Gelecek kaygısı… İnsanları en fazla endişelendiren, korkutan, güven duygusunun yitirilmesine neden olan endişe ve huzursuzluk ortamı! İki ayağının üzerinde durarak yürümesini öğrenen; Önce beynini, sonra ellerini kullanarak var olmasını becerebilen ” Homo Sapiens “ (*) … yarını kurgulayabildiği ölçüde var olabilir! Saldırganlık, yok etme duygusu yarına duyulan güvensizliğin belirtileridir. Bir toplumun bireyleri ne kadar saldırgan; Kırıcı, Yıkıcı, Kıyıcı ve kindar ise, O toplumda “ geleceğe ve yarınlarına dair “ onarılmaz bir güvensizlik ve endişe hakimdir! Bir toplumun “ erkek “ bireyleri, beyninden önce kas gücünü kullanarak kadına saldırıyor… … hatta yaralayıp öldürüyorsa, yarından sonra yaşayacağı güvensizliğe, sefalete, yokluğa saldırmaktadır aslında! Önce kadına, çocuğa tecavüz eder, hayvani şehvet duygularını tatmin ederken, yaptığının suç olduğunu anlayınca, mağduru ortadan kaldırmaya, yani delilleri yok etme gayretine girer! Vakıa o ki; O sefil, aç adamın arkasında ve önünde duran; Toplumun egemenleri, Hükümetler değil midir? Baskıcı yasalarla, cezaları arttırarak, özgürlükleri kısıtlayarak toplumdaki “ asayişi “ sağlayacaklarını düşünen içteki sömürgeciler… … yarattıkları bu sefil düzenin en son kurbanları olmaktan kurtulamazlar! İnsanlık tarihine bakmak yeterlidir. Etrafınıza bir bakın lütfen! İdam cezası uygulayan ülkelerde, idamlar azalacağı yerde çoğalmaktadır! Neden? Türkiye’de bir kadın cinayeti protestoları, çığlıkları dinmeden, bir başka yerden ardı ardına katledilen, Cesetleri yakılan kadınların haberleri geliyor. Kaldırılan idam cezasının geri getirilmesi tartışmaları başladı! İdamı geri getirsen ne yazar? Bu günkü açlığı, yokluğu, sefaleti, cehaleti yok etmedikçe… Yarının endişe ve kaygılarını ortadan kaldırmadıkça… Hiç kimse olayları tartışarak çenesini yormasın! Türkiye T.V’lerinde açık oturumlarda yorum yapan, önerilerde bulunan Prof. Ünvanlı akademisyenleri izledikçe… Türkiye toplumunun ve Türkiye’nin geleceğinin çok karanlık bir tünele girdiğini endişe ile gözlemlemekteyim! Bize ne demeyin… Türkiye her şeyi ile içimizdedir. Orada olanlar ve olacaklar bizi doğrudan etkiler! Bu yüzyılda, Geçen yüzyılın başlarında olduğu gibi bir akıllı “ dahi “ çıkmaz mı? (*) Bu günün uygar insanı