Kıbrıs sorununu bitirmeye doğru dörtnal bir koşu tutturuldu, gidiyoruz…
Alamete mi, kıyamete mi, ancak pilav önümüze konulunca anlayacağız…
Ancak ve ancak, şu Kıbrıs Türkü 1963’den beridir 360 derece sarılı vaziyette dururken, ambargolar altında inim inim inlerken, Rum tarafı dereyi çoktan geçmişken, akıl almaz işlere de imza attı ve başardı da…
Bu işlerin en önemlisi Kıbrıs’ın kuzeyinde gelişen üniversite sektörüdür.
İşin doğrusu, Kuzey Kıbrıs’da gelişen üniversite sektörü tam bir altın yumurtlayan tavuktur, ama siyasetçilerin ve beslemelerinin keyfi yüzünden bu tavuğun tüyleri zaman zaman fena halde yolunmaktadır, tavuk kel aynak kuşuna dönmektedir…
Siyasetin el attığı üniversitelerde durum malesef çok da iç açıcı değildir, ama fena da değildir…
Özel üniversitelerin içinde ise bir tek Yakın Doğu Üniversitesi beklenenin çok ötesinde bir atılım gerçekleştirmiş ve isteyen beğensin, istemeyen beğenmesin, ilklerin üniversitesi olmayı da başarmıştır…
Dünyanın en güçlü bilgisayarlarından biri olan Süper Bilgisayar, milyonlarca kaynağı barındıran ve erişim sağlayan Büyük Kütüphane, Araba Müzesi ve hepsinden önemlisi kapasitesi bulunduğumuz coğrafyadaki bütün sağlık merkezlerini aşan Yakın Doğu Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi bunların başında gelenler ve bir üniversitenin aslında olmazsa olmazlarıdır…
Çağdaş bir üniversitede akademik çalışmalar, bilim ve sosyal-kültürel hizmet açısından zaten olması gerekenlerdir…
Ancak ve ancak, bunların hepsini bir yerde açık ara sollayacak bir başka yatırım daha üniversite kaynaklı olarak başlıyor…
Kıbrıs’ın ilk araba fabrikasının temelleri Yakın Doğu Üniversitesi tarafından atıldı…
Dünyada ilk kez bir üniversite, mevcut teknolojik ve akademik imkanlarını ülke ekonomisine farklı bir sektörde destek olmak adına kullanmaya başladı…
Bunun yanında, Kıbrıs Türkü, çok daha ileri bir ekonomiye sahip olan Rum tarafını bu alanda da geçmiş oldu…
Elektrik gücüyle çalışacak bir arabanın üretimini yapacak fabrikanın temellerini atmak, ilk bakışta mesele ilk etapta 1000 araba üretecek basit bir yatırımın temellerini atmak gibi görünebilir…
Algılama meselesi, nasıl bakarsanız, nerden bakarsanız öyle görürsünüz…
Bin arabanın üretimi bu ülkede günümüz parasıyla bir seferde en az 50 milyon liranın kendi iç ekonomik çarkında devri demek, sonrasında ise çok daha fazlasının hem ülke içi ekonomiye doğrudan destek, hem de ülke dışından ülke içi ekonomiye gelecek kaynak demek…
Bin arabanın üretimi en az 200 kişi için doğrudan istihdam, bir o kadar insan için de dolaylı istihdam demek…
Devlete gidecek doğrudan ve dolaylı vergileri saymıyorum, onlar işin rutin tarafı…
Bin arabanın üretimi, sonrasında bu temeller üzerine kurulacak gemi, uçak üretimi gibi diğer teknolojik yatırımların temelinin atılması demek…
Bin arabanın üretimi, Kıbrıs Türküne özgüven açısından somut bir destek, somut bir kaynak demek…
Ve herşeyin ötesinde, bin arabanın üretimi, sadece Kıbrıs Türk tarihinin değil, tüm Kıbrıs’ın binlerce yıllık medeniyetler tarihinde teknolojik gelişim adına atılan en büyük özgün adım demek…
Ve gelelim bizim utancımıza…
Gündüz hacıyla kavga eden, gece de hocayla gerdeğe girmeyi yıllar yılıdır marifet bilen Kıbrıs Türk “endek göndek” medyası bu tarihi adım atılırken konuyla ilgili bir tek kelime yazmadı…
Aradan 24 saat geçti, tüm internet haber sitelerini taradım, ya yine bir tek kelime yok, ya da birkaç cılız haber var…
Önemli değil, hem kendi hem de Kıbrıs Türkü’nün şerefini beş paralık etmeyi marifet bilen ve üç kuruş uğruna iğrençlikte sınır tanımayan bir “endek göndek” sektörünü temsil eden güruhun olayın önemine dikkat çeken menfi veya müsbet bir yaklaşım sergilemesi beklenemezdi zaten…
Endek göndek medyası bu olayın önemine hiç dikkat çekmedi, amma ve lakin, endek göndek medyasının bugünkü temsilcileri tarihin çöplüğünde eninde sonunda yerlerini aldıklarıyla kalacaklar, Kıbrıs’ın ilk araba fabrikası da Kıbrıs tarihinin en önemli tarihsel olaylarından biri olarak tarihteki yerini alacak…
Kıbrıs tarihinin kronoloji sıralaması yapılırken… “17 Aralık 2016, Kıbrıs’ın ilk ve tek araba fabrikasının temelleri atıldı” diye yazılacak…
Belki bir yıl, bilemediniz iki yıl sonra, “Tarih filanca, Kıbrıs’ın yüksek teknoloji ürünü ilk arabası Günsel markası altında Yakın Doğu Üniversitesi tarafından üretildi, çamurdan araba modelleri yapan bir Kıbrıslı Türkün çocukluk hayalleri gerçeğe döndü…” diye yazılacak…
Tarih, isteseniz de istemeseniz de, büyük işleri ve onları kimin yaptığını harfiyen hatırlar, yazar, bin yıl, onbin yıl sonra bile büyük işlere imza atan isimler baki kalır…
Bir tarih dönemecinde, sizlere geçmiş ola, “endek göndekçiler”…