Bu savaş ,AKP ile PKK’nın savaşı

Ayşegül Garabli

Bu savaş, ne Türklerin savaşı; ne de Kürtlerin. Ne Alevilerin savaşı; ne de Sünnilerin. Ne dindarların savaşı, ne de ateistlerin. Bu savaş, ayakları altında çimenlerin ezildiği fillerin savaşı. Çıkar savaşı. Yobazlığın, savaşı. Cehaletin, savaşı. Bu bir savaş oyunu. AKP ile PKK arasında kurulan bir güreş. Bir birlerini tuş etme çabası. Ama ne yazık ki, bu oyunda güreşenler sadece halk. Bu savaşta ölenler aslında savaşı yaratanlardan kimse yok. Kürt ölüyor. Türk ölüyor. Alevi ölüyor. Sünni ölüyor. Yaşlı ölüyor. Genç ölüyor. Çocuklar ölüyor. Türkiye’nin evlatları ölüyor. Bu ülkenin sahipleri ölüyor. Neyin savaşı bu? Türk-Kürt savaşı mı? Türk evladı da ölüyor, Kürt evladı da, Laz evladı da, Boşnak evladı da. Türkiye’de kaç tane etnik köken varsa,  hepsinin evladı ölüyor. Türkiye’nin evlatları; ana-baba kuzuları ölüyor. Peki ne uğruna? AKP’ye 400 millet kazandırma uğruna mı? Seçim dönemi şehit haberlerinin gelmemesi, HDP’yi Meclise taşıma uğruna mıydı? Hani HDP Meclise girerse kan akmayacaktı? Silahlar susacaktı? Hani artık HDP, mücadelesini demokratik yollarla Mecliste sürdürecekti? Hani AKP, “Barış süreci” ile bu sorunu çözecekti? Dışardaki elleri saymazsak, bu savaşın başında iki güç var. Biri Devlet, diğeri HDP(PKK) “Vur” emri veren de onlar; “Dur” emri verende. Seçim süreci boyunca hep bunu kullandılar. “Şehit haberleri gelmeyecek” dediler. Nasıl olur da, askerin yönetimi kendisine bağlı olan Devletin başı; “400 vekil olsaydı bunlar yaşanmazdı” derken; HDP’nin başı, Almanya’daki bir konuşmasında “PKK kazanacak” diyebiliyor. 400 vekil olsaydı, anayasa değişseydi, ne değişecekti de bu kan duracaktı. Başkanlık sistemi gelip, ülke bölünseydi mi bu kan duracaktı? Öyleyse bu savaş, Türklerin ve Kürtlerin savaşı değil. Bu savaş, başkan olma hırsı ile, bölücülüğün savaşı. Ama ölenler, Türkler ve Kürtler. Ölen masum Halk. Bir birine düşman ettirilerek başlatılan savaşta, evlat acısını aynı şekilde hissedip, bu savaşı lanetleyen, Türk ve Kürt hakları. O yüzden de, artık ne, “yol, köprü yaptı, istikrar olsun” argümanı, ne de “ ezilen Kürt Halkı” argümanı tutmuyor. Tutmamalı da. Zira, Türkçe de, Kürtçe de, ağıtlar hep aynı acıyı yaşatıyor. Türk çocuğu ile Kürt çocuğu, farklı öksüz kalmıyor. Ülke, tümüyle, masumca öldürülen evlatların bütününe ağlıyor. Evlatlar ölünce, analar ağlayınca, baba yüreğine ateş düşünce Vatan sağ olmuyor. Çünkü, can verenler, bu vatan için değil, AKP’nin başkanlık ,PKK ‘nın da rahatça, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı yapabileceği  sistemi kurma emelleri ile  çıkardığı kardeş savaşında can veriyor. Kardeşin, kardeşe kırdırıldığı vatan sağ olmaz. Bu vatan ancak, AKP ve PKK’dan kurtulursa sağ olur. O yüzden, saraylar, hanlar, hamamlar AKP’nin; tüm karanlıklarını yaşayacağı topraklar da PKK’nın olsun. Yeter ki, Kürdü ile Türk’ü ile, bu vatanın evlatları sağ olsun.. Barış olsun. Kardeşlik, sevgi olsun. İnsanlık olsun ki; anaların göz yaşı dursun.