KKTC’de yeterli denetim yapılmadığı için Güney Kıbrıs’tan kaçak olarak getirilen ne olduğu belli olmayan et ve sakatatın yanı sıra hasta olan küçük ve büyük baş hayvanların kesilerek satılması halkın sağlığını ciddi şekilde risk altına sokuyor. KKTC’nin sınırlarında yeterli oranda denetim yapılmadığı için Güney’den kaçak olarak getirilen etler, sürekli olarak Polis ekipleri tarafından yakalanmasına karşın caydırıcı ceza olmaması nedeniyle arkası bir türlü kesilemiyor. Sofralarımızda ne olduğu belli olmayan etler insan sağlığını ciddi risk altına sokarken geçtiğimiz gün satın alınan ve daha sonra kızartılan bir ciğerin içerisinden çıkan leblebi ve nohut büyüklüğündeki topaklar sofralarımızı süsleyen et ve sakatat türündeki bazı ürünlerin ne derece tehlike içerdiğini de gözler önüne serdi. Güvenilir bazı kaynaklar vermiş oldukları bilgilerde, hasta olan ve ölmek üzere olan bazı hayvanların bazı hayvan üreticileri tarafından belli şahıslar aranmak suretiyle o şahıslara satıldığı, bu hayvanların hemen kesilerek kanlarının akıtılmak suretiyle denetimden uzak yerlerde halka satışa sunulduğunu ve halkın sağlığının risk altına sokulduğunu öne sürdüler. Mustafa Sönmez yapmış olduğu açıklamada kasaptan geçtiğimiz gün bir ciğer aldım. Kasaptan aldığım ciğer kuzu ciğeriydi. Kasaptan aldığım ciğerin dış yüzeyi temizdi. Ciğerin dış yüzeyinde leke de yoktu. Fakat ciğeri doğrarken içerisinde çakıl taşı gibi sert kitleler çıktı. Bu nasıl bir denetimsizliktir ki hastalıklı hayvanları halka satıyorlar. Denetim ve kontrol yok. Hayvan kesin kanserdi. Böyle kasap mı olur? Nerden ne alsak insan mutlaka bir aykırılık var. Sağlığı düşünen kimse kalmadı. Bu Kıbrıs nereye gidiyor dedi. ***** Sahibine Mesajlar Sayın Fatma Kavaz Büyükkonuk yöresinde havalar nasıl? Eko turizmi, zeytin festivali derken sanırım ortalık güllük gülistanlık gam ve kedersiz devam ediyor. Büyükkonuk ve yöresinde seçim çalışmaları nasıl gidiyor dersiniz. Geçmişte olduğu gibi çizmeleri giyip sahaya inerseniz destek verdiğiniz aday zil çalıp oynarken rakipler ise yandı gülüm keten helva türküsünü çağıracak. ** Sayın Erhan Saruhan Mustafa Akıncı 14yıllık belediye başkanlığında belediyeyi borçsuz bıraktı kasadan para bırakarak ayrıldı dediniz. Çok doğru ama kasadan paraları bitirenler, örtülü ödenekleri hesapsızca harcayanlar bu ülkede makbule geçti Erhan gardaş. Akıncı, GK Komutanı Ali Nihat Özeyranlı’nın yüzüne baka baka kendisine hakaret etmesi sonrasında ‘General Çizmei Aşti’ deyip karşı çıkmasını bile bugün bazı yağdanlık takımı eleştirmeye kalkıyor. Ancak bunlar kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret etmedikçe insanın yeni okyanuslar keşfedemeyeceklerini hala daha anlayamadılar. ** Sayın Fırat Boran Dipkarpaz şu sıralar selamı sabahı kestik. Dipkarpaz Belediyesi, Ferari marka araba gibi son sürat giderken senin sessizliğe bürünmeni doğrusu anlayamadık. Sanayi Bölgesi kurmak, köyü ağaçlandırmak, mezarlık ve kilise tadilatı derken galiba o işler seni yordu. Ne oldu Fırat futbolculuk yıllarındaki kondisyondan eser kalmadı mı? Bak başkanın Suphi Coşkun durmak bilmiyor. Galiba onun kondisyonu seni geçti. Ne dersin? ** Sayın Orcun Kamalı geçtiğimiz günlerde doğum günündü. Hayırlı yaşlar dileriz. Futbolda yıldız gibi parladın. Engellilerin sevgilisi oldun. Ama son günlerde sıkça konuşulan şu KOP üyeliği meselesinde sessiz kaldın. Sahi eski yıldız bir futbolcu olarak o konudaki görüşün ne? Herkes işkembeden bir şey sallıyor. Hayvanlar bir gün, " Kim daha çok çocuk doğurabilir? " diye çekişmeye başlarlar. Hep birlikte dişi aslana gidip danışırlar. " Sen kaç çocuk doğurabiliyorsun? " diye sorarlar. " Bir " diye yanıtlar dişi aslan. " Fakat ben aslan doğururum der. İşte mühim olan senin gibilerin aslan fikirler doğurmasıdır. ** Sayın Erdoğan Aydın bu CAS’ın babası kim. anası HAVAŞ bıraktı kaçtı. Babası KKTC hükümeti. Çocuğuna sahip çıkmıyor. Bu CAS neden öksüz kaldı. Birde seçim üzerine alınan 220 arkadaşımızın maaşını rahat ödeyen bu hükümet nasıl olurda 76 CAS çalışanının maaşını ödeyemez. ya da vaktinde ödemek islemez. Çadırda hüzün ve öfke hâkim. Allah çocuğunu kaybeden acılı kardeşimize sabır versin diyorsun. Erdoğan gardaş, seçimlerde küçük bir kıvılcım, yangına sebep olur. Eee bu kıvılcımı da artık yaksanız diyorum. ** Sayın Beşer Kişmir Taner Abi ben bir LTB çalışanı olarak CAS çalışanının ödenmemesini çok iyi anlarım. Çalışma bakanı nerde? Çalışma Dairesi nerede? Tüm işçilerin garantisi devlet ise devlet nerede? Maliye Bakanlığı alacağına sadece normal vatandaşa karşı aslan kesilir diyorsun. Sevgili Beşer devlet seçimler için 5 yıldızlı otellerde resepsiyon düzenliyor. Maliye Bakanlığı ise Başbakandan daha Başbakan olmanın keyfini sürüyor. Koca Selleri Meydana Getirenler, Küçük Dereciklerdir sevgili Beşer. Peki o zaman o selleri meydana getirecek olan küçük derecikler yani halk nerede diye sorsam. ** Sayın Kemal Takoz Karpaz’da gençler bir birine girdi. İşe beni alacak. İşe yok seni değil beni alacaklar diye diye bir birlerine sataşırlar. Bilirsiniz parti yetkilileri simdi seçim yasakları var. Seçimden sonra mutlaka senin işi halledeceğiz abim. Şimdi oyunu bize ver ve seçimden sonra yanımıza gel derler diyorsun. Eeee gandır çocuğu Taksim istesin dersek taş yerine oturur mu Kemal Gardaş. Seçimden sonra onları görürsen bir görmezsen iki yaz. [caption id="attachment_54455" align="alignleft" width="640"] Günün Fotoğrafı[/caption]