Besin takviyelerine ihtiyacımız var mı?

Kış aylarında güçlü bir bağışıklık için vitamin ve mineral takviyelerine talep artıyor.

Pandemiyle birlikte sağlığımız için daha fazla endişelenmeye başladık. En çok da bağışıklığımızı güçlendirmek adına besin desteklerine sarıldık… Pek çok kişi takviyeleri daha düzenli aldı, onlara yenilerini ekledi veya dozlarını artırdı. Ancak takviyeler hekim kontrolünde dikkatli alınmadığı takdirde sorun yaratabileceğine dikkat çeken Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, ‘‘Bilimsel araştırmalar kontrolsüz takviyelerin depresyon, böbrek yetmezliği, erken yaşlanma, beyin kanaması gibi etkileri olabileceğini gösteriyor'' dedi ve konuyla ilgili şu bilgileri paylaştı…

Bilinçsiz tüketilen 5 vitamin ve mineral

D-VİTAMİNİ

Vücudun kalsiyum emilimine yardımcı olan kemik sağlığı için önemli bir kaynaktır. Yeterli dozda D vitamini almak osteoporoz, kanser, kalp damar hastalıkları ve demans gibi hastalıklara karşı koruma sağlar. Özellikle toplumumuzda D vitamini eksikliğini sık görüyoruz, çünkü etkili şekilde güneş ışığından faydalanamıyoruz. D vitamini desteğini ise kan testi yaptırmadan kullanıyoruz. Oysa fazlası kusma, mide bulantısı, kabızlık, mide ağrısı, yorgunluk, baş dönmesi, halüsinasyonlar, kafa karışıklığı, depresyon, aşırı idrara çıkma, böbrek taşları ve hatta böbrek yetmezliğine yol açabilir.

DEMİR

Vücudumuzun oksijen taşıyan bir protein olan hemoglobini yapmak için ihtiyaç duyduğu mineraldir. Oksijeni alınca akciğerden kana gider gitmez hemoglobin onu alır ve dokulara taşır, dolayısı ile demir eksikliği olduğunda vücutta oksijeniniz azalır. Hareket ettiğinizde nefes nefese kalırsınız, çabuk yorulursunuz. Kalp çarpıntınız olur, unutkanlık sorunu yaşarsınız. Genellikle adetleri yoğun olan kadınlarda veya gebelerde eksikliğini görüyoruz. Kan kaybı ile seyreden bir hastalığınız olduğunda da demir miktarınız düşebilir. Ancak vücutta fazla demir birikimi de sorun yaratabilir. Aslında çok fazla demire ihtiyacımız yok, çünkü vücutta fazla biriktiğinde paslanmaya yani oksidasyona yol açar. Bu da hücre hasarına ve ölümüne neden olur. Yani eğer kontrolsüz demir desteği alırsanız erken yaşlanırsınız. Aşırı dozda demir mideye zarar vererek ülserlere de yol açabilir.

ÇİNKO

Pandemide çinko tüketimini de artırdık. Oysa çinko eksikliğini kanda ölçerek bakmak çok önemlidir. Eksikliğinde bağışıklık zayıflar, saç dökülür, tırnaklar kırılır, vücutta ödem olur. Ağız yolu ile enfeksiyonun erken döneminde kısa süreli çinko kullanıldığında iyileşme hızlanır. Ancak sürekli çinko desteği almak doğru değildir. En ufak bir kırgınlıkta da gelişigüzel alınmamalıdır. Kas krampları, bağışıklığın azalması, kusma, ateş, mide bulantısı, ishal, baş ağrısı gibi sorunlar gelişebilir. Sadece üst solunum yolu enfeksiyonu başlangıcında pastil formu kullanılabilir.

OMEGA-3

Vücudun hücre zarlarının bir parçasıdır, kanın pıhtılaşmasını ve damar duvarı esnekliğini kontrol eden hormonların üretiminde çok önemli rol oynar. Vücutta üretilmez ve dışardan alınması gerekir. Omega-3 balık, fındık, ceviz, keten tohumu yağının yanı sıra yeşil yapraklı sebzelerde bulunur. Takviyesi ise şu anda çocuklardan tutun herkese öneriliyor. Ancak beslenme düzeninizde rahatlıkla telafi edebileceğiniz bu takviyeyi gerekli durumlarda ek takviye olarak kullanmanızı öneriyoruz. Bunun en önemli sebebi ise üretimde standardizasyonun olmamasıdır. Mutlaka hekim tavsiyesi ile kullanılmalıdır zira özellikle kan sulandırıcı kullanan kişilerde beyin kanamasına yol açabilir. Yaklaşık 25 bin gönüllü üzerinde yapılan Vital çalışması günlük D vitamini ve Omega 3 yağ asitleri takviyesi almanın kanser ve majör kalp hastalığı riskini önemli oranda azaltmadığını bildirmiştir. Bir çalışmaya göre tartışmalı da olsa prostat kanseri ile Omega 3 takviyesinin olumsuz bir bağlantısından söz ediliyor.

C-VİTAMİNİ

İnsan vücudu için gerekli bir vitamindir. Bir antioksidandır ve kan basıncını düşürmek, iltihapla savaşmak, bağışıklığı güçlendirmek ve kolajen oluşturmak gibi bir dizi önemli sürece yardımcı olur. C vitamini içeren besinleri bolca tüketmek güvenlidir. Günde 1 doğranmış kırmızı biber ve brokoli gibi sebzeleri tüketerek yeterli C vitamini almak mümkündür. Bununla birlikte günde 2 bin mg'dan fazla C vitamini alan yetişkinler yan etkiler yaşayabilir. Bunlar, vücudun emmediği C vitamininin gastrointestinal (sindirim) sistemi tahriş etmesi durumunda ortaya çıkabilir (ishal, mide bulantısı, mide krampı, şişkinlik gibi.) Uzun süre C vitamini kullanımında ise böbrek taşı oluşma riski artar. Bunun yanında yüksek doz C vitamini kullanımı oksidasyona neden olup hücre ölümüne yol açabilir. Vücutta B12 vitamini ve bakır düzeylerini azaltabilir. Ayrıca vücuttaki demir emilimini artırabilir ve bu da aşırı yüksek seviyelere yol açabilir. Bir sıkıntı da C vitamini takviyelerinin, kemoterapi ve radyasyon gibi kanser tedavileriyle de etkileşime girebilme olasılığıdır.

Kimler takviyelere daha çok ihtiyaç duyar?

Aslında çoğumuz vitamin, mineral ve antioksidan ihtiyacımızı doğru beslenme ile karşılayabiliriz. Bazı dönemlerde belki bu takviyelere daha fazla ihtiyaç duyabiliriz. Çocukluk, ergenlik, hamilelik, yaşlılık dönemleri gibi… Bazen de kronik hastalıklarımız ya da yaşımız bu ihtiyacı artırabilir. Uzman önerisiyle B12 vitamini takviyesi, yaşlılık dönemi veya vejetaryen diyeti uygulayan kişiler için iyi bir fikirdir.