Biraz Din, Az Biraz Da İman…

Kıvanç BUHARA

Bazı şeyleri görmezden mi gelsek? “Boş ver, sana ne!” deyip geçiştirsem, diyorum… Olmuyor! Yazmam lazım ki, içimdeki kurt beni kemirmesin! Paylaşmam lazım düşüncelerimi… Benim gibi düşünenlerin ve de düşünmeyenlerin “ düşüncelerini “ öğrenmek, sonuçta içimizi kemiren kurttan kurtulmanın çaresi olabilir mi? *** Gazetelere ve görsel medyaya yansıdı… Turizm Bakanımız, Kırklar köyündeki türbeyi ziyaret ettiler! İnanç turizmini geliştirmek adına, türbenin çevre düzenlemesi ve restorasyon projesi için uğraş verecek Sayın Bakan… Hayırlı bir iş… Heyeti ile birlikte, türbeyi ziyareti sırsında kendini karşılayan “din adamının” kıyafeti beni tedirgin etti açıkçası… Bizim alışık olduğumuz sarıklı, cübbeli imamlara benzemiyor zahir! Başındaki sarık ve sarıktan boynuna sarkan uzantı, tarikat mensuplarının başlığını andırıyor! Cüppesi, yeleği ve şalvarı da öyle! Afganistan ve Pakistan’daki müritlere ne kadar benziyor bu görüntü… Bizim din adamlarımız, imamlarımız böyle mi giyinir? Türbeler, tekkeler Vakıflar İdaresine bağlı… Din İşleri Dairesi de sorumlu… Burada görev yapan “din adamlarının” kılık kıyafetiyle neden ilgilenmiyor bu dairelerimiz! Bu görevliler “devlet memuru” mu, yoksa gönüllü hizmet verenler mi? Gönüllü hizmet veriyorlarsa, oralara kimler tarafında atanmış veya yollanmışlarıdır! Sayın Bakanımızın bu konuda bilgileri var mı? *** Ve bir önemli husus daha… Türbeleri, tekkeleri ziyarete gidenlere hangi bilgiler veriliyor? Düzenlenmiş bilimsel bir araştırma var mı Türbelerle ilgili? Yoksa, uyduruk hikayeler, hurafeler mi anlatılmakta… Kimler, ne zaman gelip geçti oralardan? Neler yaşandı bilen var mı? *** Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesi, dört beş bakanlığın toplam bütçesi kadarmış! Kesin rakamları bilmiyorum… KKTC’de Din İşleri dairesinin de hatırı sayılır bütçesi vardır! Zaman zaman imamların özlük haklarıyla ilgili şikayetleri kamu oyuna yansımıyor değil… Haklı mı, haksız mı istekleri? Ezan, merkezi sistemle aynı anda, Tüm KKTC camilerinden okunuyor! İmamlar, müezzinler eskiden olduğu gibi, minarenin şerefesine tırmanıp ezan okumak zahmetinden kurtuldular bu sayede… *** Yunanistan’da yayınlanan bir gazete, okuyucularına Kuran-ı Kerim hediye ediyormuş… Haberi duymuşsanız, şaşırmış olmalısınız, değil mi? Suudilerin bağışı mı acaba? Ve Türkiye’de veya bizde bir gazetenin okuyucularına İncil hediye ettiğini düşünün! Kıyamet kopar!