2010’dan sonra yaşanan en büyük sel felaketi. Üstelik bu kez ölümlü sonuçlandı ve ülkeyi derin bir üzüntüye boğdu.
Bu olaylar öncesinde konuşulan veya uygulamaya konan tedbirler var mı?
2010’da yaşananlar sonrası olayların temelinde çarpık yapılaşmanın özellikle su akar ve dere yataklarının imara açılması ile ve buralara inşaatlar yapılması nedeniyle gerçekleştiğini hemen hemen bilen de bilmeyen de kabullenmişti.
En azından bu konuda tedbirler alındı mı?
Lefkoşa’daki sanayi bölgesini bilmem kaç kez su basmış. Tedbir alındı mı? Bu sanayi bölgesinden taşan su sosyal konut bölgesine basıyor tedbir var mı?
Belediye en büyük yatırımlarını artık buraları su basmasın diye harcıyor.
Peki sonuç sanayi bölgesinde çağrı yapılıyor ‘’Herkes evine gitsin’’
Diğer taraftan Hastane yapılan yerin dere yatağına yapıldığı bilinmiyor ve her böylesi felakette olağanüstü tedbirlerle korunmaya çalışılıyor.
İki dere yatağının kesiştiği noktada inşaat izni veriliyor.
Bütün bunları ve daha fazlasını da Lefkoşa dışındaki diğer ilçeler dâhil Hükümetler yapıyor.
Lefkoşa – Güzelyurt ana yolu dere yatağından geçiriliyor. Bir su geliyor yolun ara korkuluklarını yıkıp geçiyor.8 yıldır yeniden yapılmıyor. Nedeni yeniden yapılırsa su orada birikecek ve yıkıp geçtiğinde daha da hız kazanan su zararlara sebep olacak. İşte tedbiri da bu yapmamak.
Girne’de dere yatağına Otel yapına izin veriliyor yani yerli halktan vazgeçtik ülkemize gelen Turistleri da tehlikeye atıyoruz.
Böylesi misalleri daha da uzatabilirim.
Tabi mesleğim inşaatçılık olmadığı için buları kafadan atıyorum. Benim uzmanlık alanım değil ya.
Bir inşaatın yapılması için önce arazi bulunur. Sonra planı çizilir, vizeye gönderilir gerek inşaat gerekse Elektrik odalarından onay alınır. En son aşamada İlgili Belediyeden inşaat izni alındıktan sonra inşaata başlanabilir.
Eğer Otel gibi büyük inşaatlarsa bütün bu uygulamaların yanında Çed raporu da istenir.
Bunlar uyulması gereken yasal prosedürler.
Temelinde ne var toprak yani mülkiyet. Genelde mülkiyet kimin elinde Devletin. Bütün bu inşaat alanlarını sahiplendiren kim? Devlet. Yukarıdaki tüm izinleri veren kimler Devlet kurumları.
İşte biz bilmeyenlerin söylediği tam da bu Biz bilmeyenlere göre tüm bu olayların suçlusu devlettir. Şimdiki Hükümeti sulaya başlamadan önce bundan önceki Hükümetlerin tümü yağma Hasan’ın böreği gibi populist politikalar ile gerek kendilerinin gerekse özel sektörün buraları sahiplenerek imara açmaları bu sonu hazırlamıştır.
Yani dağıtan da devlet, izinleri veren da devlet.
Hani bu biraz da neye benzer biliyor musunuz? İktisaden güçlendirme yasası altında(İTEM yasası) verilen malların milyonlarca dolara Bakanlar kurulu kararı ile satılmasına onay verip alınan paranın da yurt dışına gönderilmesine göz yumulması gibi.
Biz bilmeyiz..