BİR ADIM ÖNDE OLMAK.(2)

Arif Alasya

Geçen yazımda görüldüğü gibi Türkiye hep Kıbrıs konusunda çıkarları doğrultusunda hep bir adım önde olmuştur.

Her aldığı karşısında Kıbrıs Cumhuriyetine birşeyler vermiş fakat bu verdikleri Kıbrıslı Türklerin çıkarına olmamış hep kaybeden taraf olmuştur.Bir adım önde olmanın yanında buna Tayyip beyin ikinci sloganı olan ‘’Kazan kazan’’politikasını da Türkiye ve Kıbrıs Cumhuriyeti üzerinden yürütmüştür.

1974’den sonra Kıbrıs’a taşınan nüfusa sözde karşı çıkılmış,süreç içinde ard arda gelen bireysel hukuk mücadelelerinin önüne KKTC’de bir mal tazmin komisyonu kurularak yine Türkiye’nin çıkarları korunmuştur.Bu güne kadar bu komisyona tapılan müracaat ve sonuçlandırılan tazmin edilen malların şimdiki sahiplerinin kim olduğunu açıklayacak bir babayiğit Hükumetimiz var mı?

Şimdiki durak Mont pelerin’de başlayan görüşmelerin son noktasında gelinen ister belge.ister çerçeve deyin masada olan çözüm saptamaklarıdır.

Şimdi bu belgede sonuçlanması gereken noktalara bakalım.

1-    Güvenlik ve garantiler.

2-    Toprak

3-    Dönüşümlü Başkanlık (Siyasi Eşitlik)

Anastasiyadis’in açıklamalarına bakalım.

‘’Sorun olan temiz Kıbrıslı Türk vatandaşlarımız değil, Ankara’nın Kıbrıs binasının tamamını kontrolüne alma stratejisidir.

“Garantiler, tek yanlı müdahale hakkı, askerî üs, daimî Türk askeri; bunun da ötesinde siyasi eşitlik ve daha çok haklar talep eden bir toplumun veto hakkı olmasını hangi başkan kabul eder? Kıbrıslı Türklerin haklarını görmezden gelmemekle birlikte, Kıbrıs Rum toplumunun çıkarlarını korumakla yükümlüyüm, haklarına saygısızlığa müsaade etmeyeceğim.

Anastasiadis, Rum Devlet Radyo ve Telvizyonu RIK’e verdiği röportajda, Kıbrıs sorununun yanı sıra çeşitli açıklamalarda bulundu.

Rum radyosunun haberine göre, Anastasiadis, Kıbrıs sorununa ilişkin diyaloğun yeniden başlamasına ilişkin arzu edilen hedefin etkilenmeyeceğini söyledi.’’

Ben karşı basının yazdıklarını pek önemsemiyorum fakat gerçek olan masada Rum tarafının beklentilerinin Toprak ve Garantiler olduğu açıkca ortadadır.

Gelelim bir adım önde olma politikasına :

Rum tarafı garantileri istemiyor.en az %30 topak istiyor.

Türkiye garantiler konusunda ve toprak konusunda nasıl bir adım önde olacak.

Hadi bakalım Tayyip bey yine bir adım önde ol da görelim..

Yoksa kazan kazan politikası ile mi davranıp Rum kesimi ve diğer güçlerle kendi çıkarları doğrultusunda pazarlık mı yapacak.Yani Türkiye ve onların karşılıklı kazançları üzerinden bir sonuç mu aranacak.

Kıbrıs Türkü bu uazlaşmanın neresinde?

Anlaşmanın temelinde Türkiye’nin Akdenizdeki enerji kaynaklarının kendi üzerinden Avrupaya sevkiyatı,Israil’e su satılması,Israil üzerinden gelecek enerji hatlarına Türkiye’de kurulmaya başlanan atom santrallerinde üretilecek Elektirik enerjisinin Kıbrıs üzerinden Avrupaya göderilmesi  pazarlığıdır.Suriye’de mevcut Amerika Rusya çıkarlarının uzlaşma ile sonuçlanması çözüme en büyük katkıyı sağlayacaktır.

Sonuç olarak Türkiye Kıbrıs konusunda hep kendi çıkarları için bir adım önde ve kazan kazan politikası ile sadece kendinin kazançlarını korumaktadır.

Kıbrıs Türkü mü? Hadi canım sizde onlar da kim.