliği yapıyor' ifadesi yer aldı.
Nükleer silahlar konusunda dünyanın önde gelen uzmanları arasında gösterilen Amerikan Bilim Adamları Federasyonu Nükleer Bilgi Projesi Direktörü Hans M. Kristensen'e göre, İncirlik'te yeraltında bulunan depolama tesislerinde yaklaşık 50 adet B-61 hidrojen bombası tutuluyor.
Guardian gazetesi, Temmuz 2016'da yayımladığı bir yazıda, Türkiye'deki kötüleşen güvenlik durumunun nükleer silahların güvenliğiyle ilgili ciddi endişeler yarattığını öne sürdü.
Yazıya göre, Almanya, İtalya, Belçika, Hollanda ve Türkiye'de toplam 180 adet B-61 bombası bulunuyor.
Yine ABD basınında o dönemde, Amerikan hükümetinin İncirlik'in güvenliğini artırmak için milyonlarca dolarlık yatırım yaptığı belirtilmişti.
ABD basınında da bir süredir, Kuzey Irak'taki Kürt bölgesi ya da Ürdün gibi Türkiye'ye alternatif üst kurulabilecek yerlerin incelenmesi gerektiği yönünde bazı yazı ve yorumlar çıkıyor.
BBC Türkçe