Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Sayın Şener Elcil, 19 Ağustos 2015 günü yaptığı açıklamada YÖDAK Başkanı Sayın Hüseyin Gökçekuş’a yönelik “yasa dışılık ve usulsüzlük” iddialarını yineleyerek, Cumhurbaşkanımız Sayın Mustafa Akıncı’nın bu konuya ilişkin “kuru bir açıklama yapmaktan öteye hiçbir adım atmadığını” öne sürmüş ve Sayın Cumhurbaşkanımızla ekibini “Yakın Doğu Üniversitesi’nin güdümüne girmekle” suçlayacak kadar ileri gitmiştir.
Toplumun bütün kesimlerine eşit yaklaşımıyla bilinen Sayın Cumhurbaşkanımızı ve ekibini, bir kurumun güdümüne girmekle itham etmek, en hafif deyimiyle haddini bilmemektir.
Sayın Şener Elcil ayrıca yine haksız bir biçimde Sayın Cumhurbaşkanımızın, “tabela örgütlerine randevu verirken” Atatürk Öğretmen Akademisi öğrencilerinin görüşme talebini reddettiğini iddia etmiştir. Bu iddia gerçeği yansıtmamaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanı, Akademi öğrencilerinin görüşlerine her zaman önem vermiş ve Cumhurbaşkanlığında seslerini duyurmalarını sağlayacak ortamı temin etmiştir. Nitekim kendisi de Türk Öğretmen Koleji mezunu olan vegeçmişte KTÖS yönetiminde yer alan Özel Kalem Müdürü Sayın Cenk Gürçağ, Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla, Akademi öğrencileriyle, kendilerini diledikleri gibi ifade edebilmelerine olanak sağlamak amacıyla farklı zamanlarda iki kez uzun görüşmeler gerçekleştirmiştir.
Şener Elcil’in, Sayın Cumhurbaşkanımızın “tabela örgütleriyle görüştüğü”değerlendirmesine gelince; bunun ciddiye alınamayacak kadar seviyesiz bir suçlama olduğu açıktır. Sayın Cumhurbaşkanımız, zamanının elverdiği ölçüde toplumun değişik kesimleriyle görüşmekte ve demokrasi anlayışının bir gereği olarak her görüşün sesini duyurması konusunda özenli davranmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın kimlerle görüşüp görüşmeyeceğine karar verecek olan kişielbette Sayın Elcil değildir.
Sayın Cumhurbaşkanımız YÖDAK’la ilgili tartışmalarda iki temel hassasiyeti gözeterek hareket etmektedir: Bunların ilki Kurulun özerk işleyişine saygı; ikincisi ise hukukun üstünlüğü ilkesine bağlılıktır. Daha önce de açıkladığımız gibi, Yükseköğretim Yasası YÖDAK Başkan ve üyelerinin, süreleri tamamlanmadan görevden alınmasını önleyecek düzenlemeler içermekte; görevden alınma şartlarını Yüksek Mahkeme yargıçlarına uygulandığı biçimde öngörmektedir. Doğru ve adil kararları verebilmek için, kestirmeci ve peşin hükümlü yaklaşımlar sergilemek yerine, hukuki sürecin gerektirdiği sabrı göstermek şarttır. Hukukun kendine özgü bir işleyiş mekanizması vardır. Cumhurbaşkanlığı, YÖDAK Başkanına yönelik iddialarla ilgili olarak adli makamlarla istişaresini sürdürmektedir.Bilinmelidir ki, Sayın Cumhurbaşkanımızın YÖDAK konusunda bundan sonra izleyeceği tutum da yukarıdaki ilkelere uygun olacaktır.