Fileleftheros gazetesi; “Ara Çözüme İyi Gözle Bakıyorlar - BM’nin Hedefi Önümüzdeki Aylar İçerisinde Stratejik Anlaşma - Türkiye Egemen Askeri Üs’te Israrcı” başlıklarıyla manşetten yayımladığı haberinde, BM’nin ilk hedefinin, yılsonu veya en geç 2019 yılı başına kadar, Kıbrıs sorununda stratejik bir anlaşmaya varılması olduğunu ileri sürdü.
“Elindeki bilgilere dayanarak, bu anlaşmanın bir ara çözüm karakterine sahip olacağını ve şekil açısından da 1992 yılındaki Gali Fikirlerine gönderme yapacağını” öne süren gazete, “detayların sonraya bırakılacağını, bununla birlikte Kıbrıs sorununun geri dönüşü olmayan bir noktada bulunacağına” işaret etti.
“BM’nin arzusunun, görüşmelerin zamanını sınırlamak ve müdahil tarafların Guterres çerçevesini dayanak alması olduğunu” yazan gazete, yapılan hareketlerden de ortaya çıktığı üzere, hedefin Güvenlik ve iç boyutlar arasında bir al-ver gerçekleşmesi olduğunu iddia etti.
Türkiye’nin güvenlik konusunda ebedi askeri varlığında ısrarcı olduğunu ve içerisinde tugay olacak egemen bir askeri üs meydana getirilmesini istediği iddiasında bulunan gazete, Yunan tarafının bunu kabul etmediğini ifade ederek, “Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocias’ın önerisinin tek toplamı teşkil ettiğini ve uluslararası açıdan puanları kazandığını” öne sürdü.
“Rum kesiminin ise, iç boyutlarda Kıbrıslı Türklerin vetosunu, dönüşümlü başkanlığı ve (mallara el koyanlara haklar veren) mülkiyetle ilgili öneriyi kabul etmeye çağrılacağını” kaydeden gazete, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in ise Crans - Montana’nın ardından, kamuoyu önündeki açıklamalarında da, Türk tarafının veto hakkına sahip olması halinde devletin çalışmayacağı imasında bulunduğuna işaret etti.
Haberinde, Yunanistan ve Rum Dışişleri bakanlarının 13 Eylül’de İsrail’e gerçekleştirecekleri ziyaretin önemine de vurgu yapan gazete, yine elindeki bilgilere dayanarak, Yunanistan, Güney Kıbrıs ve İsrail arasında gerçekleştirilecek olan üçlü görüşmenin, bölgedeki güvenlik meseleleriyle de meşgul olacağını kaydetti.
Bunun ise, sondajların güvenliğiyle bağlantılı olduğunu yazan gazete, “Rum kesimini endişelendirdiği görülen şeyin ise, Türkiye’nin, Fatih araştırma gemisinin bölgeye gelişiyle Münhasır Ekonomik Bölge’de (MEB) oldu-bittiler dayatma çabası olduğunu” savundu.
Rum kesimi ile Atina’nın, Fransa’nın enerji konularındaki gelişmeler ışığında, hatta güvenlik konularında temel dayanak olduğunu düşündüğünü belirten gazete, bunun Fransız Dışişleri Bakanı’nın Atina ve Rum kesimine gerçekleştirdiği ziyaretle teyit edildiğini de ekledi.
Gazete; “Ara Çözümle Dinamik Giriş - BM’de Ele Alınan Tek Senaryo Uzun Görüşmeler Olmadan Stratejik Anlaşma” başlıklarıyla iç sayfadan yer ayırdığı haberinde ise, konu hakkında bilgisi olan bir kaynağa dayanarak, Eylül ayının son 10 gününde Kıbrıs sorunuyla ilgili New York’ta gerçekleştirilecek süreç ışığında, perde arkası hareketlerin sürdüğünü iddia etti.
“Birleşmiş Milletler’in müdahil tüm tarafların ‘aynı sırada, aynı yönde’ bulunacağı bir sahne şekillendirmeye çalıştığına” işaret eden gazete, BM Genel Sekreteri’nin bir çaba daha gösterip, şahsi bir şekilde müdahalede bulunmaya niyetli olduğunu, fakat sürecin zaman içerisinde bocalamasına izin vermeyeceğini öne sürdü.
İlk hedefin, önümüzdeki aylar içerisinde Kıbrıs sorununda stratejik bir anlaşmaya varılması olduğunu yineleyen gazete, ara çözüm şekline sahip olacak olan anlaşmanın Guterres çerçevesine dayanacağını ve şekillendirilecek olan metnin de 1992 yılındaki Gali Fikirleri biçimine gönderme yapacağını ileri sürdü.
Gazete; “Stratejik anlaşma çerçevesi, çözüm de olacak” ifadesini de kullandı.
BM çevrelerinin, görüşmelerin sonsuza kadar sürmesine izin vermelerinin söz konusu olmadığına işaret ettiklerini ve resmi olarak zaman takvimleri ortaya koymadan, bitiş için gayri resmi olarak, yılsonu veya 2019 yılının ilk aylarına kadar olan bir dönem belirleyeceklerini yazan gazete, BM’nin temel itirazları tespit ederek, bir al-ver zarfında, anlaşmazlıklar arasında köprü kurmaya çalışacağını ifade etti.
“Türklerin, Güvenlik konusunda bir tür garanti konusunda ısrarcı olduklarını, fakat ilk olarak askeri varlıklarının devamında ısrar ettiklerini” yazan gazete, “Türklerin içerisinde tugay olacak ve İngiliz Üsleri gibi faaliyet gösterecek daimi bir askeri üs tezini ortaya koymakta olduklarını” yineledi.
Türklerin askeri birliklerin tam olarak çekilmesi için bir tarih belirlenmesini kabul etmediklerini ve anlaşmanın 15 yıl içerisinde gözden geçirilmesi tezini ortaya koyduklarını savunan gazete, devamla, Londra’nın ise, garantör güçler çerçevesine dinamik bir şekilde geri döndüğünü ve Londra’nın görüşmelerin sona erişle ilgili bir zaman ufkuna sahip olması gerektiğini düşündüğünü kaydetti.
Karşı tarafta ise, Atina’nın Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocias’ın önerisinden destek almakta olduğunu yazan gazete, sürecin ilerlemesi durumunda ise, garantörlerin görüş birliğine varılması için görüşmelere başlayacağını öne sürdü.
Gazete, eğer bu olursa, yeni bir beşli konferansın yolunun büyük ölçüde açılacağını iddia etti.
İç boyutla ilgili olarak ise Guterres çerçevesinin beş noktasının bir araç ve anlaşma temelini teşkil ettiğini yazan gazete, dolayısıyla harcanacak olan çabanın, beşli bir konferans toplanması için, iki müzakere masasında görüş birliklerine varılması olacağını belirtti.
Yabancı diplomatik kaynakların, itirazların ortadan kaldırılması için iki meselenin vurgulanacağını belirttiklerini kaydeden gazete, ilk meselenin; BM Genel Sekreteri’nin Ekim ayında BM Güvenlik Konseyi’ne sunacağı rapor, ikincisinin ise Kıbrıs’taki BM Barış Gücü (UNFICYP) konusu olduğunu ekledi.