Türk polisinin biber gazı kullanması sırasında, "ilgisiz vatandaşların" ve bizzat polislerin kendisinin de zarar gördüğü İçişleri Bakanlığı genelgesinde kabul edildi.
TC İçişleri Bakanı Muammer Güler'in imzasıyla valiliklere gönderilen genelgede, göz yaşartıcı gaz kullanılacak alanlarda okul, hastane, kreş ve huzurevi gibi yerler olup olmadığına dikkat edilmesi; müdahale edilen grupta yaşlı, kadın, engelli kişiler bulunup bulunmadığının dikkate alınması gibi uyarılar yer alıyor.
Gezi Parkı gösterileri boyunca polisin biber gazını orantısız kullandığı yönündeki eleştiriler hem ülke içinde hem de dünya kamuoyunda dile getirilmişti.
Türk polisinin gaz kullanımıyla ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında da uyarılarda bulunuluyor.
Polise uyarılar
İçişleri Bakanlığı genelgesinde, "son zamanlarda yapılan müdahalelerde gerek olaylara karışmayan vatandaşların gerekse personelin gaz kullanımından olumsuz etkilendiğinin görüldüğü" belirtiliyor.
Gengelgede polis yetkililerine gaz kullanımıyla ilgili yapılan uyarılar özetle şöyle:
- Toplumsal olaylara gaz kullanılarak müdahale edilmesi gerektiğinde, ani gelişen bir durum yoksa, il emniyet müdürüne bilgi verilecek.
- Toplumsal etkinliklerle ilgili tedbirlerde, çevik kuvvet veya güvenlik şube müdürlüğünden sorumlu emniyet müdür yardımcısı görev alacak.
- Göz yaşartıcı gaz kullanılmadan önce yüksek sesle uyarı yapılarak, ayrılmak isteyenlerle ilgisiz kişilerin uzaklaşmasına fırsat verilecek.
- Gazlı müdahaleden önce, panzer ve TOMA'larla tazyikli su sıkılacak.
- Gaz kullanılmadan önce, boya veya biber gazı kapsülü atabilen ve orta mesafede etkili olan darbe etkili savunma tüfeği kullanılacak.
- Gazın etki alanı dâhilinde okul, hastane, kreş ve huzurevi gibi kurumlar bulunup bulunmadığına dikkat edilerek, kanuna aykırı olaya karışmayan vatandaşların etkilenmemesi için azami özen gösterilecek.
- Kullanılan gaz türünün ve miktarının belirlenmesinde, olay yerindeki en üst rütbeli amir yetkili ve sorumlu olacak. Kontrolsüz ve gereksiz kullanıma izin verilmeyecek.
- Müdahale edilecek olan grubun yaşlı, kadın, engelli profili dikkate alınarak strateji belirlenecek.
- Gaz ve savunma tüfeği kursu almış personel, bir rütbelinin sevk ve idaresinde olacak ve bu rütbeli personelin talimatları doğrultusunda hareket edilecek.
- Olayın uzun sürmesi halinde, gaz kullanımına ara verilerek, diğer araç ve gereçlerin kullanımına ağırlık verilecek. Çevreye veya güvenlik güçlerine fiili saldırı olmadıkça gazlı müdahaleden kaçınılacak. Direniş ve saldırısına son vermiş kişi veya gruplara karşı kesinlikle gaz kullanılmayacak.
- Grubu tedirgin etmek için gaz fişeği yerine, ses ve ışık fişeği ya da yüksek ses çıkartan diğer mühimmat kullanılacak.
- Çevik kuvvette görevli olmayan personelin gaz fişeği kullanmasının önüne geçilecek.
- Zırhlı araçlarla müdahale kabiliyeti artırılacak.
- Müdahale anında veya teknik tespit ile gözaltılar yapılarak daha az gaz mühimmatı kullanılacak.
- Müdahale ve gözaltı işlemleri kamera ile kayıt altına alınacak.
- Gaz sarfiyatının bilinmesi ve kontrol için olayların sonunda, gaz kullanan personal ve amirleri tarafından tutanak tutulacak.
- Personele uygulamalı eğitime ağırlık verilecek.
Uluslararası eleştiriler
Gezi Parkı eylemlerine müdahale biçimini eleştiren Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, konsey bünyesindeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye'de biber gazının hastaneler dahil olmak üzere kapalı yerlerde kullanılmasının "orantılı olmadığına" karar verdiğini hatırlatmıştı.
Türkiye Barolar Birliği ise Türkiye'nin kurucu üyesi olduğu konseye başvurarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi uyarınca harekete geçilmesi çağrısı yapmıştı.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Temsilciliği ve Avrupa Parlamentosu da göstericilere karşı polis şiddetini eleştiren uluslararası kurumlar arasında.