Bunlar aymazlık değil de nedir?

Arif Alasya

Her zaman KKTC’nin soysal bir hukuk devleti olduğunu söyler Demokrasi ile yönetilen bir devlet olduğumuzu savunuruz.

40 yıldır gözlemlediğim Demokrasinin sadece basit çoğunluk anlamında kullanıldığıdır.

Hukuk devleti olduğumuz ise galiba söylenemez.

Belirgin şekilde hukuk’u uygulamayan taraf da hep hükümetlerdir. Mahkeme kararlarını hep Hükümetin işine geldiğince uygulamaya koyarlar.

40 yıldır yargıya intikal ettirilen ne Sayıştay ne de Ombusman dosyası vardır. Mecliste hep bu dosyalar bu gün bana yarın sana felsefesi ile gündeme dahi getirilmemektedir. Ancak her seçim devresinde takım taklavat ‘’hesap soracağız’’ diye naralar atılmaktadır. Sonuç tabi ki fısss fıs fıs.

Bir de yargıya aktarılmış Hükümet kararları vardır. Fakat bu güne kadar hiçbir hükümet yargı önünde kaybettiği davaların gereğini yapmamaktadır. Sadece bireysel başvurular haklı görülürse uygulama bulmaktadır.

Örneğin emeklilerden vergi kesintisi yapılmasının anayasa ve yasalara aykırı olduğu yönünde mahkeme kararı vardır. Hükümet kesinti yapmayı durdurmuş ancak yıllardır kesilen paraları iade etmemiştir. Bu kesintilerin ödenmesi gerekir denen yargı kararı hiç kale bile alınmamıştır.

Son dönemde Yüksek İdare Mahkemesi, Hala Sultan İlahiyat Koleji’nin ‘müfredatının yasa dışı’ olduğuna karar vererek, ‘Eğitim Bakanlığı’nın okulun faaliyete geçmesiyle ilgili iki yıl önce aldığı idari kararı yetkisiz bularak’ iptal etti, Sendikalar ile okul yönetici ve aile birliği temsilcileri karşı karşıya geldi ve nahoş olaylar meydana geldi. Eğitim bakanı mahkeme kararına uyacağına keskin zekasını kullanarak bakanlar kurulu kararı ile yargı kararını taca attı. Nasıl mı?

Bakan Berova’nın bu amaçla geçtiğimiz hafta Bakanlar Kurulu’na sunduğu dilekçe :“Milli Eğitim Kültür Bakanlığı’nın 19 Temmuz 2016 tarih ve ÖB/1/2016 No’lu kararının Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı, Yüksek İdare Mahkemesinin YİM/3914 sayılı davadaki kararını göz önünde bulundurarak, Hala Sultan İlahiyat Koleji’nin; 50/1989 sayılı Genel Orta Öğretim Dairesi (Kuruluş görev ve çalışma esasları) yasasının 6. Maddesi çerçevesinde, Genel Orta Öğretim Dairesi altında açılmasına, Yüksek İdare Mahkemesi kararına konu okulda kayıtlı olan öğrencilerin de usulüne uygun olarak müracaat edilmesi halinde işbu karar ile Genel Orta Öğretim Dairesi altında açılan İlahiyat Kolejine kayıt yaptırmalarına karar verir. Bakanlar kurulunda görüşülerek karara bağlanmasını saygı ile arz ederim.”

Yani bu kararla İlahiyat Koleji’nin Mesleki Teknik Öğretim Dairesi altından alınıp Genel orta eğitim dairesi altına veriliyor.

Bu karar yasaya uygun mu? bu önemli değil bundan önceki mahkeme 2 yıl sürmüştü en azından iki yıl daha mevcut uygulama devam edecek. Yargı yine uygun görmez ise başka bir bakanlar kurulu kararı ile okul başka bir daire altına alınır ve devam eder bu arada okula yüzlerce öğrenci kaydına imkan verilerek okuldaki hem amaç artırılır hem de direnç artırılır.Şimdi sendikalar okul önünde 50 aile ile karşılaşıra nerdeyse bu kez karşılarına yüzlerce aile dikilir karmaşa daha da büyür.

Bütün bunlara bizi yönetme yerine kendi çıkarları için yönetilen hükümetlerce yönetilmemiz sebep olmakta ve Besleme konumundan öteye gidememekteyiz.

Düşünün 1983’de Anayasamıza geçici 10.nuncu madde olarak giren bir maddeyi değiştirmekten veya kaldırmadan aciziz. Bu madde savaş halinin mevcudiyetinden doğan bir zaruret olarak orda durmaktadır. Kaldıramadığımıza göre hala savaş hali vardır o halde demokrası’den bahsetme hakkımız yoktur.

Biz Demokrasi ile yönetilen bir hukuk devleti değiliz. Biz savaşta olan bir ülkeyiz ve savaş kurallarına tabiyiz.

Bu güne kadar yaşadıklarımızı unutmayın.Kendi evimizin efendisi olacağız.Sosyal ve ekonomik büyümeyi sağlayacağız diye yola çıkan siyasilere verilecek cevabımız..

''Tencere dibin kara seninki benden kara''
fıssss fıssss..fıssss