AZ GİTTİK… UZ GİTTİK… KIVANÇ BUHARA Terbiyeli, kültürlü bir insan, genellikle kendi yaptıkları ile övünmemeli hiçbir zaman… Neden mi? İnsanın tüm yaptıkları doğru olmayabilir çünkü! Kendinizi över, en iyisini siz yapmışsınız gibi ortaya çıkarsanız… Bir gün; Yanlış yaptıklarınızdan dolayı hem utanır, hem de doğru yaptıklarınız da yanlışlarla birlikte uçar gider! Her makamda; Hele de halka hizmet makamlarında, sizi başkaları övmeli… Gerektiği yerde de yermeli… Halk sizi yerden yere vurmalı ki… Ancak; Öz eleştiri yapıyorsanız; Hele hele hatalarınızı, yanlışlarınızı kabul ederek özür diler ve makamınızdan çekilirseniz… İşte o zaman, etik değerleri ve insan gibi insan olmanın kurallarını içselleştirdiğinizin resmidir! Bu fotoğraf siyah beyaz da olsa, kimse onu duvardan indirmez! *** Bakanlıklara, daire müdürlüklerine, belediye binalarına gittiğiniz zaman, o kuruma hizmet etmiş üst görevlilerin duvara asılmış fotoğraflarını görürsünüz! Gelenektir, asılır! Ancak; Baştan, birinci sıradan başlayarak geçenlerin hangilerinin unutulup gittiklerini, kimlerin daha uzun yıllar hatırlanacağını hemen kestirirsiniz! İçinizden; “ – Bak, bu gerçekten halkına hiçbir karşılık beklemeden, özveri ile hizmet etti” diye selametle veya rahmetle anarsınız! Bir sonrakinin resmine bakınca yüzünüz buruşur, “ – çıkarcının, mafyanın tekiydi, haram olsun “ dersiniz içinizden! İşte; İnsan beyninde oluşan bu yergi, biyolojik dalgalar halinde, düşünce ile birlikte “ kötü adama “ kadar ulaşınca… … “bedduası tuttu “ denir ki… Birçoğunuz gibi ben de o “ ilahi adaletin “ tecellisine inananlardanım! *** Büyük suçun yöneticilerde olduğunu her kes biliyor da… Bireyler esas suçluyu bir yana bırakarak, ulaşabildikleri alt sorumlulara yüklenirler nedense… Örneğin; Bir sağlık ocağına, polikliniğe, hastaneye geç gelen; Veya o gün hiç gelmeyen doktora yüklenmek neye yarar! Kavga edersiniz, dövüşürsünüz… Ancak, doktorun görevine düzenli gelmesini, hastalarına yeterli zaman ayırmasını… Yani, işini tam yapmasını sağlayamazsınız! Peki, böyle bir durumda ilk sorumlu kim? Tabii ki Sağlık Bakanı! Sağlık Bakanları “ iyi “ hekim olabilirler; asıl olan “ iyi yönetici midir? “ sorusuna doğru yanıt alabilmekte… Daire müdürleri iyi birer uzman olabilirler, asıl olan bildiklerini uygulama alanına koyacak yeteneklerinin olup olmadığında düğümlenir iş! Kısacası, ‘ kaç okka insan sevgisi taşır ?’ ona bakmalı… Bir gram insan sevgisi taşımayanların, “ kamu görevinde ne işleri var ki…?