Phillippa Gregory'nin "The Other Boleyn Girl" Boleyn Kızı olarak ülkemizde yayınlanmış olan kitabını okuyanlar, bu çalkantılı dönemin ev sahiplerinden biri olan Windsor Kalesi'ni çok iyi bilirler. Dünyanın en eski ve en büyük kalesi olan Windsor Kalesi, kraliçenin resmi konutudur. İngiltere'nin 900 yıllık tarihine şahitlik etmiştir. Kale 268 tenis sahası büyüklüğündedir. 1992 yılında kalede çıkan yangın, yaklaşık 100 odaya zarar vermiştir. Şans eseri bu odaların bir çoğu boş olduğundan, kraliyet sanat koleksiyonunda bulunan paha bicilmez herhangi bir eser zarar gormemıstır. Kalede Rembrandt, Rubens, Canaletto ve Gainsboroughgibi sanatcıların eserleri bulunmaktadır. Yine kalede yer almakta olan Kraliçe Mary'nin oyuncak bebek evi, dünya üzerindeki en ünlü oyuncak bebek evi olma özelliğini korumaktadır. Bu yüzden de önünde kuyruklar oluştuğunu belirtmeliyim. Taş duvarların arasında gezinirken, zenginlik ve lüksün başını döndürmesinin yanı sıra, duvarlara dokunduğunuzda kalede daha evvel yaşamış olanların da sizinle aynı koridorlarda yürüdüğünü düşünmek, aynı duvarlara dokunduklarını bilmek nefes kesici bir deneyim. Kraliçe'nin genel olarak hafta sonlarında kalarak, resmi davetler verdiği kale, deniz aşırı ülkelerden gelen resmi konukların ağırlanması için kullanılmaktadır. St.George salonunda bulunan yemek masasında 160 konuk ağırlanabilmektedir. Bir çok düğünlere ev sahibi olan Windsor Kalesi aynı zamÖzellikle Ekim ayında ziyaretçi sayısı artan kaleye giriş ücreti yetişkinler için 8,50 pounds civarındadır. Beş yaşa kadar tüm cocuklar ücretsiz olarak kaleyi gezebilirler. kelyi doyasıya gezmek için iki saate ihtiyacınız oldugunu söylemeliyim. Açılış kapanış saatleri aşağıdaki gibidir. • Mart - Ekim - 9:45 - 16:00 • Kasım - Şubat - 9:45 -15:00 Sabah 11 de düzenlenen muhafız değişim törenini mutlaka izlemelisiniz.anda, Prenses Margaret'in de cenaze törenine ev sahipliği yapmıştır. DERS 3 DEMİŞ Kİ.. Tanrı size istediğiniz insanları değil, ihtiyacınız olan insanları verir. Öyle ki, bu insanlar; size yardım edecek, sizi incitecek, acı verecek, sizi terk edecek, sizi sevecek ve sizin olmanız gereken insan olabilmenizi sağlayacaklardır. LAO TZU AŞK BİTERSE Kitabın yazarı Isabel Gillies'i, yazar olarak tanımıyor olabilirsiniz. İzleyenler onu Law and Order: Special Victims Unit adlı diziden hatırlayacaklardır. Kısaca kitabın konusuna değinmek gerekirse. Öğretim görevlisi olan yakışıklı, zeki ve sevgi dolu bir eş, iki harikulade küçük çocuk, üniversite şehrinde güzel bir ev... Coşkusunu, sevgisini ve iyimserliğini dışa vurmak için hem zamanı hem de mekanı vardı. Fakat birdenbire Isabel’in hayatı paramparça oldu. Eşi Josiah, onu ve iki küçük çocuklarını terk edeceğini söyledi. Bir arkadaşı da, “Böyle şeyler her gün olur,” dedi. Aşk, evlilik, aile, kalp kırıklığı ve hayatta beklenmedik dönüşler üzerine baş döndürücü bir biçimde açık yürekli, son derece okumaya değer, fazlasıyla kurtarıcı bir hikaye. (Tanıtım yazısından) Yazarın kendi hayatı ile ilgili yazdığına inandığım otobiyografik tarzda olan kitap, bir kadının çaresizliğini, korkularını, umutlarını ve içsel hesaplaşmalarını göz önüne seriyor. GELELİM İNCİLERE * Hayattaki her şeye hissettiğimiz şekilde reaksiyon veremeyiz. Hislerimizi bloke edebilmek için büyük duvarlar öreriz ki, toplumda uygar insanlar gibi davranabilelim. * Evlilikler, iletişimsizlik problemi yüzünden zor zamanlardan geçerdi fakat her zaman bu düzeltilebilirdi. * Filmlerdeki kadın veya adam, aniden evliliği bitirmek istediğini söylediğinde, hayat birden durur ve onu korkunç bir fırtına takip eder. Rededdilen kadın veya erkeğin, günlerce yatağında ağlamak ve düşünmek için zamanı olur. Bu ancak filmlerde olur. * Kızgınlığı reddettim. Üzgün olmanın normal olduğuna kanaat getirdim. Üzgünlük organik bir şeydi, değişebilirdi ve çözünebilirdi. Kızgınlık ise tıpkı plastik gibiydi ve bulunduğu yere yerleşirdi, değişmeyi reddederdi veya gitmezdi. Bu kitapta, bir kadının, ümitleri ve gerçekliği arasında nasıl sıkıştığını okurken, eminim sizi hem düşündürecek hem de hüzünlendirecektir. ÇEK ELİNİ Tim Burton'un yönetmenliğini üstlenip, sevgili Johnny Depp'in başrolünü oynadığı, Alice Harikalar Diyarı, ile başlayan furya, Hansel ve Gretel, Pamuk Prenses, Oz Büyücüsü, Kırmızı Başlıklı Kız gibi masallara uzanmaya başladı. Yaşı geçmeye başlayan eski Hollywood güzelleri ( bakınız Pamuk Prenses filmindeki Julia Roberts) artık kötü kadın rollerindeler. HOLLYWOOD ÇEK ELİNİ MASALLARIMIZDAN. Yukarıda isimlerini saydığım tüm filmleri izledim. Bence tamamı çok kötü prodiyoksiyonlar olmasının yanı sıra, masalın kurgu örgüsü tamamen değiştirilerek, şiddetin, kanın ve vahşetin çoğunlukta olduğu bir çocuğun gözü ile korku filmine dönüştürülmüşler. BİLİYOR MUSUNUZ ? Viyana Sanat müzesinde bulunan, Flaman ressam Peter Brugel'a ait , 1563 tarihli eseri Babil kulesinin inşasını tasvir etmektedir. Sümerliler tarafından 5000 yıl önce yapılmıştır. Sümerliler dağlık bölgelerden geldiklerinden ötürü, yüksekliklere taparlar yer ve göğü birbirine bağlayan bir ağaç olduğuna inanırlardı. Babil'in Sümer dilindeki anlamı "Tanrı kapısı"'dır. 85 milyon tuğla kullanılarak inşa edilmiş olan kule, eski çağların yedi harikasından biri olarak anılıyordu. Tevrat’a göre Babil Kulesi’ni Hz. Nuh’un torunları gökyüzüne ulaşmak, tanrının oturduğu yere varmak için yapmışlardır. Bu sebeple kule, Tevrat’ta insan gururunun utanç kaynağı olarak gösterilir.M.Ö. 479′da Babil’i fetheden Pers kralı Xerkes kuleyi yıktıktan sonra tekrar onaran olmadı. Yalnız, Büyük İskender Babil’e geldiğinde harap haldeki kuleye hayran kalmış ve onu eski haline getirmeye karar vermişti. Bu sebeple 10.000 kişiyi iki ay boyunca çalıştırarak molozları temizletti. Fakat Büyük İskender ölünce kulenin onarımından vazgeçildi.