Bilimsel araştırma: Hızlı koşmak biyolojimize meydan mı okuyor?

İster bir yarışta yarışıyor ister kişisel rekor kırmaya çalışıyor olsun, birçok koşucunun hedefi daha hızlı gitmek. Ancak yeni bir çalışma, hızlanmanın milyonlarca yıllık evrim yoluyla öğrenilen doğal biyolojimize meydan okumamızı gerektirdiğini söylüyor.

Amerika’daki Stanford Üniversitesi’ndeki ve Kanada’daki Queens Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından yürütülen çalışmada, birçok koşucunun daha hızlı koşma hedefine karşın, insanların doğal olarak enerji açısından en verimli hızda koştukları belirtildi.

Daily Mail’in haberine göre, bilim insanları, deneylerde, bir laboratuarda izlenen koşucuların verilerini ve giyilebilir fitness izleyicilerine kaydedilen 37.000 koşuyu inceledi.

İnsanların kat etmeleri gereken toplam mesafe ne olursa olsun, doğal olarak enerji açısından en verimli hızda (saniyede 2 ila 3 metre) koştuğunu keşfettiler.

Araştırmacılar, doğal eğilimimizin kalori kaybını koruyan bir hızda koşmak olduğunu söylüyorlar.

4600’DEN FAZLA KOŞUCUNUN VERİLERİ İNCELENDİ

Günümüzde koşmak, kalori yakma ve dolayısıyla kilo verme girişimleriyle ilişkili bir aktivite. Ancak tarihsel olarak, atalarımız tehlikeden kaçarken, gıda kaynaklarının kıtlığından dolayı enerji tasarrufu yapmaları gerekiyordu. Çalışma, bu evrimsel taktiğin bugün koşma şeklimizi hala etkilediğini öne sürüyor.

Stanford Üniversitesi’nden Scott Delp, “Koşmak için dışarı çıktığınızda, kat ettiğiniz mesafe ne olursa olsun, kat ettiğiniz mesafe başına en az yakıt yakacak şekilde koşarsınız” diyor.

Araştırma grubu, 15 yıldır laboratuvarlarda koşmanın mekaniğini inceliyor, ancak şimdiye kadar “vahşi doğada” koşmayı incelememişti.

Çalışma için koşu bandındaki 26 koşucudan veri topladılar ve oksijen tüketimlerine göre enerji açısından en uygun hızları belirlediler. Genel olarak, toplamda yaklaşık 37.000 koşu ve 28.000 saatten fazla koşu yapan 4.600’den fazla koşucunun verilerini kullandılar.

Current Biology'de yayınlanan çalışmaya göre, sonuçlar “şaşırtıcı” bir tutarlılık gösterdi.

Deneylere başlamadan önce, insanların daha kısa mesafeler için daha hızlı koştuğunu ve daha sonra daha uzun mesafeler için hızlarını yavaşlatacağını varsaymışlardı.

Aslında, ekibin bulduğu şey, ister 1,6 ila 4,8 km arasında kısa bir koşuya, ister uzun bir mesafeye (11 km’ye kadar) ya da arada bir yere gidiyor olsunlar, koşucuların çoğunun aynı hızda takılı kaldığı oldu.

Verilerden yola çıkarak konuşan Stanford Üniversitesi’nden Jennifer Hicks ise, “Bir koşucu ve araştırmacı olarak gelecekte, insanların daha aktif olmalarına yardımcı olmak için bu verileri hava durumu ve şehir planlamasıyla ilgili bilgilerle birleştirmekle ilgileniyorum” dedi.