Bir UBP aday adayının ve Güzelyurt Belediye meclisi üyesinin yazısı:
Öncelikle demokratik ve huzurlu bir seçim sürecini geride bırakmanın gururunu VE mutluluğunu yaşamaktayım bir birey olarak. Kazanan adaylarımızı tebrik eder; kaybedenleri de medeni cesaretlerinden dolayı kutlamayı bir borç bilirim. EN önemlisi; çıkan sonuçların ülkemize ve tüm KKTC HALKINA hayırlı, uğurlu olmasını temenni ederim. Bununla ilgili siyaseten oldukça önemli, GÜZELYURT İNSANINI ilgilendiren bir konuya da değinmek isterim: Politikada kazanırız, kaybederiz; vekil oluruz, bakan oluruz; her ne olursa olsun; giderken geride temiz bir isim bırakmamız, Siyasi haysiyetimi koruyarak koltuklarımızı devretmemiz gerekir. İşte bu BAĞLAMDA; şunları kesinlikle yazma ihtiyacını duydum: "BİR ZAMANLAR BİR KEMAL DÜRÜST VARDI: Göstermelik sevgilerle; insanların manevi duygularıyla oynayan. GÜZELYURT bölgesini ortadan ikiye ayıran; tarihinde ilk defa UBP içerisinde bölücük yaratan.BİR ZAMANLAR BİR KEMAL DÜRÜST VARDI: Hakkı kalmasın, her gördüğüne selam veren lakin her selamın arkasında o kişiye muhakkak bir zarar veren. Yanına aldığı 4-5 gençden; bir de birkaç tefeciden güç alan; üstüne üstlük kendi adamlarını husumet yaşadığı insanların önüne çıkaran. GÜZELYURT ilçe başkanını, gençlik kolları başkanını parti için değil; sadece ve sadece kendi için çalıştıran; kendine bağlı şahısları siyasi ofis diye adlandırdığı mekanlarda toplayıp, başka siyasilere nasıl zarar vereceğinin hesap-planını yapan... BİR ZAMANLAR BİR KEMAL DÜRÜST VARDI: 60 yaşındaki bir vekilimizi ilçe başkanına dövdürtmeye çalışan; menfaatleri ters düşünce kelle koparan; kendi düşüncesinde olmadığı ya da kendini desteklemediği için partililerine cephe alan; gerekirse tehdit savuran VE neyazıkki; "Adamcılık" mentalitesini bölgeye ve partimize getiren... Kendine rakip olan veya olabilecek kişileri bel altı vuran, eşi olsun; ekibi olsun; temizlemek istediklerinin hiç çekinmeden özel hayatına kadar dil uzatan... BİR ZAMANLAR BİR KEMAL DÜRÜST VARDI: Hayatta en çok makama değer veren ve Bakanlığında büyük servetler elde eden. Seçim sürecince; kendi ismi söylendiğinde; borazan çaldırtan; istemediği aday arkadaşlarını da alkışlatmama yasağı koyan. Yani; Bu kadar basit düşünebilen. Müdürlerini, bürokratlarını bile nerdeyse bir talimli asker gibi kullanan, çantacılarına araba kapısını açtıran, düğün-cemaatlere giderken eşini dostunu toplayıp, YANINDA kalabalık gösteren ve her attığı adımı bir şova dönüştüren. Kısacası kendine oy veren kitleleri bir siyasi malzeme olarak gören... Ben bugüne kadar çok politik Abimle çalıştım, büyük güçler gördüm; hatalarıyla, doğrularıyla hepsinden ders aldım. İsfendiyar Açıksöz, Zafer Niyazi, Türkay Tokel... ve daha niceleri geçti bu arenadan. Ancak; böyle bir siyasi anlayışı NE gördüm, ne de tanıdım. Bu vizyondaki biri ile aynı kulvarda yürümekten; gün oldu utandım. Partimiz ve topluma kazandırdığı her ne varsa; teşekkür ederiz. Ama üzülerek söylemeliyim ki; götürdükleri de çok fazla. GÜLE GÜLE ESKİ BAKANIM: Kırdıklarınla, döktüklerinle, üstünde günahın olan insanlarla, hep havada gezdirdiğin elinle ve o imalı gülümseme ile, yine de, GÜLE GÜLE. " BİR ZAMANLAR BİR KEMAL DÜRÜST VARDI " ... CİHAN KOMBOS