Kamil Göktepe düpedüz katledildi, adına trafik kazası dendi…
Arkasından eşi kahrından öldü gitti, arkasında iki yetim bıraktı…
Üç kuruş ekmek parası kazanmak için kalkıp Kıbrıs’a gelen ve mecburiyetten “her işi yaparım abi” rollerini oynayan, haritada Kıbrıs’ın yerini sorsanız bilmeyecek bir şöfördü, sözde Kamil Göktepe’yi katleden…
Ama değil işte…
Hani var ya, tetiği çeken mi suçlu, çektiren mi suçlu hikayesi!
Bu da onun gibi birşey işte.
Ancak bu olayda o şöför, çek deseler tetiği de çekmek ve kendi halinde yolunda giden birini öldürmeyi, tam bir aile faciasına sebep olmayı herhalde istemezdi, ancak kendisini o direksiyonun başına koyan şirket hiç böyle bir felakete yol açacağını hesaba katmadı, ki katmalıydı, ÇÜNKÜ ÖNCELİĞİ İNSAN HAYATI DEĞİL, PARADIR…
Çalışma Bakanı olayla ilgisini açıklayıverdi: İlgili şirkete 2020 lira ceza kesmişler!
Meseleyi hallettiniz vallahi, yıldızlı aferin!
Bari üstüne bir de bol köpüklü, yerli malı kahve ısmarlasaydınız!
Adamlar baştan aşağı vukuat ve böyle bir şirketin kamyonları yollarda sokaklarda dolanıyor, katliam yapıyor…
Bereket versin ki polis ve savcılık devreye girdi de gerekeni yaptı, umarım sebep oldukları facia fitil fitil burunlarından gelir de herşeyin para olmadığını anlarlar.
Lakin çare olur mu yaşanan faciaya? Ne yazık ki bundan sonra olacakların kaybedilen ve mahvedilen hayatlara zerre zırnık faydası yok…
………………….
Ne memleket be!
Bir gün bakarsınız tımarhane kaçkınının biri sabahın köründe okuluna giden çocukları katleder…
Ertesi gün bakarsınız bulaşıkçı diye memlekete gelen, ancak eline taş yüklü kamyon verilen biri bodoslama gider, bir hayatı söndürür, arkasından da zincirleme bir felaket yaşanır, anne de kahrından ölür, iki yetim arda kalır…
Bir diğeri tabbalamarina gider, yoldaki elektrik direklerini biçer, mahvolur gider, hayatı biterken arkasında dünyası kararan hayatlar bırakır…
Bir diğeri ATV denen saçmalığı süreyim darken yolda çakılır kalır, bir anda 60 küsur yıllık film biter, arkasında parçalanan yürekler bırakır…
Bir haftada birbiri arkasına hayatlar trafikte, bilinçsizlikten, önlem ve emniyet eksikliğinden, tedbirsizlikten katledilir, üstelik de tümü de devletin doğrudan sorumluluğu olduğu, hem de insan hayatını, malını ve canını korumak ve kollamakla doğrudan sorumlu olduğu yollarda katledilirler…
Ve ne yazık ki, bu vahşet hiç durmadan böyle devam eder, gider…
Ulaştırma Bakanı olacak zat-ı muhterem de sosyal medyada kendine sövdüler diye gider polise şikayet eder, işini yapacağına, ülkedeki trafiği daha güvenli hale getirmek için uğraşacağına, gider Türkiye’nin içişlerini ilgilendiren konularda mitinglere katılır, populizm uğruna nutuklar sallar, artık ne yapacağını şaşırır…
Yıldızlı aferinlere devam!
Bak ben sövüyor muyum hiç!
Şekersiniz, balsınız, cansınız, ciğersiniz…Hem de en envaisinden!
Kocaman, koskocaman ve yıldızlısından bir aferin veriyorum Sn. Ulaştırma Bakanı’na ve ondan önce o koltuğa oturup da sorumluluğunu yerine getirir gibi yapan, amma ve lakin, memlekete zırnık hayrı dokunmayanlara, ve hatta, 40 senede 40 defa hükümet kurup da trafikteki vahşet konusunda kılını bile kıpırdatmayanların tümüne…Bol bol yıldızlı aferinler veriyorum…
Amma ve lakin, a muhteremler, vallahi da billahi da çok merak ederim, bu muhteremler bu kadar günahı boyunlarında nasıl taşıyorlar…Bir açıklasalar!
Ne kadar kalın bir boyunları var ki bu kadar günahın ağırlığıyla boyunları kopmuyor!
Ne kadar sağlam bir boyunları var ki boyunlarını ne ilahi adaletin kılıcı, ne de fani dünyanın adaletinin kılıcı bir türlü kesmiyor!
Bin defa, belki daha fazla, sorduk durduk, bir daha soralım: Şu yolların her metrekaresi tam bir ölüm tuzağı…Buna rağmen bu ölüm tuzaklarının etkisi azaltılabilir…Türkiye her yıl KKTC’de trafiğin iyileştirilmesi için yüzlerce milyon lira, hatta milyar liralar bile ayırıyor, hiçbir sorumluluğu olmamasına rağmen, ve ne yazık ki bu paraların en az üçte ikisi hiçbir proje sunulmadığı için aynen geri iade ediliyor…ÇOK MU ZOR BİR PROJE ÜRETİP DE YOLLARDAKİ GÜVENLİĞİ ARTIRMAK İÇİN GEREKLİ YERLERE BARİYER KONULMASI???...ÇOK MU ZOR, İKİ KARIŞLIK KKTC’DE YOLLARDAKİ KRİTİK NOKTALARA MOBESE KAMERALARIN KONULMASI???...ÇOK MU ZOR, POLİSİN ÖZELLİKLE TRAFİK KONUSUNDAKİ TEKNİK ALTYAPISINI VE ELEMAN EKSİKLİĞİNİ GİDERMEK???... ÇOK MU ZOR, YOLLARDA TERÖR ESTİREN KAMYONLARIN, TIRLARIN, TANKERLERİN, BETON MİKSER KAMYONLARININ BAĞLI OLDUĞU ŞİRKETLERİ DENETLEYİP DE KAZA BELA ORTAYA ÇIKMADAN ENGEL OLMAK???...
YOLLARDA KATLEDİLEN ÇOCUKLAR, ÖKSÜZ KALAN ÇOCUKLAR, MAHVOLAN HAYATLAR, PARAMPARÇA OLAN HAYATLAR HİÇ Mİ UMURUNUZDA DEĞİL???
ANLADIK, GÖZLERİNİZDE TİMSAH GÖZYAŞLARI, ÜZERİNİZDE ÖLÜ TOPRAĞI VAR, BİR TEK MEZARINIZ EKSİK KALDI…
Bu arada, Başbakan Özgürgün’e de bir sorumuz var!
Birilerini kabineden gönderme zamanı artık gelmedi mi, Sn. Başbakan?
İnsanlarımızın, özellikle de çocuklarımızın, geleceklerini kurtaracak, yeni baştan kuracak idealist insanlara ihtiyacı var…
Lafgüzarlıkla peynir gemisi yürütme yarışında şampiyonluğu elden bırakmam diyenlerin, o koltuk senin, bu koltuk benim diyenlerin, koltuk koltuk dolaşan ama bal yapmayan, sadece vızıldayan arıların devri çoktan geçti artık, yollatın gitsinler, hem de bir daha gelmemek üzere gitsinler…
Yoksa, her geçen gün, her geçen saat, hatta her geçen saniye geri döndürülemez, telafisi imkansız hatalara ve maddi ve manevi zararlara vesile olmaya devam edeccek.