[caption id="attachment_24474" align="alignleft" width="100"] OSHAN SABIRLI[/caption] Daha çok genç bir gazete olmamıza karşın, gündeme bomba gibi düşen haberlerimiz ile sizlere ulaşmanın gururunu yaşıyoruz. İlk günümüzde taraf olduğumuzu söylemiştik. Biz insan haklarından yana yayın politikamızı sürdürmeye devam edeceğiz. “Modern Kölelerimiz” başlığı ile verdiğimiz ilk gün manşetimiz, haberimizde ortaya çıkan tablo, yetkilileri harekete geçirdi. İnsan ticaretinin, emek sömürüsünün hat safhaya ulaştığı ülkemizde, biz insanca yaşam koşulları için yola çıktık ama yeterli mi? Yetkililerin etkili yayınlarla çalışma başlatması, “bu ülkede bir şeylerin medya sayesinde değişebileceği” umudunu veriyor. Geçtiğimiz haftalarda, uzun bir aradan sonra Güzelyurt bölgesine gitmem gerekti. Lefkoşa’nın çıkışında, gecenin karanlığında karşılaştığım, göz kamaştırıcı o ışıklar bir kez daha canımı yaktı. O bölgeye her gittiğimde, seksin para ile ölçüldüğü, hatta gecelik mi? saatlik mi? pazarlıklarının yapıldığı mekânları görüyorum. Kıbrıs’ın acı gerçekleri olan bu manzara ile ilgili hemen yanı başımda oturan, Türkiye’den adamıza 1-2 günlük bir iş gezisi için gelen meslektaşım “sizin Kıbrıs bizim Bodrum’u aratmıyor anlaşılan” dedi. Utanarak “bu gece kulüpleri o gece kulüplerinden değil” demekle yetindim. Bu gece kulüplerinde kadın pazarlıklarının yapıldığını anlatıca konuya ilgisi daha da arttı. Bu tam da bizim Türkiye medyasına göre bir haber deyince atılacak manşetler akılma geldi ve bu haberin ülkeye zarar vereceğini anlatmaya çalıştım. Yine bir şeylerin üstünü ustaca örtmüş gibi hissettim ve kendi kendime kızdım. Bu iş bir endüstri şeklini alırken yetkililer üç maymunu oynuyor. Gece kulüplerindeki sömürülen kadınlar, devletin görmediği, duymadığı, konuşmadığı bir yaşam sürüyor. Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde, Zührevi Hastalıklar bölümünde kontrolleri rutin şekilde yapılan kadınlar neden var? Neden Türkiye basınında KKTC ile ilgili çıkan haberlere tepki gösteriyoruz? Neden sorumluluk, utanç hissediyoruz? Sorular uzayıp gidiyor. Cevap ise Cumhuriyet Meclisi’nde bir yerlerde olmalı. Adalet dediğimiz kavram, sistemin daha düzgün çalışmasını sağlamak için ortaya konulan kurallar zinciridir. Ahlaki ve insani değerler ile göstermelik fuhuş baskınları, devletin aldığı “eğlence mekanı” vergileri tam bir trajikomik hikaye gibi.