Geçen hafta, bir annenin feryat dolu bir mesajı vardı bana.
Ancak, gündemin yoğunluğundan, mesajı sizlerle paylaşamadım.
Bu gecikmeden ötürü, mesajı gönderen anneden ve onlarca gençten özür diliyorum.
Mesaj, son zamanlarda moda olan vücut geliştirme ile ilgiliydi.
Söz konusu anne, mesajında hem kendisinin yaşadıklarını anlatmış hem de bu konunun, saman alevi gibi gündeme getirilip, tekrardan unutulduğundan yakınmış.
Haklı aslında.
Çünkü, ülkede bir çok spor merkezi ve vücut geliştirme salonları ,bilinçsiz insanların elinde yanlış yönetiliyor ne yazık ki.
Kullanılan ilaçlar ve protein tozları ise,büyük bir sorun.
6 yıl önce spor yaptığı sırada kaybettiğimiz, Ogün’ümüzün, gidişinin ardından bu konuyu birkaç kez dile getirdim ancak hala daha bir çok genç risk altında ve daha fazla gündemde tutmak gerekir.
Gerçi bu konuda, dönemin Tabipler Birliği Başkanı şimdiki Sağlık Bakanı Sevgili Filiz Besim ile de görüşmüştüm ve kendisi gösterdiği ilgi ile konuyu, sağlık çalıştayında da dile getirmiş ve bu konuda, yasaklı ilaçlar listesinin, güncellenmesinden, satılan bu tür vitamin ve ilaçların tanımlarının yapılarak, reçeteye tabi tutulmasının o dönem yapılan yasada yer almasını sağlamıştı.
Ayrıca, sporculara verilen lisans belgelerindeki, doktor raporlarının daha dikkatli ve özenli yapılması için gerekli yazışmaların yapıldığını da söylemişti.
Bunlar gerçekten de çok önemli ve aynı zamanda taktiri hak eden gelişmelerdi.
Ancak, 6 yıl geçmiş olmasına rağmen hala daha konu ciddiyetini koruyor.
O yüzden denetimlerin maksimum ölçüde artırılması şart.
Tabi ki, sorunun çözümü yalnızca yasal düzenlemelere ve denetime bağlı değil.
Bu sorunun çözümündeki en büyük etken, bilinçlendirme.
Gerek çocuklar, gerek aileler, gerekse öğretmenler bu konularda ciddi anlamda bilinçlendirilmeli.
Umarım, Milli Eğitim Bakanlığını ve Sağlık Bakanlığı bu konuda gereğini yapar ve ülke genelinde hem denetimler artar hem de bilinçlendirme çalışmaları başlar.
Bilinçlendirmenin dışında da hiçbir yol, bu sorunu tam olarak çözemez.
Çünkü gençler, aldıkları bu kimyasalların, zararsız olduğuna inandırılmış durumdalar.
Dolayısıyla hem gençler bilinçlendirilmeli, hem de aileler ve öğretmenler, çocukları gözlemleye bilme bakımından bilinçlendirilmeli.
Zira, bana mesaj gönderen annenin bilinçli olması, bir gencin hayatını kurtarmış.
Annenin feryat dolu mesajını da yarınki yazımda paylaşacağım sizlerle.