Bu bedel illa ki ödenecek..

Derviş DOĞAN

Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) bir süreden beridir işlevini yerine getirmekte zorlanıyor. Peki nerden çıktı bu Taşınmaz Mal Komisyonu? İşlevi nedir? Taşınmaz Mal Komisyonu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti topraklarındaki taşınır ve taşınmaz mallar üzerinde iddia edilen haklar üzerinde değerlendirme yapmak ve bunun sonucunda mal iadesi, takas veya tazminata ilişkin bağlayıcı kararlar vermek amacıyla Aralık 2005'te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi'nin kabul ettiği 67/2005 sayılı yasa ile kurulan ve 17 Mart 2006 tarihinde faaliyete geçen komisyondur. Taşınmaz Mal Komisyonunun değerlendirme kapsamına giren mallar, 1974 Kıbrıs Harekâtı öncesinde sahipli olan, ancak Kıbrıs Türk Federe Devletinin ilan edildiği 13 Şubat 1975 tarihinde terk edilmiş bulunan veya bu tarihin sonrasında KKTC yasalarınca, terk edilmiş ya da sahipsiz olarak nitelenen mallardır. Kısaca özetlersek, Kuzey’de kalan Rum ve/veyahut İngiliz, Ermeni, Yahudi vb, mallarının mal sahiplerinin talepleri doğrultusunda mal iadesi, takas veyahut tazminat kapsamında değerlendiren komisyondur. İç hukuk yaratmak maksatı ile AHİM’in meşru kabul etmesi sonucunda kurulmuştur. Bu komisyon bugüne kadar yapılan yüzlerce başvuruyu değerlendirdi. Çıkan kararlar doğrultusunda da milyonlarca sterlin ödeme yaptı. Peki bu finansal kaynak nereden sağlandı? Tükiye’den. Yani bugüne kadar bu maksat için tazmin miktarları Türkiye Cumhuriyeti tarafından karşılandı. Ve dönelim başa.. TMK bir sürden beridir işlevini yerine getirmekte zorlanıyor. Bunun sebebi de Türkiye’nin sağladığı finansal desteğin kesilmesi olarak gösteriliyor. Gerekçe olarak Türkiye’nin tazmin edilme yani finansal ödeme kısmında Kuzey Kıbrıs Parlamentosundan geçirmesini talep ettikleri bir yasa olduğu söyleniyordu. Elbette araştırdım. Konuyla ilgili birkaç dosta ulaşma şansım oldu. Onlar da teyit ettiler. Ve buna göre Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Parlamentosundan geçirilmesi talep edilen yasa söz konusu malların kullanıcılar tarafından mal sahiplerine belirlenecek ödeme miktarının yüzde 30’u civarında ki meblağın karşılamasını öngörüyor. Fakat hükümet bu öneriye sıcak bakmıyor. Dolayısı ile konuyu da gündeme almıyor. Hal böyle olunca Türkiye tarafından Taşınmaz Mal Komisyonuna sağlanan finansal destek de yavaşlatılıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bugüne kadar bu iş için yaklaşık 200 milyon sterlin ödeme yaptığı da bana verilen bilgiler arasında. Tabi durum böyle olunca, yani Taşınmaz Mal Komisyonu da karara bağlanan tazminatları ödeme konusunda sıkıntılar yaşamaya başladı. Anlayacağınız bu noktada sıkıntı hukuki olarak da farklı bir yöne doğru kayıyor. Zira taleplerin karşılanmadığı bir hukuk zemininde, başka hukuki yolların aranması doğaldır. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yolu Rumlar için yeniden açılabilir. TMK ile oluşturulan iç hukuk zemini ise bütünü ile işlevsiz kalabilir. Malum ki, Kıbrıs sorununun en çetrefilli konusudur mal, mülk mevzusu. Hatta büyük oranda çözüme açılan kapının anahtarıdır. Ancak şöyle de bir gerçek vardır. 1974 sonrası Kuzey Kıbrıs’ta yaratılan düzen maalesef uluslararası hukuk nezdinde bizleri birçok konuda geriye düşürmüştür. İşte bundandır ki, iyice hesaplanmadan atılan adımların sonucu olarak bugün verdiğimiz mücadelenin zemini sorgulanmaktadır. Peki mal, mülk konusunda nerede hatalar yapıldı? Başkasının malı, mülkü üzerine verilen koçanlar bu hataların en büyük halkasıdır. Ki bugün birçok el değişen bu mal, mülklerin haddi hesabı yoktur. Öyle insanlar biliyorum ki, Kıbrısla yakından, uzaktan ilgisi, alakası olmayan. Bir vesile ile buralara gelip, Kıbrıs Türk Toplumuna ait olmayan mal ve mülkleri edinip, daha sonra onları satıp yüksek miktarlarda kazançlar elde edip bu ülkeyi terk edip giden. O sattı, bu aldı,diğeri bir daha, bir daha, ve hatta bir daha sattı. Ve bir daha alındı, bir daha alındı ve yine alındı. Diyeceğim o ki, satılan ve alınan bu mallar kimin veyahut kimlerin malıydı? Birçoğu şimdi bu ülkede bile değil. Peki sonuç. Sonuç çok net. Bu bedel illa ki ödenecek. Peki kim ödeyecek? Bizler..