✓ Merkez Bankası'nın net rezervi ağustos sonunda eksi 37 milyar doları aştı.
✓ Dolar ve euroda günlük artışlar yüzde 2'nin üstüne çıktı.
Kurdaki bu artış Merkez Bankası'nın geçen haftaki göstermelik faiz hamlesini tümüyle boşa çıkardı.
Dolar dün bu satırların yazıldığı saatte 7.83’e, euro 9.14’e ulaşmıştı. Nedense aklıma gün içinde hep Merkez Bankası’nın geçen haftaki göstermelik faiz artışı geldi. Aslında o günkü karar “uygulanmayan politika faizine göre" bir artış ama “yeni politika faizi ile fiili faiz karşılaştırmasına göre” bir indirimdi. Ne var ki tanım, yine de artıştı. Ve bu düzenlemeyle hem enflasyona karşı adım atılmış oluyordu, hem de dövizdeki artışa karşı...
Dün tekrarlanmış mıdır bilemeyiz ama ne “duyarlı” vatandaşın doları yakması çare oluyor kurdaki artışa, ne burnunu dolarla silenlerin “mücadelesi”... Hem nedense bu eylemlerde hep 1 dolarlık banknotlar kullanılıyor.
Yabancı da bize karşı operasyon yapa yapa bir hal oldu! Bakın o operasyon yapanlara son olarak Suudi Arabistan katıldı. Ama Suudilerinki gerçekten operasyon, görmek isteyene. Türk mallarını ülkelerine sokmayacaklar; var mı benzer şekilde boykot kararı alan bir Batı ülkesi. Demek ki din kardeşliği ölçü değilmiş.
Peki şimdi doların 7.83’ü, euronun 9.14’ü bulması da birilerinin operasyonu mu? Evet diyecek varsa önce yazıdaki tabloya bir göz atmasını öneririm.
Elinizde işe yarar kağıt yok, ha bire blöf yapıyorsunuz. Elinizde döviz yok, ama 100 milyar dolarlardan söz ediyorsunuz. Ama güneş balçıkla sıvanmıyor, hesap ortada, sayılar ortada.
Net rezerv eksi 37 milyar dolar
Merkez Bankası’nın döviz rezervi biraz da nasıl görmek istediğinize göre oluşuyor.
Yalnızca varlıklara bakarsanız Merkez Bankası’nın dün açıkladığı uluslararası rezervler ve döviz likiditesi tablosuna göre ağustos sonu itibarıyla 84 milyar dolarlık bir büyüklük var.
Ancak Merkez Bankası’nın varlığının yanında yükümlülüğü de bulunuyor. İşte bu yükümlülük varlıktan fazla. Ağustos ayındaki yükümlülük 121 milyar dolar ve buna göre varlık-yükümlülük farkını gösteren net rezerv eksi 37 milyar dolar düzeyinde.
Net rezervin nasıl hızla eksiye döndüğünü ve ekside olmak kaydıyla nasıl büyüdüğünü görüyoruz.
Çeşitli hesaplamalara göre net rezerv çok daha önce eksiye düşmüştü ama bunlar Merkez Bankası’nın ilan ettiği veriler. Her ne kadar Merkez Bankası 37 milyar doları doğrudan açıklamıyorsa da, ilan edilen verilerden bu sayıya ulaşmak pekala mümkün.
Elde avuçta döviz yok, dövizin geleceği de yok!
Ekonominin en basit ve binlerce yıl öncesinden bilinen, neredeyse ilk oluşan kuralı herhalde arz-talep kuralıdır. Herhangi bir malın ya da hizmetin arzı fazlaysa fiyatı düşer; arz talebi karşılamaktan uzaksa bu kez de fiyat artar.
Bu yıl döviz arzının düşük olacağı belli mi, belli.
İhracat, eh işte, kıvamında gidiyor.
Uluslararası ticaretteki daralma yüzünden taşımacılık geliri düşük.
Turizmin önceki yılları yakalamasını kimse beklemiyor.
Yani cari açık artacak ve nitekim artıyor da...
Cari açığı kapatacak kalemlerde giriş olmadığı gibi bir de aksine çıkış yaşanıyor.
Bu yıl en çok işaret ettiğimiz konu oldu; yabancı yatırımcı hisse senedinden de, devlet iç borçlanma senedinden kaçarcasına uzaklaşıyor.
Doğrudan yatırım, zaten yıllardır ara ki bulasın.
Bunlar döviz arzı yönünden yaşanan sıkıntılar.
Diğer tarafta talep de hız kesmiyor ki...
Kamu ve özel sektör borç ödemek için dövize ihtiyaç duyuyor.
Bir dönem vatandaşı TL tutmaktan bezdirircesine faizi düşürmüşsünüz ve dövize bir hücum yaşanmış.
Bütün bunların üstüne rezerviniz de yok olmuş ve eksiye düşmüş...
Uluslararası alanda yaşanan yalnızlığa hiç girmiyorum.
Şimdi bütün bu gerçekler ortada dururken, “Döviz niye artıyor” sorusu biraz havada kalmıyor mu?