Tarık Akan’ın çok sayıda seveni, Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nda yapılacak törenin başlamasından saatler önce tiyatro binasına geldi. Yüzlerce kişi, kısa süre içinde Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nun önünde büyük bir kalabalık oluşturdu.
Salon kapısının saat 13.00’da açılmasıyla birlikte izdiham yaşandı. Törende, Nebil Özgentürk’ün Bir Yudum İnsan belgeselindeki Tarık Akan bölümü gösterildi. Belgesel, sık sık alkışlarla kesildi.
Belgesel gösteriminin ardından Akan’ın ailesi, dostları ünlü sanatçıyı anlattı.
‘Babam birdi, üç oldu, milyonlar oldu’
Akan’ın kızı Özlem Üregil, törende hayli duygu yüklü bir konuşma yaptı. Üregil, “Biz üç kardeşiz, hepimizi ayrı ayrı çok sevdi ve her konuda eşit davrandı. Babam bize eşitlik duygusunun ailede başladığını anlattı. Türkiye, biz kocaman bir aileyiz ve sevgide birleşiyoruz. Babam Türkiye’nin her yöresini çok iyi bilirdi. Son filmi Kars’ta olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde belgesel ve filmler çekti. Hepimizin sözcüsü olmaktı amacı.
Babam yaptığı her işte, yaptığı her adımda Türkiye’nin daha iyi bir geleceğe sahip olması için uğraştı. Sevenlerinin gücünü her zaman arkasında hissettiğini bilmenizi isterim. Türkiye, Tarık Akan’ı kaybetmedi, Tarık Akan’ı kazandı. Eserleriyle her zaman bize yol gösteren, hayattaki duruşuyla bize yol gösteren babam bu bayrağı şimdi bize iletti. Birdi, üç oldu, milyonlar oldu. Benim güzel babam, sevgiyle, saygıyla, sonsuzluğa…” diye konuştu.
‘Atatürk gitmedi, ben niye gideyim?’
Tarık Akan’ın 52 yıllık arkadaşı Zeki İrfanoğlu güçlükle yaptığı konuşmada, Akan’la aralarında geçen bir diyaloğu şöyle anlattı:“Türkiye’nin en büyük sanatçısını kaybettik. ‘Zeki var mısın, gel Atatürkçü çocuklar yetiştirelim’ demişti. 40 gün evvel bir yerde başbaşaydık. ‘Tarık o kadar maddi gücün var niye Amerika’ya gitmedin’ dedim. Bana dedi ki, ‘Atatürk gitti mi ben niye gideyim’. Ben 52 yıllık dostuyum. Siz Tarık Akan’ı kaybettiniz, ben canımın yarısını kaybettim. Türkiye bir Atatürk dostunu kaybetti. Siz yarın işinize giderken, ben yarın onun mezarına gideceğim.”
‘Lise tuvaletinde tanıştık’
Sanatçı Rutkay Aziz’se liseden beri dost olduğu Akan’la ilgili şunları söyledi: “Tarık sizi çok seviyordu, siz de onu eminim ki çok seviyordunuz. Türkiye’nin içinde bulunduğu alçak koşullarda geleceğin umuduna geldiniz. Türkiye’nin Tarık Akan’ı ama benim bizim, Bakırköylü devrimci canım arkadaşımdı benim. Sizlere söz veriyorum. Bu anma töreni filme çekiliyormuş, ben de o filmi beraberinde ona getireceğim. Ben onu Bakırköy Lisesi’nin tuvaletinde sigara içerken tanıdım. ‘Kardeş basket oynar mısın’ dedim. ‘Ben anlamam’ dedi. ‘Ben de anlamam gel’ dedim. Sonra da fena halde yenildik. Sonra bir kavgaya giriştik. Maden İş’te beraberdik, Tekel’de beraberdik. O bizim onurumuzdu, gururumuzdu. Tarık kavgacı bir adamdı. Küfür erkeğe yakışmaz, ona yakışırdı çünkü o devrimci küfür ederdi.
Üç şeye toz kondurmazdı. Bir Mustafa Kemal, iki Nazım Hikmet, üç İlhan Selçuk abimiz. Sonra sinemaya geçince tabii ki Yılmaz Güney, sonra Vasıf Öngören. Mustafa Kemal düşmanları bayramlarını uzatabilirler, ‘Ben Mustafa Kemal askeriyim’ diyen biri öldü. Ama üç tane aslan gibi evladı, 25 yıllık Taş Mektep’te demokratik, çağdaş, laik eğitim verdiği, özgürlük yolunda eğittiği, yalnız filmleriyle değil 25 yıldır eğittiği öğrencileri var. Dünyanın bütün ışıkları onun o güzelim yüzüne yansıyacak. Işıklar içinde yatsın.”
Tören, piyanist Fazıl Say ve Nazım Hikmet Korosu’nun kısa bir dinletisiyle devam etti. Ardından usta tiyatrocu Genco Erkal, Nazım Hikmet’in ‘Yaşamaya Dair’ şiirini okudu.
Teşvikiye Camii’nde binler vardı
Tarık Akan’ın cenazesi tören için Teşvikiye Camii’ne getirildiğinde binlerce kişi oradaydı.
Sanatçının yakın dostları, Yeşilçam emekçileri, siyasiler ve sevenleri caminin avlusundan Teşvikiye sokaklarına taştı. İkindi namazının ardından kılınan cenaze namazıyla Tarık Akan’ın cenazesi, defnedilmek üzere Bakırköy’e gönderildi.
Bu sırada hayranları sık sık, ‘Sarayın değil, halkın sanatçısı’ diye slogan attı.