Adeta yedek lastik gibi. Teker patlamaya dursun. Hemen devreye sokuluyor. Artık belli ki o da alışmış bu duruma. Çok da rahatsız olmuyor. İsmi üzerinden yıpratılıyor. Spekilasyonlara fırsat veriyor. İkide bir kimliği üzerinden polemik yaratılmsını pek umursamıyor. Yazık ne diyeyim. Lefkoşa'da kaymakamlık yapmış. Lefkoşa Türk Belediye Başkanlığı görevinden alınan Cemal Bulutoğluları'nın yerine çok kısa bir dönem vekalet etmiş. Aynı anda hem Lefkoşa kaymakamı olmuş, hem LTB başkanlığını içişleri bakanlığı görevlendirmesi ile yürütmüş. UBP Lefkoşa Türk Belediye Başkanlığına aday olmuş. Seçim kaybetmiş Dürüst, çalışkan bir görev adamıymış vs. Hepsi mümkün. Olabilir. Ama yeter. Allah aşkına bir durun. Bir nefes alın. Ferahlayın. Bir insan çalışkan olabilir. Dürüst olabilir. Görev adamı olabilir. Fakat bütün bunlar her zaman yeterli olmayabilir. Ha diyeceksiniz ki bunca zamandır üst düzey atamalar yapılırken uzmanlığa mı bakılıyordu. Evet bu doğru. Düne kadar bu tür niteliklerin arandığına sıklıkla tanıklık etmedik belki ama,bu yanlışın bir yerde düzeltilmesinin zamanı çoktan geldi ve geçiyor bile. Bu ülkede artık partizanlığın bu tür atamalarda belirleyici olmasının önüne geçmek zorundayız. İşinin ehli, alanlarında uzman olan, yaptıkları işlerle anılan nitelikli insanlara yönelmek durumundayız. Bunu bizden sonra gelecek nesillere borçluyuz. Malum konu birkaç gündür gündemi meşgul ediyor. Nerede ise memleket meselesi haline geldi. Konuyu, bir bakanın en yakın çalışma arkadaşını belirleme hakkı var doğallığına indirgemeye çalışıyorlar. Halbuki bunun böylesi bir olağanlıkla alakası yok. Hiç bir zaman da olmamıştır. Konunun esası partizanlıktır. Çıkar kavgasıdır. Ranttır. Bir partinin kurultay hesapları ile doğrudan alakalıdır. Dolayısı ile bakan en yakın çalışma arkadaşını (müsteşar) belirledi. Başbakan bu atamayı onayladı. Şimdi uygulanan prosedür gereği cumhurbaşkanının da bu atamaya imza atması onaylaması gerekiyordu. Lakin cumhurşkanı bu imzayı atmadı. Gerekçesini de belirtti. Ha Sayın Cumhurbaşkan'ının böyle bir hakkı var mıydı? Evet vardı. Ve bu hakkını dayandırdığı gerekçeleri ile kullandı. Konu aslında bu. Ve dönelim başa.. Yukarıda da belirttiğim gibi, kaymakam olabilirsiniz, belediye başkanlığına aday olabilirsiniz, milletvekilliğine aday olabilirsiniz. devletin çeşitli kademelerinde de çalışabilirsiniz.destek verdiğiniz siyasi parti iktidarda olabilir. Lakin bütün bunlar her işi yapabilirsiniz anlamını taşımamalı. Nitekim de öyle. Uzmanlık isteyen iş sahaları var, sektörler var. Sağlık gibi, eğitim gibi, ekonomi gibi, maliye gibi,turizm gibi. Ve burada daha sayamadığım bir çok iş alanı gibi. Şimdi hükümetin UBP kanadı turizm bakanlığının müsteşarını değiştirmek istiyor. Oraya atayacağı ismin turizmle uzaktan yakından bir ilgisi yok. Kakamakamlık yaptı bu işi neden yapamasın diye bir algı geliştirmeye çalışıyorlar. Oysa görevden alınacak ismin turizm eğitimi var, aynı alanda yüksek lisansı var. Turizm alanında ilmi çalışmaları var. Turizm ögütleri ve çevreleri ile yapıcı bir diyaloğu var vs. Yani bu sektörde son derece donanımlı ve etkili birisi. Fakat anlaşılan o ki, bunların hiçbir önemi yok bazı insanların nazarında. İşte o bazılarından biri de UBP Genel Başkanı Sayın Hüseyin Özgürgün. Bu atamada oldukça ısrarlı. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ise hayır diyor. Sebep olarak da UBP'nin bir kaç gün sonra gerçekleşecek olan kurultayını gösteriyor. Ve sırf kurultay hesaplarına alet olmak istemediğini belirtiyor. Mevzu ortada. Bir yanlışa, bir doğru.. Gerisi abestle iştikal.