London College Üniversitesi tarafından yönetilen ekip, roketlerden yayılan siyah karbon parçacıklarının atmosferdeki diğer tüm kurum kaynaklarının toplamından neredeyse 500 kat daha güçlü olduğunu buldu. Ekip, bu durumun küresel ısınmayı daha çok artırabileceğine dikkat çekiyor.
Bulgular, milyarder iş insanlarının son uzay yarışları kapsamında gerçekleştirdikleri 2019’daki tüm roket fırlatmalarına dayanıyor. Araştırmacılara göre, bu durum; Elon Musk’ın SpaceX’te kullandığı gazyağı ve Richard Branson’ın Virgin Galactic’te hibrit sentetik kauçuk yakıtını kullanmasından kaynaklanıyor.
OZON TABAKASINI KORUYAN ANLAŞMAYI BALTALIYOR
Araştırmacılar, günlük veya haftalık uzay turizmi roket fırlatmalarının, stratosferik ozon tabakası üzerindeki etkisini olumsuz yönde etkileyeceğini ileri sürüyor. Ayrıca uzay şirketlerinin, Montreal Protokolü’nün başarılı bir şekilde uygulanmasından sonra yaşanan toparlanmayı baltaladığını iddia ediyor. 1987 yılında kurulan Montreal Protokolü, ozon tüketen maddelerin (ODS) üretim ve tüketimini aşamalı olarak kaldırarak stratosferdeki ozon tabakasını koruyan uluslararası bir anlaşma. Anlaşma, 1980’lerin başında ozon tabakasında ortaya çıkan dev bir deliği onarmak üzere yapıldı.
Uzay turizmi ilk olarak milyoner Dennis Tito’nun 2001’deki uzay seyahati ile başladı. Özellikle geçen yıl uzay turizminde SpaceX, Blue Origin ve Virgin Galactic ile beraber bir artış yaşandı.
SPACEX, BLUE ORIGIN VE VIRGIN GALACTIC İNCELEME ALTINDA
Jeff Bezos’un Blue Origin’i kendisi de dahil olmak üzere toplam altı turisti yola çıkarırken, Virgin Galactic 11 Temmuz’da kurucusu Branson’ı ve beş yolcuyu gönderdi ve SpaceX de 16 Eylül 2021’de dört yolcu gönderdi. Bununla birlikte Branson’un şirketi, uzaya uçuşlar için en az 600 bilet sattı. Şimdi bilim insanları bunun çevreye ne gibi zararlar verebileceğini görmek istiyor.
Çalışmanın ortak yazarı Dr Eloise Marais yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Roket fırlatmaları rutin olarak, çalışmamızda gösterdiğimiz, uçak endüstrisinden kaynaklanan sera gazı ve hava kirletici emisyonlarla karşılaştırılıyor. Roket fırlatmalarından kaynaklanan kurum parçacıkları, uçaklara ve Dünya’ya bağlı diğer kaynaklara göre çok daha büyük etkiye sahip. Şu anda gerçekten ihtiyacımız olan şey, hızla büyüyen bu endüstriyi düzenlemek için en iyi strateji konusunda uzmanlar arasında bir görüşme.”
“BU BÜYÜKLÜKTE BİR DEĞİŞİKLİK BEKLEMİYORDUK”
Çalışmanın ortak yazarı Dr. Robert Ryan ise şunları söyledi: “Montreal Protokolü sonrası atmosferin güçlü ozon iyileşmesi gösteren tek kısmı üst stratosfer ve roket emisyonlarının etkisinin en sert hissedileceği yer tam da burası. Ozon iyileşmesinin ilerlemesini tehdit eden bu büyüklükte ozon değişiklikleri görmeyi beklemiyorduk.
Ekip, stratosferik ozon tabakasına ve iklime verilen zararı en aza indirebilmek için uzaya endüstrisinin çevresel etkisini düzenleme konusunda bir an önce tartışmaların başlaması gerektiğini belirtti.