Meğer 17 Aralık 2013 yılında bölgede inşaat yapan şirket yetkilileri uyarmış.
Bu yolun güvenli olmadığını kazalara sebebiyet verebilecek birçok nedenin bulunduğunu bir yazı ile yetkililere bildirmiş.
Yetkililer dediğim Mağusa Belediyesine.
Aradan epeyce bir zaman geçmiş.
İlgilenen olmamış.
28 Ağustos 2014 tarihinde Mağusa Belediyesi, KKTC Ulaştırma Bakanlığına bir yazı ile durumu bildirmiş.
Ve yolun güvenli olmadığını, burada birtakım düzenlemelere gidilmesi gerektiği anlatılmış.
Haliyle ilgilenen olmamış.
Ulaştırma bakanlığından ses çıkmayınca Mağusa Belediyesi 25 Şubat 2015 tarihli bir mektup daha yazmış bakanlığa hitaben.
Ve söz konusu güzergahın durumunu bir kez daha anlatmış.
Yine tık yok.
Ve tarih 7 Mart 2016, yani önceki gün sıkıntılı olan bu yolda trajik bir kaza yaşanır.
Suçsuz günahsız masum bir bebek hayatını kaybeder.
Aynı kazada yaralanan anne ve kardeşleri hala hastanede müşade altında tutulur.
Baba perişandır.
Aile tarifi imkansız acılara gömülür.
Kazaya sebebiyet veren Nijerya uyruklu bir kişi tutuklanır.
Peki bu yolun teknik olarak hiçbir güvenliğinin bulunmaması bir yana,,söz konusu kavşakta sürekli kazaların yaşanması ve hatta ölümle sonuçlanmasına varıncaya kadar birçok kötü sonucun ortaya çıkması ile birlikte görülen zafiyetin yerel yönetim birimleri tarafından defalarca ilgili bakanlık olan ulaştırma bakanlığına yazılı olarak bildirilmesine karşın bakanlık ne yapmıştır?
Hiçbirşey!
Ama yine de merak ediyorum, Mağusa Belediyesi tarafından gönderilen o yazışma evraklarını eline alıp, da bakan olmumuş mudur?
Hoş bakan olsa kaç yazar!
İş yapamadıktan sonra.
Duyarsız, beceriksiz insanların çoğunlukta olduğu bir düzen sonuçta yaşadığımız toprak parçası.
İnsan hayatının ne önemi var onlar için?
Onları vicdanları ile başbaşa bırakmıyorum ama..
Kamuvicdanını da boyunlarına asıyorum.
Ve adalet yerini bulmalı diyorum.
Hukuk işlemeli.
Bu ihmalin hesabı sorulmalı.
Şu anda kazada 1 tutuklu var.
Kazaya sebebiyet vermekten ötürü tutuklandı.
Tehlikeli sürüş, dikkatsizlik vs.
Bu yeterli mi?
Değil.
Bu kazanın daha çok sorumluları vardır.
Nitekim yoldaki zafiyetin defalarca ilgili bakanlığa bildirilmesine rağmen önlem almayanlar da en az kazaya sebebiyet veren sorumsuz sürücü kadar sorumludurlar.
Peki var mı bu ülkede bunun hesabını sorabilecek bir merci?
Vicdanı olan.
Yükümlülüğünü yerine getirmekte tereddüt etmeyen.
Yasal sorumluluğunun bilincinde olan..
Cesur yürek taşıyan.
Eğer varsa buyursun görevini yerine getirsin.
gelmiş geçmiş ulaştırma bakanları ve bürokratları dahil ilgili kim varsa, bu yolun güvenli olmadığının kendilerine defalarca bildirilmesine rağmen neden görevlerini yerine getirmediklerinin hesabını sorsun.
Konuyu soruştursun,
Raporlasın..
Yargıya taşısın.
Kısacası gereği ne ise onu yapsın
Ha bütün bunlar küçük Doğa’yı geri getirmeyecektir elbette.
Ne de ailesinin acılarını azaltacaktır.
Lakin insan hayatını bu kadar ucuz addeden bir zihniyetten bunun hesabını sormak herşeyden önce bir insanlık görevidir.
Bu ülkede yaşayan her bir bireyin sorumluluğudur, boynunun borcudur.
Kaldı ki, bir hukuk devletinde yapılması gereken budur.
Zira burada bir ihmalin olduğu çok açık şekilde görülüyor.
Bu ihmal devletindir.
Devletin kurumlarınındır.
Buralarda bir vesile ile sorumluluk üstlenen makam sahiplerinindir.