ANKARA - İbrahim Yılmaz Avrupa Birliği'ne (AB) katılma müzakerelerine 3 Ekim 2005'te başlayan Türkiye ve Hırvatistan aradan geçen 8 yıl içerisinde ekonomik büyüme ve gelişme açısından büyük farklılık gösterdi. Türkiye, bu dönemde ekonomik açıdan büyük başarılara imza atarken, müzakere sürecini tamamlayıp AB'ye üye olan ülke ise makro ekonomik göstergeler açısından "zayıf bir karneye sahip" Hırvatistan oldu. AB, Hırvatistan'ı 1 Temmuz itibariyle tam üyeliğe kabul edecek. AA muhabirinin Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Avrupa İstatistik Kurumu (Eurostat) verilerinden derlediği bilgilere göre, Hırvatistan'ın, tam üyelik müzakerelerine başladığı 2005'teki Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYH) 44 milyar 785 milyon dolar seviyesinde bulunurken, 2012'de 57 milyar 102 milyon dolara yükseldi. Söz konusu rakamın 2013'te ise 60 milyar doları aşması bekleniyor. Dolayısıyla Hırvatistan, bu dönemde GSYH'sini yüzde 34,2 artırmış oldu. Türkiye'nin ise 2005'te 482 milyar 685 milyon dolar olan hasılasını, 2012'de 794 milyar 468 milyon dolara, bu yılın sonu itibariyle de 851 milyar 817 milyon dolara yükseltmesi öngörülüyor. Böylece Türkiye söz konusu dönemde GSYH'sini yüzde 76,4 artırmış olacak. Gelirimiz Hırvatistan daha fazla arttı Söz konusu dönemde Hırvatistan'ın kişi başına düşen geliri milli geliri de Türkiye'den daha az oranda gelişim gösterdi. 2005'te Hırvatistan'da kişi başına gelir 10 bin dolar seviyelerinde bulunurken, bu rakamın 2013 sonunda 13 bin 654 dolara yükseleceği tahmin ediliyor. Dolaysıyla ülkenin milli gelirinde 8 yıllık dönemdeki artış yüzde 35'ler seviyesinde gerçekleşmiş olacak. Türkiye'deki kişi başına gelir ise bu dönemde hızlı bir yükseliş sergiledi. Ülkenin 2005 yılındaki kişi başına düşen geliri 7 bin dolarlar seviyesinde bulunurken, bu rakamın 2013 yılında 11 bin 236 dolar olması bekleniyor. Böylece ülkenin kişi başına düşen gelirindeki artış oranı yaklaşık yüzde 60 olacak. Hırvatistan'ın kamu borcu sınırda Hırvatistan ekonomi karnesinin temel göstergelerinden olan kamu borcunun GSYH'ye oranı açısından da negatif bir görünüme sahip. Ülkenin kamu borcunun GSYH'ye oranı 2005 yılında yüzde 38'ler seviyesinde bulunurken, bu rakamı 2013 yılında yüzde 59,5 olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Söz konusu rakamın 2014 yılından itibaren ise yüzde 60 olan Maastricht kriterlerini aşacağı tahmin ediliyor. Türkiye ise bu dönemde kamu borçları açısından çok parlak bir dönem geçirdi. Ülkenin kamu borcunun GSYH'ye oranı 2005'te yüzde 52,7 seviyesinde bulunurken, bu oran yıllar içerisinde aşağı yönlü bir trend yakaladı, söz konusu rakamın 2013'te yüzde 35'ler bandına gerilemesi öngörülüyor. Hırvatlar iş bulmakta zorlanıyor Hırvatistan ekonomisinin söz konusu dönemde mücadele ettiği bir diğer alan ise işsizlik oldu. Hırvatistan'ın 2005 yılında 12,7 olan işsizlik oranı, takip eden yıllarda dalgalı bir seyir izledi. Ülkenin işsizlik oranı son 4 yıl içerisinde yükselme trendine girerken, bu rakamı 2012 yılı sonu itibariyle yüzde 15'lerin üzerine çıkması öngörülüyor. Eurostat verilerine göre ise Hırvatistan'ın bu yılın nisan ayındaki işsizlik oranı yüzde 18,1 seviyesinde bulunuyor. Türkiye, 2005-2013 yılları arasında işsizlikte dalgalı bir seyir izlese de son 3-4 yıllık dönemde işsizlik oranını azaltmayı başardı. Ülkenin 2005'te yüzde 10,5 olan işsizlik oranı, 2009 yılında yüzde 14'ler seviyesine kadar yükselmiş olsa da bu oran daha sonra yüzde 9 bandına yerleşti. Türkiye'nin işsizlik oranının 2013 sonu itbariyle yüzde 9,3 olarak gerçekleşmesi bekleniyor.