Bizden uyarması!..

Taner ULUTAŞ

Genelde Lefkoşa’yı özelde de Sanayi Bölgesi ile Sosyal Konutların yanı sıra Devlet Hastanesini bekleyen büyük bir tehlikenin mevcut olduğundan söz ediliyor. Geçtiğimiz hafta içerisinde güneş taşı yakarken Lefkoşa Sanayi Bölgesini basan su, mevcut tehlikenin ne kadar büyük olduğunu ve hiçte affının olmadığını bize göstertmiş oldu. Bir hafta önce Sivil Savunmaya ait bir helikopter, Lefkoşa Sanayi Bölgesinin hemen arkasında, ormanlık bölgenin hemen yanı başında yapılan toprak setin tuttuğu gölletin görüntülerini almıştı. Alınan görüntüler Kara Yolları Dairesine verilerek muhtemel sağanak bir yağmur sonrasında taşacak olan gölletin yaratacağı tehlikenin giderilmesi için suyun asgari seviyesine indirilmesine vurgu yapılmıştı. Kara Yolları Müdürü alıdığı bilgi ışığında toprak sete bir çalışanını göndererek suyun minimuma indirilmesi için bir yarık açılması direktifi vermişti. Çalışanda kepçeyi alarak toprak sete gitmiş ancak direnci zayıflayan toprak sete kepçeyi vurması ile göletten boşalan su Sanayi Bölgesini, yağmursuz bir günde, birkez daha suya boğmuştu. Tabi bu hata gizli bir tehlikenin mevcudiyetinin de ortaya çıkmasına neden oldu. Topraktan yapılan setin direncinin olmadığı bir tilki veya bir farenin bile açacağı delikten akacak suyun toprak setin yıkılmasına veya en azından büyük bir gedik vereceğini hepsimize göstertmiş oldu. Uzmanlardan aldığımız bilgilerde, toprak setin önüne taştan örülen bir setin daha yapılmasının şart olduğunu ve bu setin de püskürtme beton ile takviye edilmesi gerektiğini bu vesile ile de öğrenmiş olduk. UBP zamanında Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanlığını geçici olarak devralan Kemal Deniz Dana’nın girişimleri ile yapılan toprak setin İçişleri eski Bakanı Nazım Çavuşoğlu tarafından 10 ay gibi uzun bir süre taş duvar ile sağlamlaştırılmadığı, taş duvarın üzerine atılması gereken püskürtme betonu da es geçtiği bilgisini de aldık. Sonuçta suyu geçirmeyen gonno karışımı topraktan yapılan toprak setin artık bu yükü taşıyacak direncinin kalmadığı bilgisine ulaştık. Yani, Yanni’si Nikolisi yok. Bu set sağlamlaştırılmaz, veya suyu açılacak bir ark ile dereye kısa fasılalar ile akıtılmaması halinde bir ‘Felaket ‘in yakın olduğunu da öğrenmiş olduk. Bu bir. İkincisi Sayın Kemal Deniz Dana, Gönyeli Gölletenin de Kanlı Köy Göletine aktarılması gerektiğini vurguladı. Dana, zaman aşımı nedeniyle direncini kaybeden göleti tutan setin yıkılması halinde hastanenin sular altında kalacağını öne sürüyor. Tanrı bize bir ihtar verdi. Bu ihtarı anlamazsak ihtar sonrasında bizlere öyle bir tokat atak ki, şeşi dubara görürüz. Vallahi bizden uyarması gereğinin yapılması da hükümetten.


Sahibine Mesajlar

Sayın Mete Tümerkan. Bilgi sakladığınız öne sürülüyor. Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği açıklamasında, benzer olayın yaşanması ve aynı yaklaşımı sürdürmeniz durumunda, Yönetim Kurulu üyesini geri çağırmak dahil her türlü yasal ve demokratik eylemi gündeme getirmekten kaçınmayacakları uyarısında bulundu. Sevgili Mete sen BRT içerisinde tırnakların ile kazarak o yere geldin. Ancak geldiğin yeri unutursan, gideceğin yolda kaybolursun. Öyle seçimler yap ki, kazandığın şeyler, kaybettiklerine değsin. Yanlış koltuğa misafir olduysan oturmasını değil, kalkmasını bileceksin. ** Sayın Özdemir Berova, özel eğitime gereksinim duyan çocukların sayısındaki artışı görünce teknik ekibiniz ile neler yapılabileceğinizi araştırmaya başlamışsınız. Sistematik çalışabilmesi için çaba sarf edeceğinizi söylüyorsunuz. Sayın Bakan yuvarlak lafları bırakarak bugüne kadar tomofilin makinesi mangos etti. Aksona garda ha kırıldı ha kırılacak. Biz elimizden geldiği kadar makineyi tamir etmeye çalışacağız deseniz daha uygun olmaz mı? Sayın Bakan büyük insanların gayeleri, diğerlerinin hevesleri vardır. Yaptıklarınıza bakarak gaye insanı mı? Yoksa heves insanımı olduğunuzu göreceğiz. ** Sayın Turgay Salim, Su İşleri Dairesi Müdürlüğünden emekliye ayrılacağınızı duyduk. Öncelikle hayırlısı diyelim. Ancak hayırlı olanın yanında bazı hayırsız işlerin de yapılmakta olduğu duyumlarını aldık. Bazı iş adamlarının günü dolan teminat mektuplarını yokuşa sürerek siz inişte o yokuşta habire saklambaç oynuyormuşsunuz. Bakın bu oyunun tadının kaçtığı ve boğanın burnundan soluduğunu öğrendik. Sayın Salim görünüşe aldanmayın. Çünkü hiç bir şey göründüğü gibi değildir. Bugün hayat veren su, yarın sizi boğabilir. Sakın unutmayın. ** Sayın Halil Davulcu, BRT Müdürü Mete Tümerkan ile aranızın limoni olduğunu duyduk. Mete Tümerkan’ın söz yönelik “tehditvari” ve “hakaretamiz” tutumu tabiî ki kabul edilemez. Hele hele sizin gibi Müdür vekili birisine yönelik bu tür tutum ve davaranışlar hiç kabul görmez. Sayın Davulcu, şikâyet edip hiçbirşey yapmadan boşa davul çalmayı bırakın. Bakın, hiç bir zaman ‘tüm güveninizi’ karşınızdakine vermeyin. Çünkü bunu size karşı silah olarak kullanır. Mertse sizi korur, yok namertse silahı size doğrultur ve sizi vurur. Bilmem anlatabildim mi? ** Sayın Emel Ulaş değerli eşiniz Ahmet Ulaş’ı kaybetmenin sonsuz üzüntüsü içerisinde olduğunuzu tahmin edebiliyoruz. Siz eşinizi kaybettiniz ama Kıbrıs Türk Toplumu da çok değerli bir insanını kaybetti. Eşiniz toplum tarafından sevilen sayılan bir kişiydi. Bakın Sayın Emel Ulaş, bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerin yanı sıra bıraktığı isimdir. Ne mutlu sizlere ki, Ahmet Ulaş bu zenginliği fazlası ile size bıraktı. Başınız sağolsun. Ahmet Ulaş’a Tanrıdan rahmet sizlere de sabır dileriz. ** Sayın Ali Alioğlu Narenciyeciler Birliği takımı ile Hükümet koalisyon takımı maçını koalisyon takımı kaptanı senterfor Özkan Yorgancıoğlu’nun attığı üç gol sonrasında kaybettiğinizi öğrendik. Zeren Mungan’ın uzun pasına hareketlenen ve Messivari çalımlar ile ceza alanınıza giren Yorgancıoğlu’nun attığı şık goller ile maçı kaybetmenize üzülmedik. Tek üzüldüğümüz atılan çalımlar sonrasında belinizin birkaç yerinden kırılmış olmasıdır. Geçmiş olsun dileklerimizi iletirken inşallah yoğun bakımdan tez zamanda çıkarsınız. Sayın Başkan nasılki bir kızın ‘Aşkım’ lafına kanmayın çünkü onlar oyuncak ayıya bile o lafı söylüyor dersek de, sakın siyasilerin vaatlerine de kanmayın. Onlar sıçanın sıklıkla her tarafa pislediği gibi ayak üstü vaatlerin binini bir paraya satmada ustalaştılar deriz. ** Sayın Nafiye Kavacık, Mağusa’daki iş yerinde kasiyer olarak çalıştığınız sıralarda sorumlularınızın tacizine uğradığınızı gazetelerde okuduk. Şikayet ettikten sonra da iftiracı damgasını üzerinize yaptırdıkları ve üstüne üstük birde bavulu elinize vererek sizi kapı dışarı ettiklerini öğrendik. Ah be abim. Bunlar sizleri küçük bir rol kapmak için rejisörün yatak odasını sorma gir hanına çeviren bazı artislere benzettiler. Sevgili Nafiye, yanlış bildiğin yolda herkesle yürüyeceğine, doğru bildiğin yolda tek başına yürünebileceğinin örneğini verdin. Seni kutlarım. Sayın Hürrem Tulga, Detay Gazetesine verdiğin ropörtajda ekonomi dibe vurdu. Ülkede işsizlik arttı dedin. Kısacası batmaz sanılan TİTANİK birkez daha battı imasında bulundun. Ah be Hürrem gardaş ah ki ne ah. İçi kırmızı sanılan ancak gabak çekirdeğinden ekildiği için içi sarımtrak olan. Dışı da parıldak yeşil olan karpuz tad verirse bu hükümet ekonomi de tat verecek. Gönlünü yıkayıp arıtmamışsan, habire abdest alıp durmaktan fayda bekleme diyen büyüklerimiz ne güzel laf etmişler değimli? Tam da bizi yönetenlere uygun geliyor değimli?


GÜNÜN FOTOĞRAFI