Bilim insanları, en yakınımızdaki yıldızlardan birinin etrafında dönen bir dizi süper Dünya'nın keşfedildiğini duyurdu.
Gezegenleri keşfeden araştırmacılar, bunların Güneş Sistemi'miz dışında yaşam bulmanın en iyi fırsatları arasında olabileceğini söyledi.
Sistem, gökyüzünün en parlak kırmızı cücesi Gliese 887'nin etrafında dönüyor. Bu yıldız yaklaşık 11 ışık yılı uzaklıkta.
Yeni bulunan gezegenlerin de arasında olduğu süper Dünyalar, Dünya'dan daha büyük kütleye sahip ancak Güneş Sistemi'mizdeki buz devleri Uranüs ve Neptün'den çok daha küçük. Bunlar, başka gezegenlerdeki yaşam arayışının anahtar hedefleri.
Üstelik yeni bulunan gezegenler, suyun sıvı formda bulunamayacağı kadar sıcak ya da soğuk olmayan yaşanabilir bölgeye yakın ve kayasal gezegenler olabilirler.
Yıldızı Şili'deki Avrupa Güney Gözlemevi'nde bulunan HARPS spektografını kullanarak kırmızı cücelerin etrafında gezegen arayan RedDots astronomları keşfetti.
Astronomlar, yıldızların etrafındaki gezegenlerin yerçekimsel hareketinden kaynaklanan küçük hareketleri izlemeyi sağlayan "yalpalama yöntemi" (Doppler spektroskopisi) adlı tekniği kullanarak yıldızların etrafındaki gezegenleri tespit etmeyi başardı.
Gökbilimciler, yıldızın etrafında dönen gezegenlerdeki bir yılın Dünya'da sadece 9,3 ve 21,8 gün süreye denk gelen yörüngelere sahip oldu keşfetti. Bu da gezegenlerin yıldızları etrafında çok hızlı, Merkür'den bile daha hızlı hareket ettiğini gösteriyor.
Ayrıca Gliese 887 de Güneş'imizden daha sönük ve daha küçük ki bu, gezegenlerin hala yaşanabilir olma potansiyelini taşıyarak yıldıza çok daha fazla yaklaşabileceği anlamına geliyor.
Gökbilimciler kırmızı cücenin Güneş'imizden daha az faal olduğunu da keşfetti. Gliese 887 bizim yıldızımız kadar faal olsaydı muhtemelen etrafında dönen gezegenlerin atmosferini yok ederdi. Fakat göreceli sakinliği, bu gezegenlerin hala kendi atmosferine sahip olabileceği anlamına geliyor ki bu da oradaki herhangi bir yaşamı destekleyebileceğinin bir göstergesi.
Dahası, parlaklık geçen zaman içinde hayli sabit kalıyor. Bu, atmosferin yapısını uzaktan "koklama" becerisine sahip James Webb Uzay Teleskobu gibi bir teknoloji vasıtasıyla sistemin atmosferini tespit etmenin daha kolay olacağı anlamına geliyor.
Bu teleskop, Hubble Uzay Teleskobu'nun varisi olarak övülmüş ancak bir takım gecikmelerle karşılaşmıştı. Gökbilimciler, yeni keşfedilen dünyaları araştırmak için bunu ve diğer ekipmanları kullanıp nispeten yakın bir mesafeden inceleme yapabilmeyi umuyor.
Göttingen Üniversitesi'nden çalışmanın baş yazarı Sandra Jeffers, "Bu gezegenler, Güneş Sistemi'miz dışında yaşam arayışıyla ilgili olanlar da dahil, daha ayrıntılı çalışmalar için çok iyi olanaklar sağlayacak" dedi.
Yeni araştırma hakemli Science dergisinde dün 'En parlak kırmızı cüce yıldız GJ887'nin etrafında dönen süper Dünyaların çok gezegenli sistemi' başlığıyla yayımlandı.